- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ankara’da Üçlü İhanet Zirvesi
Haber:
Suriye konulu üçlü zirve, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla 4 Nisan Çarşamba günü Ankara'da gerçekleştirilecek. (03.04.2018 Habertürk)
Yorum:
Haberlere yansıdığına göre Putin, Erdoğan ve Ruhani, 4 Nisan’da yapacakları 2. üçlü zirvede Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde alınan karara uygun olarak Suriye’de anayasal reformu teşvik edecek tedbirleri ele alacaklar.
Buna göre Erdoğan, daha açıktan söylememiş olsa da Esed’in iktidarda kalışını zımnen kabul etmektedir. Müslüman katilleri ve kasap Esed’in en büyük destekçileri Putin ve Ruhani ile aynı masaya oturup anayasal reformu görüşmek Erdoğan’ın Esed’li Suriye siyasi çözümüne destek verdiğinin en iyi kanıtıdır.
4-5 gün önce Time dergisine röportaj veren Suudi Prens Selman’ın “Umarım Esed, Tahran’ın kuklası olmaz. Beşşar Esed kalıyor. Ancak Esed’in çıkarlarının, İranlıların bu ülkede her istediklerini yapması ile örtüştüğünü sanmıyorum.” demesi de Amerikan ağzıyla konuşan ve daha önce Esed mutlaka gitmeli diyen Amerikan ajanı yöneticilerin ağız değiştirdiklerinin göstergesidir.
Katillerle aynı masayı paylaşanlar ya katildir ya da katillerin işbirlikçisidir. Katil Rusya ve kalleş rejim, Doğu Guta’da Müslümanları katlederken, Erdoğan katillere sessiz kaldı. Sessiz kalmakla da yetinmedi katiller ile işbirliği yaptı. Zeytin Dalı Harekâtı ile 35 bin Suriyeli silahlı muhalifi Afrin’e çekerek Doğu Guta savunmasını zayıflattı. Bu da yetmedi İdlib’te kontrolü altındaki Heyeti Tahriri Şam ile Ahraru’ş Şam ve Nurettin Zenki grupları arasında çatışma çıkartarak, bu grupların Doğu Guta’ya gitmelerinin önüne geçti. Dahası ileride İdlib’e yapılacak saldırıda iç çatışmalar yoluyla Heyeti Tahriri Şam’ın savunma mekanizmasını zayıflattı.
2 gün sürecek Zeytin Dalı Harekâtı’nı 2 ayda bitirerek silahlı muhalifleri Afrin ile oyaladı. Böylece savunması zayıflayan ve diğer Amerikan ajanı Suudi Arabistan’ın da Doğu Guta’daki muhaliflere silah yardımını kesmesiyle zorba rejim güçleri Doğu Guta’da kontrolü ele geçirmiş oldular. Zorba Şam rejimi güçleri Doğu Guta’da kontrolü ele geçirince, Amerika, YPG güçlerini Afrin’den geri çekti. Türk tarafı ise Afrin kent merkezinde güçlü bir direnişin olacağını sanıyordu. Yani Doğu Guta kontrol altına alınana dek, Türkiye harekâtı uzattı, YPG de direniş gösterdi. Doğu Guta’nın düşmesiyle birlikte Türkiye rolü gereği zaferini ilan etti, YPG de rolü gereği Afrin’den çıkarak kenti Türkiye’ye teslim etti.
Erdoğan, Afrin harekâtını nihayetlendirdiği gün, haydut Esed de muzaffer edasıyla Kızıl Haç eşliğinde Doğu Guta sokaklarını turladı. Sonra Afrin harekâtı bitiminde kent merkezindeki hükümet binasına Türk bayrağı ile Suriye bayrağının yan yana asılması her iki Amerikan ajanı yöneticiler arasında İran ve Rusya üzerinden ya da istihbarat teşkilatları aracılığıyla gizli işbirliği olduğunun açık belirtisidir.
Doğu Guta olayı biz Müslümanlara şunu gösterdi; İslam dünyasındaki yöneticilerin tamamı haindir. Hain olmakla birlikte istisnasız hepsi de İslam ve Müslüman düşmanıdır. Her biri kendi ülkesinde İslam ve Müslümanlar ile savaşmakta ya da samimi Müslümanları cezaevlerine tıkmaktadır.
Hain işbirlikçilerin eliyle Suriye devrimine kürtaj yapıldıktan sonra şimdi de Ankara’da üçlü zirvede anayasal reformlar adı altında laik rejim ve kurumların bekası ele alınacak. Diğer bir deyişle anayasada yapılacak küçük rötuşlar ile Esed ve laik rejim Müslümanlara yutturulacak. Amerika da böylece Suriye’de ajan rejim ve kurumlarını koruyarak siyasi çözümüne erişmiş olacak. Belki bu süreçte rejimin başı Esed gidebilir. Ama Amerika için önemli olan kişiler değil, laik rejim ve kurumlardır. Kişiler gelip geçicidir.
Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Ercan Tekinbaş