Cuma, 27 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
24 Haziran Sonrası Türkiye İç ve Dış Politika’da Ne Yapacak?

بسم الله الرحمن الرحيم

24 Haziran Sonrası Türkiye İç ve Dış Politika’da Ne Yapacak?

Haber: YSK tarafından son resmi açıklama yapılmamış olsa da 24 Haziran seçim sonuçları şu şekilde ilan edildi: %52.55 ile Cumhur İttifakının adayı R. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. Onu %30,67 ile CHP’nin adayı Muharrem İnce takip etti. Parlamentoda ise %42,50 ile Ak Parti birinci parti oldu. Ak parti 2002’den bugüne girdiği seçimlerde ikinci kez mecliste salt çoğunluğu sağlayamadı ama belki de ilk kez mecliste çoğunluk sağlayamadığı için ikinci bir partiye ihtiyaç duyacak.

Yorum: Genel olarak 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirdiğimizde Türkiye siyasi haritasında şunu görüyoruz. Marmara, Karadeniz, İç Anadolu bölgelerinin tamamında Ak Parti ve MHPnin kurduğu Cumhur İttifakı yüksek oy ile kazandı. Ege ve Akdeniz kıyı illerinde CHP oyların çoğunu aldı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde ise HDP oyların sahibi oldu. İyi Parti ise Ankara, İstanbul, İzmir ve İç Anadolu bölgesinin bazı illerinde ve Batı’daki illerden ağırlıklı olarak oy aldı. Bu sonuçlara göre partilerin hepsinin oy almak için halkın Milliyetçi ve vatancı duygularını kullanıp istismar ettiklerini görebiliriz. Zira Ak Parti seçim sürecinde 15 Temmuz sonrası oluşan milli ve vatancı politik dil ile kampanya yürüttü. MHP ve İyi Parti hakeza aynı şekilde yaptı. HDP ise Kürt Milliyetçiliği ve Kürdistan beklentisi üzerinden Müslüman Kürt halkını kandırdı. CHP’nin Laik Cumhuriyetçi dilinin altında ise yine Atatürk Milliyetçiliği yatmaktadır. Özetle ümmetin bölünüp parçalanmasına sebep olan Milliyetçilik ve vatancılık fikri sanki bir ilaçmış gibi Müslümanlara enjekte edildi. Yani Müslümanlar fıtrat dışı bu faşizm ile uyutuldular ve kandırıldılar.

Artık Türkiye'de bir sistem değişikliğinin yaşandığını ve Amerika’nın kurumlardaki İngilizci nüfuzu bertaraf edip kendi Başkanlık sistemini de Türkiye’ye yerleştirmek için adım attığını söyleyebiliriz. Yani bu seçimlerin kazananı Amerikancı Başkanlık yanlıları, kaybedeni ise İngilizci parlamenter sistem yanlılarıdır. İç ve dış siyaset açısından bu sonuçlara göre Türkiye’nin gelecek 5 yıllık politikalarını öngörü ile değerlendirdiğimizde şunu görürüz. Amerika iç siyasetteki Ak Parti’nin mecliste çoğunluğu sağlayamamasını çok önemsemiyor. Zira Meclis aritmetiğinde genel olarak Amerikancı parti çoğunluğu hâkim durumdadır. Bu partiler arasında iç siyaset ile ilgili politikalarda yapılacak pazarlıklar, anlaşmalar ve uzlaşılar olacaktır. 2013 Aralık ayında baş gösteren hükümet-cemaat kavgasında bile araya girmeyen ABD, yeni meclis aritmetiğinde neyin nasıl olacağına çok müdahil olmaz. Çünkü 16 yıllık ittifakına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hırs ve makyavelist siyasi tecrübesine güveniyor.

Ancak dış politikada Türkiye’nin bölgede nasıl bir yol haritası üzerinde yürüyeceği konusu Amerika için önemli. Türkiye Amerika’nın Ortadoğu çıkarlarına göre yürüttüğü siyasete tam bağlı ve bağımlı durumdadır. Amerika’nın Suriye, Filistin, Irak ve Mısır konularında yürüteceği politikalara ne Ak Parti iktidarı ve Erdoğan ne de desteğine ihtiyaç duyacağı MHP ve onun gibi diğer başka partiler itiraz edecek değildirler. Türkiye Suriye meselesinde Amerikan çözüm planına göre yürüyor ve 24 Haziran’dan sonra da böyle yürüyecek gözüküyor. Türkiye Filistin meselesinde ABD’nin iki devletli çözüm planını destekliyor bundan sonra da bu planın gerçekleşmesi için çalışıp çaba sarf edecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan Filistin sorununun çözümünü bahane ederek Mısır ile normalleşmenin yolundaki kapalı kapıların açılmasına da razı olacaktır. Kısaca siyasi hırs ve çıkarlarının gerçekleşmesi için Türkiye iç politikasında belirleyici olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi olacaktır. Ortadoğu ve bölgedeki çıkarlarının gerçekleşmesi için dış politikada belirleyici olan ise ABD olacaktır.

Eğer dış politikada Türkiye’nin etkin, bağımsız bir siyaset ve vizyonu olmuş-olacak olsaydı, Adana’daki İncirlik Askeri Üssü’nün Amerikalı küstah komutanı Albay David S. Eaglin’in "Buradaki varlığımız, müttefik ve stratejik partnerimiz Türkiye ile on yıllardır süren çalışma isteğimizin sembolüdür. ABD’nin İncirlik’ten ayrılmak gibi bir planı yok" şeklindeki açıklamasınaAk Parti iktidarından, Cumhur İttifakı’nda ya da TBMM’den adam gibi bir adam çıkıp cevap verirdi ve Müslümanların yüreğine su serperdi. Ama yok! Çünkü ABD ile müttefiklik ve Batı ile dostluk devam ediyor ve topraklarımızdaki askeri üslerden kalkan ABD’nin katil uçakları ile Suriye ve Irakta çocuklar ölüyor. İhanet çok büyük ama Allah Subhanehu ve Teâla küçücük bir vesile ile bu büyük ihanetleri ifşa etmeye kadirdir. Nasıl ki kâfir Amerika’yı öven Kâbe İmamı’nı, ayağını yere basmaktan dahi aciz bir Müslüman davetçi ile rezil rüsva ettiyse yine başkalarını da rezil etmeye muktedirdir.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Mahmut Kar

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER