Haber-Yorum

Rejim Soçi’nin Çerçevesini Överken
Grup Liderleri de Detaylar Üzerinde İhtilaf Ediyor!

Haber:

Suriye rejiminin Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Cumartesi günü rejiminin Suriye topraklarının tamamını askeri grupların pençesinden geri almaya kararlı olduğunu, Rusya ile Türkiye arasında imzalanan “İdlib Anlaşması’nın” “zaman olarak çerçevelendiğini” açıkladı. Muallim, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 73. oturumunda yaptığı konuşmada şöyle söyledi: “İdlib hakkındaki Soçi Anlaşması, zaman olarak belirli zamanlarla çerçevelenen bir anlaşma olup Astana yolunda sonuçlanan gerilimi azaltma bölgeleri hakkında daha önceki anlaşmaların bir parçasını oluşturmaktadır.”  (El-Dorar El-Şamiye)

    Yorum:

Müslümanların meseleleri hakkında ülkeler arasında yapılan anlaşmalar her zaman İslam düşmanlarının lehine sonuçlanmış ve bir gün olsun İslam’ın ve Müslümanların hayrına bir şey getirmemiştir. İşte Soçi Anlaşması, aşağılık maddeleriyle açıkça teslimiyete ve boyun eğmeye yol açmaktadır. İşte rejim, bazılarının gizlemeye çalıştığı bu anlaşmanın geçici olduğunu ve sonuçlarının da Dera, Guta, Humus ve Kalamon kırsalından her birinin teslim edilmesiyle sonuçlanan Astana anlaşmaları gibi olduğunu vurguladı.

Nitekim cahil birinin, Türkiye’nin gerilimi azaltma anlaşmasındaki rolünü göz ardı ettiğini ve rejimin İdlib’e askeri saldırıda bulunmasını engellediği gerekçesiyle Soçi’deki aşağılık çabalarına teşekkür ettiğini görüyoruz.  Çok açıktır ki bu anlaşma, bu köhne rejimi korumakta ve ona yönelik herhangi bir askeri eylemi engellemektedir. Ayrıca bu anlaşma, silahların, sonrasında da ülkenin teslim edilmesi ve Amerika’nın siyasi çözümünün uygulanmasıyla birlikte teslimiyet ve boyun eğme yolundaki bir adımı ifade etmektedir. 

Çalkantılı, tereddütlü, çekingen ve belki de Şam’daki grup liderlerinin Soçi Anlaşması’na yönelik gösterdikleri aşağılık tutumlar, açık bir şekilde devrimin sorununun liderlik sorunu olduğunu göstermektedir. Zira bugün devrimin liderliğini askeri ve siyasi olarak teslim eden birisinin, Soçi Anlaşması’nın gerçeğini göz ardı ettiğini ve orada burada bir maddesine muhalefet ederken diğer maddelerini onayladığını görürsünüz. Bu da destekçilere bağlılığın ve pusula ve karar kaybının doğal bir sonucudur. 

Şam devriminin; Allah’tan başkasına boyun eğmeyen, Allah’tan başkasına bağımlılıktan ve kulluktan kurtulmak için ümmetin göstermiş olduğu azim fedakârlıkları heba etmeyen, safları ve çabaları birleştiren, rejimi devirip İslam’ın yönetimi olan Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet’i kurmak için hain konferansları ayakları altına alan bir liderliğe ihtiyacı vardır. Devrim sadece bu şekilde konferansların tuzağından ve hayali destekçilerin boyunduruğundan kurtulabilir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Münir Nasır - Suriye