Haber ve Yorum

Suriyeli Müslümanların ve Türk Askerlerinin Katili Sibirya Ayısı İle Bırakın Görüşmeyi Yan Yana Gelmek Bile Züldür, Pirüpak Kanlarına İhanettir

Haber:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Mart’ta Moskova’da “İdlib Zirvesi” yapacak. Ankara’nın masadaki temel talebi, Şam rejiminin Soçi Mutabakatı sınırlarına kadar geri çekilmesi ve ateşkes olacak. (03.03.2020 CNN Türk)

Yorum:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le 5 Mart’ta Moskova’da gerçekleştireceği zirvede, büyük olasılıkla Suriye’nin İdlib kentinde yaşanan ihanet ele alınacak, devrimin kaderini belirleyen adımlar atılacak.

Görüşme öncesi Türkiye, Suriye rejimine güya haddini bildirmek, gözlem noktalarının gerisine çekilmesini sağlamak için Bahar Kalkanı operasyonu başlattı. Amerika, Türkiye’ye zorba Şam rejiminin yıkılmasına ya da zayıflamasına yol açmayacak şekilde öldürülen Türk askerlerinin ardından Türkiye’de oluşan havayı dağıtmak, Erdoğan’ın muhalifler ve Suriye halkı nezdinde zayıflayan karizmasını kurtarmak ve şu anki emri vakiyi muhaliflere dayatmak, başka bir deyişle yeni bir Soçi anlaşması imzalamak için hava saldırıları düzenlemesine izin verdi. Çünkü yakın hava desteğinde karadan ilerleyen birlikler olmadıkça hava saldırılarının amaca ulaştırmayacağını sağır sultan bilir. Onun için Erdoğan’ın Rusya’ya “Suriye ile aramızdan çekilin, bizi rejimle baş başa bırakın” sözü kamuoyu önünde külhanbeyliği taslamaktan öteye geçmez. Zira gerçekten savaş arzusu ve niyetinde olan bir devlet, birisine aramızdan çekilin, demez, aradan çeker atar, ciğerini söküp alır, hele de o, Müslüman katili biriyse. Erdoğan’ın bu hali, tıpkı kavga etmek istemeyen birinin “tutmayın” beni demesine benzer. Savaşmak istiyorsan yaparsın, istemiyorsan yalana yatarsın. Erdoğan'ın durumu bu.

Erdoğan, aradan çekilmesini rica ettiği Rusya’nın Amerikan’ın emriyle 2015’te Suriye’ye müdahalesinden önce neredeydi? O zaman Müslüman katili cellat rejimle baş başa değil miydi? Baş başa olduğunda ipi başkasının elinde olan kukla gibi oynamam deyip mızıkçılık yapacaksın, arada birileri olduğunda da halkı kandırmak için külhanbeyliği edasıyla çekil aramızdan diyeceksin, kime maval okuyorsun ey Erdoğan! Karşında çocuk mu var?

Hadi bunu da geçtik, Müslüman katili kalleş Rus rejimiyle görüşmek için can atmak, aşağılayıcı bir şekilde defalarca reddedildiği halde biteviye görüşme talebinde bulunmak, züldür, Sibirya ayısı tarafından öldürülen Türk askerlerinin kanına ihanettir. Erdoğan, martaval atmak yerine Osmanlıcılık oynadığı atalarının Rusya’ya karşı ilan ettiği “Cihadı Ekber” fermanından hiç mi ders çıkarmadı? Halife Mehmet Reşat, fermanında der ki: “Ey müminler, Moskof asırlardan beri kesin olarak, insanlık için baş belası ve düşmandır… Beytül mukaddesteki şehit yurtlarından Necef’ten, Kerbela’dan ve diğer evliya ve şehitlerin makamlarından def etmek için… Kin yüklü hilelerinden faydalanmalarına engel olmak için o mütecavizlerle savaşmanın bir borç olduğunu düşünerek bütün Müslümanları onlara karşı savaşmaya çağırıyorum.”

Görüldüğü gibi hasta adam Osmanlı Halifesi, Moskof rejimine rica ediyorum aramızdan çekilir misin demek yerine Müslümanlara Cihadı Ekber çağrısı yapıyor. Moskof’lu kafir Putin’e dostum demek yerine onu insanlık için baş belası ve düşman olarak tanımlıyor. Erdoğan bunu yapabilir mi? Nerede? Ancak martaval okur.

Amerikan dış politikasının en önemli teorisyeni Henry Kissinger’in 11 Eylül saldırılarından sonra geliştirdiği “Savaşma savaştır” teoremi uyarınca Erdoğan, Suriye ve Libya’da Amerikan çıkarları için lokal ajan güçlere karşı bir savaş yürütüyor. Efendisinin çıkarı için Müslümanlar katledilmiş, emelleri ve hayallerini yok etmek için çürük botlarla diri diri ölüme yollanmış, denize dökülmüş, sınır kapılarında insanlık trajedisi yaşanmış, kafir Yunan’ın sofrasına atılmış Erdoğan’ın umurunda değil. Yeter ki efendisi razı olsun, gerisi teferruat.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ercan Tekinbaş