Amerika (Türkiye) ve Rusya, Suriye’de Askeri Koordinasyon Üzerinde Anlaşmaya Vardılar

Haber:

Washington’un geçen hafta askerlerini geri çekme kararını açıklamasının ardından Türkiye ve Rusya, Cumartesi günü Suriye’de askeri operasyonlar koordinasyonu üzerinde anlaşmaya vardılar.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergev Lavrov, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile Moskova’da yaptığı görüşme sonrasında yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Özellikle ilan edilen ABD askerinin geri çekilmesiyle bağlantılı olarak yeni şartlar üzerine odaklandık.”

Ve şöyle bir eklemede bulundu: “Yeni şartlar altında (Suriye'de) sahada bulunan Rus ve Türk askeri temsilcilerin, bu ülkedeki terör tehdidini nihai olarak sonlandırmak amacıyla adımlarını nasıl koordine etmeyi sürdüreceklerine ilişkin bir anlaşmaya vardık.” (el-cezire net)

Yorum:

Yılanın başı Amerika bugün, Türkiye, İran ve diğer ajanlarıyla birlikte rengini değiştiriyor ve başta Suriye halkının devriminin de olduğu İslam ülkeleri olmak üzere dikkatleri dünyadaki utanç verici eylemlerinden uzaklaştırmak için yeni şartlar oluşturuyor.

Küfür, İslam ümmetinin sömürgesi, köleleştirmesi ve servetlerini yağmalamasından kurtulmasını önlemek için yeni yollar ve yöntemler icat etmektedir. Dolayısıyla İslam ümmeti üzerindeki ömrünü uzatmak ve İslam ümmetinin hareketini engellemek için her durumda bu yol ve yöntemleri diğer yeni yol ve yöntemlerle değiştirmekte ve daha önceki yol ve yöntemlerde başarısız oldukları için bu yollar sayesinde bazen milliyetçi, bazen ulusalcı ve diğer bazı zaman da İslami yüzlerin olduğu liderlere vurgu yapmaktadır ki böylece İslam ümmetini İslam’ından uzaklaştırabilsin.    

Amerika’nın askerlerini Suriye’den çekeceğini açıklamasına, bunun çıkarımlarına ve nedenlerine yüzeysel olarak bakan bir kişi, bunun Amerika tarafından atılmış olumlu bir adım olduğunu düşünür. Ancak derin, aydın ve etraflıca bakan bir kişi ise bunun, özellikle devrimi kendisine isyan eden ve tahtını sarsan Suriye devrimi olmak üzere İslami halkların devrimlerini bitirmeye ve kürtaj yaptırmaya yönelik düşmanlığın bir yansıması olarak düşünür.

İşte bugün o, bu kararlarla kendisini gizlemekte ve halklar üzerindeki hegemonyasını sürdürmek amacıyla cahiliye döneminde cehalet olarak bugün ise “terörizm” olarak adlandırdıkları İslam’ı hayat sahasından uzaklaştırmak için dünyadaki bu icraatlarını kullanmaktadır. Dolayısıyla bizim, onları ortadan kaldırmak ve Allah’ın Kitabı ve Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetiyle hükmetmek amacıyla onlardan yönetimi almak için gözlerimizi onların bu yaptıklarına dikmeliyiz. Zira küfrün nüfuzundan ve onun üzerindeki kuyruklarından kurtulmak için İslam ümmetinin önünde bundan başka bir yol yoktur.  

Ey İslam ümmeti tüm bunlar bizi, vakıamıza ve sorunlarımıza çözüm bulmada Allah’ın vahyi olan yola sımsıkı sarılmaya sevk etmelidir. Dolayısıyla kesinlikle sözlerimizi, Allah Azze ve Celle’den Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e gelenleri örnek alan ve bugünkü cehaleti alt üst edebilmemiz için ilk cahiliyeyi alt üst eden sahabesinin izinden yürüyen bir lider üzerinde birleştirmekten başka bir yol yoktur.  

قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَاْ وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللّهِ وَمَا أَنَاْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ  “(Resûlüm!) De ki: "İşte bu, benim yolumdur. Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz. Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim.” [Yusuf-108]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Abdullah Abdurrahman