HABER-YORUM

(Tercüme)

Uygur Müslümanlarına "Helal Gıda" Yasaklandı

HABER:

Çinli yetkililer, yaklaşık on milyon Uygur'a ev sahipliği yapan Sincan eyaletinde terörizmle savaş adı altında helal ürünlerine karşı yeni bir saldırı başlattı. Sincan Uygur Özerk Bölgesi başkenti Urumçi'de bir yerel medyada yayınlandı. Bölge parti üyelerinin Marksizm-Leninizm'e sadık olduklarını ilan ettikleri ve “helal” fenomenin sonuna kadar ısrarla savaşacaklarını belirttiler.

YORUM:

Uzun zamandır unutulan milyonlarca Uygur Müslümanları Çin'de işkence görmektedir. Hatta Çin hükümeti tarafından sistematik olarak suç ihlalleri, hapis cezaları, infazlar, sürgün, tehcir, başörtüsü yasaklama, Kur'an okumayı yasaklama, Ramazan’da oruç yasağı, rehabilitasyon kamplarına gönderme planından dolayı yok edilmeye çalışılırken askeri destek ve uluslararası sessizlik yüzünden Müslümanların oranı %90'dan %60'a düşmüştür.

Doğu Türkistan Müslümanları ile ilgili olarak Çin hükümeti, özellikle 1933’ten sonra onları bastırdıktan sonra bölgenin bağımsızlığını reddederek bölgeyi 1949 yılında resmen ilhak etti. O zamandan beri Uygurlar sadece Müslüman oldukları için bela ve çatışmalara maruz kalıyorlar. Çin hükümeti islamı (aşırılık) ve (terörizm) için bir sembol ve laikliğe ve Marksizm-Leninizm'e karşı açık bir tehdit olarak görür. Bu bölgedeki Müslüman kardeşlerimize yapılan baskılara liderlik eden Çin'deki birçok etkili politikacı tarafından laiklik ve Marksizm-Leninizm benimsenmektedir. Ayrıca bu dönemi "helal gıdalara karşı kararlı bir savaş" olarak ilan ettiler. Çünkü süt, peynir, diş macunu ve diğerlerinin üzerinde sıkışmış olan "helal" kelimesi, din ve laiklik arasındaki sınırların ve devletin ilkesine ve vatandaşlarının duygularına karşı kışkırtma olarak bakıyorlar.

Ülkenin petrol rezervlerinin %15'ini, gaz rezervlerinin %22'sini ve 147 ham hammaddeden 115 tane hammaddeyi içeren toprakları içeriyor ve Doğu Türkistan, Çin'in beşte biri ve Fransa'nın üç katı kadar büyüktür. En iyi uranyum ve altın da dahil olmak üzere diğer mineralleri üreten altı madene sahip olan bölgeyi Çin hükümeti demir yumrukla yönetiyor.

Çin hükümeti, Afganistan ve Pakistan sınırlarında yer alan bölgenin stratejisi ile bu doğal kaynakların bolluğu, Doğu Türkistan'daki Müslümanların, kültürü, dili ve duygularıyla ümmetin inanç birliği devletin gücünü baltalayan ve onlara karşı iç tehdit kaygılarını gündeme getiriyor. Bu yüzden, İslam'ın şiarlarına ve hükümlerinin tüm tezahürlerine hatta ferdi ibadetlere karşı dahi savaş açmıştır ve bu bölgedeki kardeşlerimize her türlü aşağılama ve mahrumiyet ve taciz uygulamaktadır.

Doğu Türkistan'daki yüksek düzeydeki ihlaller ve yaptırımlar, 2017 yılı sonunda Çin ile Arap ülkeleri arasındaki ticaretteki %11,9'luk bir artışı sağlamıştır, 2016'da 171 milyar ABD dolarına denk gelen ticaret 2017 yılı sonunda 191 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.

Uygur Müslümanlarının trajedisi büyüyor ve Rohingyalıların trajedisine doğru tehlikeli bir dönüşe giriyor. Çin hükümeti onları yıkmak için entelektüel ve duygusal dağınık bir Müslüman azınlık haline getirerek unutulmuş Müslümanların meselelerine dahil etmek istiyor.

Türkistan Müslümanları ümmetimizin bir parçasıdır ve onları destekleme ve adaletsizliği kaldırma ve onları koruma bize vacibtir. Kanımız, inancımız ve bizim dinimiz birdir. Çin'in isyankâr boynunu sadece Râşidî Hilafet keser. Hilafet onları aslına döndürür ve nefisleri, malları ve nesilleri korur. Müslümanları koruyarak topyekûn onları bir bayrak ve bir devlet kılar.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Nesrin Buzafiri