- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Daha Önceki Müslümanların Çalıştıkları Gibi Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Müjdeleri İçin Bizler de Çalışalım mı?
Haber:
Hala harika kokusu olan bir yıldönümün olduğu günlerden geçiyoruz. Bu ise H. 20 Cumâde’l Ûla 857 yılında Salı günü gerçekleşen Osmanlı Sultanı Muhammed Fatih’in fethettiği Kostantiniye’nin fethinin yıldönümüdür.
Yorum:
Abdullah İbn-u Amr-u İbn-ul Âss Radıyallahu Anhuma’nın şöyle dediği rivayet edildi: بَيْنَمَا نَحْنُ حَوْلَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم نَكْتُبُ، إِذْ سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: أَيُّ الْمَدِينَتَيْنِ تُفْتَحُ أَوَّلًا: قُسْطَنْطِينِيَّةُ أَوْ رُومِيَّةُ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: «مَدِينَةُ هِرَقْلَ تُفْتَحُ أَوَّلًا، يَعْنِي قُسْطَنْطِينِيَّةَ “Biz Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in yanında yazıyorken O’na şöyle soruldu: Bu iki şehirden hangisi önce fethedilecek: Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem] şöyle cevap verdi: “Evvelâ Hirakl’in şehri, yani Kostantiniye fethedilecektir.” [Ahmed rivayet etti.]
Daha önceki Müslümanlar bu şerefli Nebevi müjdeyi duyduklarından beri bunu gerçekleştirmek için harekete geçtiler. Zira Halifeler, Sultanlar ve orduların hepsi, kendi elleriyle gerçekleşmesini arzu edip özlem duydular. Dolayısıyla bu müjde daha yirmi bir yaşına bile ulaşmamış bu genç adam Muhammed Fatih’in eliyle gerçekleşinceye kadar İslam’ın başlangıcından beri neredeyse sekiz asırdan fazla bir süre onun fethedilmesine yönelik girişimler defalarca tekrarlandı. Ancak o, çocukluğundan beri doğru bir şekilde hazırlık yaptı, babası Sultan II. Murat onunla ilgilendi ve onun asrının en iyi hocalarından ders almasını sağladı.
Allah’ın Rasulü bizlere Kostantiniye’nin fethini müjdelediği gibi Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet’in yeniden kurulacağını da müjdelemiştir. Nitekim Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Müslümanların siyasi tarihi hakkında haber verdiği bir hadiste şöyle buyurmuştur: ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا. ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ، ثُمَّ سَكَتَ “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.” Yine bizlere, Yahudilerle savaşılacağı ve onların çok kötü bir şekilde yenilgiye uğrayacağını da müjdelemiştir: لا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يُقَاتِلَ الْمُسْلِمُونَ الْيَهُودَ، فَيَقْتُلُهُمُ الْمُسْلِمُونَ حَتَّى يَخْتَبِئَ الْيَهُودِيُّ مِنْ وَرَاءِ الْحَجَرِ وَالشَّجَرِ، فَيَقُولُ الْحَجَرُ أَوِ الشَّجَرُ: يَا مُسْلِمُ يَا عَبْدَ اللَّهِ هَذَا يَهُودِيٌّ خَلْفِي فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ، إِلَّا الْغَرْقَدَ فَإِنَّهُ مِنْ شَجَرِ الْيَهُودِ “Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, ‘Ey Müslüman! Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür.’ der. Yalnızca Garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.” [Müslim rivayet etti.] Ayrıca Rabbi Tebareke ve Teala Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i şu kavliyle vasıflandırmıştır: وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى “O, kendi hevasından konuşmaz. O ancak vahyedilen bir vahiy ile (konuşur).” [Necm 3-4]
Haydi ey Müslümanlar, daha önceki Müslümanların yaptıkları bunları doğrulamaya ve bunlara inanmaya var mısınız? Yine daha öncekilerin yaptıkları gibi bunların bizim ellerimizle gerçekleşmesi için elimizden geleni yapmaya var mısınız? Dolayısıyla O’nun şeriatını ikame eder, devletinin yapısını yüceltir, gerekli olan gücü hazırlar ve O’nun yolunda cihad edersek, işte o zaman yeryüzü geri kalan müjdelerin gerçekleşmesiyle aydınlanacağı gibi yeniden Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet ile aydınlanacaktır. وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum-4-5]
#İstanbulunFethi
#istanbul
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Abdulmelik