- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti:
Devletin Hizb-ut Tahrir'e Yönelik Ceza Politikası Hakkında Basın Toplantısı
01/06/2023 Perşembe günü Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu Ariana'daki merkezinde "Devletin Hizb-ut Tahrir'e yönelik ceza politikası: Çifte standart ne kadar sürecek?" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısı Hizb-ut Tahrir'in Tunus Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Üstad Habib Kerbaka'nın Hizb-ut Tahrir Savunma Komitesi üyelerini tanıttığı ve Tunus'taki rejimin özellikle 25 Temmuz'dan sonra Hizb-ut Tahrir'in ٍŞebab'ını taciz etmek için benimsediği yöntem hakkında konuştuğu mesajıyla başladı, Rejimi değiştirmeyi ve ülkeyi sömürgeciliğin boyunduruğundan kurtarmayı ve Tunus halkı da dahil olmak üzere ümmeti, İslam'ın otoritesini tamamen ve eksilmeden yeniden tesis ederek birikmiş krizlerden kurtarmayı amaçlayan partinin siyasi çalışmasının doğasını hatırlatarak, Batılı güçler için bir tehdit oluşturan ve ajanlarını, gayeleri İslam'la yaşamaya devam etmek için çalışanların faaliyetlerini kesintiye uğratmakla sınırlı olan birer maşa haline getirmektedir.
Son olarak söz alan Avukat İmad Eddin Hadduk ise son yıllarda Hizb-ut Tahrir saflarında gerçekleşen tutuklamaların sayısına ilişkin resmi istatistik ve rakamlar vererek, 2015 yılında Şebab'ın tutuklandığı ve 7 dava dışında davanın görülmemesine karar verilen 69 davanın halen görülmekte olduğunu teyit etti, Çünkü tüm standartlara göre hukuki ve tarihi bir skandal olan Nabul'daki Şeb Adil El Ensari'nin başına gelenlerin aksine, dava konusu olayda Hizb-ut Tahrir'in şahsiyeti olan manevi bir şahsiyete yöneltilen suçlamalarla maddi şahsiyetlerin yargılanması mümkün değildir. Imad Eddin Hadduk, Nabul Asliye Mahkemesinde kararı veren hakimin akademik seviyesini sordu ve kendisinin akademik sertifikasının onaylanmasını istedi.
Ayrıca, 2015'ten bugüne kadar 90 tutuklama kaydedildi, bu tutuklamalar Cumhuriyet Savcılığına ve ardından terörle mücadele kutbuna sevk edildi ve hepsi serbest bırakıldı, bu da rejimin Hizb-ut Tahrir'in Şebab meselelerine terörist niteliği yükleyemediğinin açık bir göstergesidir, çünkü onlar her türlü fiziksel şiddetten uzak fikirsel siyasi çalışmalarda suçüstü yakalanmışlardır! Aksine bu durum, yöneticileri Hizb-ut Tahrir ile entelektüel ve siyasi bir yüzleşme ve tartışmadan aciz olan modern devletin entelektüel iflasının ek bir kanıtıdır. Bu nedenle, Sn. Hadduk, Tunus'ta kapitalizmin uygulanmasıyla ortaya çıkan bağımlılık, sefalet ve perişanlık durumundan ülkeyi ve halkını çekip çıkarmaya en muktedir parti hakkında tartışma ve münazara kapılarını açma çağrısını yineledi.
Duruşmalarla ilgili olarak Üstad Hadduk, Tunus'ta bir ve Safakes'te başka bir askeri mahkemeye sevk olduğunu, sivil mahkemelerin ise Tunus 1, Tunus 2, Ariana, Ben Arus, Manuba, Bizerte, Nabul, Mecazü'l Bab, Bace, Cendube, Susa ve Mehdiye, Sidi Busaid, Kayravan, Safakes, Kabis ve Tuzer'i kapsadığını açıkladı.
Bu yolla, Hizb-ut Tahrir üyelerini mahkemeler önünde taciz etmek ve mesnetsiz suçlamalarla adli takibata uğratmak için sistematik olarak hedef alındığını ve Rabbimizin merhameti dışında, belediyeden ve devletten başlayarak İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'na kadar herkesin bu siyasi yola dahil olduğunu, dolayısıyla Hizb-ut Tahrir'le mücadelede çifte standartın bir devlet politikası olduğunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde teyit etmektedir.
Sözde sivil toplum kuruluşları ise Hizb-ut Tahrir söz konusu olduğunda tüm özgürlük, demokrasi ve insan hakları sloganlarının sona erdiği Hilafet savunucularına karşı kirli komplonun bir parçasıdır.
Abdul Rauf Amiri'nin Mesajı
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Siyasi Büro Başkanı, Basın Toplantısında
Perşembe, 12 Zilkade 1444 Hicri - 01 Haziran 2023 Miladi
https://hizbut-tahrir.info/tr/index.php/dava-haberleri/tunus/18965.html#sigProId399ec903a1
İlgili Bağlantılar: