Haber - Yorum

2019 YILI BÜTÇESİNE İSLAMİ BAKIŞ

HABER:

2019 yılı bütçe kanunu 22 Aralık 2018 günü TBMM’de kabul edildi. Cumhurbaşkanlığınca sunulan bütçe teklifinde, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 949 milyar 25 milyon 615 bin TL, özel bütçeli idarelere 73 milyar 771 milyon 848 bin TL, düzenleyici ve denetleyici kurumlara 6 milyar 536 milyon 982 bin TL ödenek verildiği kaydedildi.

YORUM:

Her yıl Kasım ayı itibariyle hükümet tarafından meclise sunulan bütçe kanun tasarısı meclis genel kurulunda tartışmaya açıldıktan sonra oylamaya tabi tutularak kabul edilir. Genel kurulda bütçede yer alan detaylar üzerinde tartışmalar yapıldığı gibi, Türkiye gündeminde olan daha başka hususlar da tartışılır. Bu yıl yapılan bütçe görüşmeleri de zaman zaman vekiller arasında sert, kavgalı ve küfürlü görüşmelere sahne oldu. Netice itibariyle mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKP ve onun can simidi konumunda olan MHP’nin desteği ile bütçe kanun tasarısı 335 evet oyu ile kabul edildi.

Türkiye’de bütçe yapısı kendi içerisinde; genel bütçe, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumların bütçeleri olmak üzere üç ayrı cetvelde detaylandırılır. Buna göre 2019 yılı bütçesine ait toplam tutar; 1.029.334.445.000 TL’dir. (194 milyar 214 milyon $)  Bu bütçenin 117.337.000.000 TL’si (22 Milyar 139 Milyon $) faiz giderlerine, 247.302.546.000 TL’si personel giderlerine ayrılmıştır. 2019 yılı bütçesi kapsamında 966.672.787.000 TL (182 milyar 391 milyon $) vergi geliri toplanacağı ve 62.661.658.000 TL (11 milyar 823 milyon $) bütçe açığının olacağı varsayılmıştır.

2019 yılı bütçesinin İslâmî açıdan incelediğimizde şu hususları söyleyebiliriz.

1-            Demokratik sistemde bütçe harcamalarının ağırlıklı kısmı vergi gelirlerine dayanır. Yukarıda yer alan bütçe açığı ise faizli borçlanmalar üzerinden karşılanır. İslâm ahkâmına göre ise vergiler sürekliliği olan gelir kalemi değildir. İslâm'a göre vergiler tüm insanlardan, fakirlerden, miskinlerden yani hayat standartlarına göre gelire sahip olmayan kimselerden vergi alınmaz.

2-            İslâm şeriatına göre hiçbir şekilde faizli işlem yer almaz. Bu nedenle devlet harcamaları içerisinde faiz diye bir gider kalemi dolayısıyla bunun için insanlardan vergi toplanması gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü her şekliyle faiz haramdır. Faiz giderleri, cumhuriyet tarihi boyunca tüm bütçelerde yer almıştır. Bu güne kadar insanlardan trilyonlarca lira tutarında faiz için paralar toplanmış ve toplanan bu paralar IMF ve Dünya bankası gibi küresel kuruluşlara, yerli ve yabancı banka sahiplerine verilmiştir. Bu faiz gelirleriyle insanlar vergi yükü altında inim inim inletilirken bankacılar, kam emiciler ise servetlerine servet katmış ve ülke sömürgecilerin oyun alanı haline getirilmiştir.

Bütçede yer alan faiz giderlerine ilave olarak 2018 Ekim ayı itibariyle Türkiye’de 32 milyon kişi bankalara borçlanmak zorunda kalmıştır. Ekim ayı itibariyle sadece tüketici kredilerinin toplam tutarı 550 milyar TL tutarındadır. Bu rakama şirketler tarafından alınan krediler dâhil değildir.

3-            Bütçede yer alan diğer harcama kalemlerine bakıldığı zaman İslâm ekonomik sisteminde bu harcama kalemlerinin belli bir kısmı faiz giderleri örneğinde olduğu gibi hiçbir surette yer almayacağı gibi bazı harcama kalemlerinde ise bu bütçede yer alan rakamların son derece düşük miktarda olan kısmı kadar ancak gider yapılır. Örneğin hazırlanan bütçede Hazine ve Maliye bakanlığı için 419.857.267.000 (79 milyar 218 milyon $)) harcama yapılacağı öngörülmüştür. Her ne kadar İslâm Devleti’nde ihtiyaç halinde vergilerin toplanması ve hesaplanması, zekât vb hususlar için memurların çalıştırılması söz konusu olsa da toplamda bu rakamların belki yüzde biri kadar ancak olur. Yine İslâm Devleti’nde Göç İdaresi Başkanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı, Milli Piyango İdaresi, Sermaye Piyasası Kurumu gibi gider kalemleri kesinlikle yer almaz. Kısacası 2019 yılı için hazırlanan bu bütçe rakamları ile İslâm Devleti’nin bir yıl içerisinde yapacağı harcamalar karşılaştırıldığında -Askeri harcamalar ve cihad için yapılacak olan giderler hariç tutulduğunda- bugünkü rakamların belki de 1/20’si kadar hatta daha az seviyede olacağı düşünülebilir. Buna bağlı olarak da insanlardan ziyadesiyle vergi toplamaya gerek kalmaz.

4-            İslâm Devleti’nde yıllık bütçe hazırlanması ve meclisin onayına sunulması gibi bir uygulama söz konusu değildir. İslâm Devleti’nin gelirleri şeriat tarafından yani Allah ve Rasûlü tarafından belirlenmiştir. Bunların dışında gelir kalemi ihdas edilmesi caiz değildir. Aynı şekilde devlet tarafından yapılacak harcamaların çeşitleri de şeriat tarafından belirlenmiştir. İslâm ahkâmına göre haram olan alanlara hiçbir surette harcama yapılmaz. Bunun için devlet bütçesinden pay ayrılmaz. İslâm ahkâmına göre zorunluluk arz etmeyen işlerin yapılması için insanların sırtına vergi yüklenmez. Ancak İslâm devletinin vergi dışında kalan daimi gelirlerine dayalı olarak devlet hazinesinde para bulunması halinde zaruri olmayan alanlara harcama yapılabilir.

5-            Bütçede yer alan bu rakamlar ve vergi gelirleri yerel yönetimleri tarafından toplanan vergilerin dışında kalan rakamlardır. Zira belediyelerin kendilerine ait çevre temizlik vergisi ve emlak vergisi gibi vergi kalemleri vardır ve bunların harcamaları genel bütçeden ayrıdır. Belediyelerin kendilerine ait gelir ve gider bütçeleri vardır. Tüm belediyeler olarak genel bütçenin yaklaşık yarısı kadar olan harcamalar da ilave edildiğinde bir yıl içinde ülke içinde yaşayan insanlardan alınan vergiler son derece ağırdır. Diğer ülkelerdeki durumlar da Türkiye’deki bütçeden farklı değildir. Dolayısıyla İslâm ümmetinin bu vergi zulmünden ve son derece abartılı ve caiz olmayan kalemleri içeren zulüm bütçelerinden kurtulmasının tek yolu İslâm hükümlerinin hayatımıza hakim kılınması ile mümkün olur. Rabbim bizlere en kısa sürede İslâm ahkâmı ile yönetilecek olan Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde yaşamayı nasip etsin.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Muhammed Hanefi Yağmur