HABER-YORUM

(Tercüme)

Endonezya'daki Nahdatul Ulema Yahudi Varlığını Ziyaret Ediyor!

HABER:

Rusya Today web sayfası 08/06/2018 tarihinde “Endonezya’nın üst düzey bir heyetin “İsrail’i” ziyareti” başlığı altında haber yayınladı. Yazıda şunlar geçmektedir;

“Endonezya’nın Nahdatul Ulema’ya mensup üst düzey bir heyet önümüzdeki hafta “İsrail'i” ziyaret etmeyi planlıyor.

Heyet, Kudüs'te dinler arası diyalog konulu bir konferans verecek olan Şeyh Yahya Halil tarafından yönetilecek.

YORUM:

Endonezya'nın Nahdatul Ulema Birliği, Endonezya'nın Batı yanlısı seküler yönetimine katılmakla kalmıyor ayrıca devletin anayasasını ve Panşasila adlı laik ulusal tüzüğünü savunur. Fakat Şeriatın uygulanması ve Hilafetin kurulmasına olan davetin suç haline getirilmesi için çalışıyor.

Bu, Nahda liderlerinin Yahudi tarafına yaptığı ilk ziyaret değil. Abdulrahman Vahidi 2007 yılında ilişkileri normalleştirmek için ülkeyi üst düzey bir heyetle ziyaret etti. O gün, Cumhurbaşkanı Vahid'in barış İçin Peres Enstitüsü'ne üye olduğu ortaya çıktı. Bundan önce, 2000 yılında Jakarta'da mücrim Şimon Peres'i karşılamıştı.

Öte yandan, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, 18-05-2018’de Twitter sayfasında, Nahdatul Ulema’dan üst düzey bir delegasyonu Beyaz Saray’da karşılamaktan mutlu olduğunu ve Nahdatul Ulema’nın Endonezya'da “aşırılık” olarak adlandırılan hareketlerin karşısına çıkmadaki rolünü övdü.

Twitter hesabından ABD Başkanı Trump ve yönetimi, dini özgürlükler ve cihadla mücadelede konusunda Nahdatul Ulema ile beraber durduğunu söyledi.

Amerika, Batı ve Yahudilerin “aşırılık” kavramını tanımlaması, Şeriatın uygulanmasına ve Nübüvvet Metodu üzere Hilafetin kurulmasına davet, mübarek Filistin topraklarını kurtarma, işgalci Yahudi varlığının tahakkümünü sona erdirmeye davet, Müslüman beldelerin birleşmesi için çağrıda bulunma, Müslüman beldelerde Batılı nüfuzdan kurtarma ve sonlandırmaya daveti kapsamaktadır. O halde Tony Blair de dahil olmak üzere birçok Batılı politikacıların dediği gibi, Batı kavramıyla “aşırılığı” tanımlarsak! kendilerine sorulması gereken şu soru ortaya çıkar: O zaman hangi Nahda’dan veya hangi âlimlerden veya hangi Müslümanlardan konuşacağız?

Parlatılan her şeyin altın olamayacağı gibi parlatılan bir kafatası da o kişiyi alim yapmaz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Müh. İsmail Wahwah