Haber-Yorum
İslam ve Müslümanlar İçin Çalışmaya ve Münafıkların Kökünü Kazımaya Davet Ettik

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’li mevkidaşı Donald Trump’a iki ülkenin ortak çıkarları ve değerlerine dayalı ikili ilişkileri geliştirmeye yönelik samimi çabaları için teşekkür mektubu gönderdi. Türkiye Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada şöyle geçmektedir: “Erdoğan mektupta, Amerikan seçimlerinin sonuçlarının dost ve müttefik ABD halkına hayırlı olmasını dilediğini dile getirdi.” Açıklamaya şöyle bir eklemede bulundu: “Erdoğan, iki ülke arasındaki tarihi dostluğu ve ittifakı geliştirmenin gereğini vurguladı.” Türkiye Cumhurbaşkanı, "önümüzdeki dönemde Ankara ile Washington arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme amaçlı çabaları sürdürmenin gereğini" vurguladı. (AA)

Yorum:

Gülümsediği şey felaketin en kötüsüdür. İşte padişah diye isimlendirdikleri kişi, her zaman bahsettiğimiz ve ifşa ettiğimiz şeyleri ikrar edip kabul ediyor. Zira bu gerçekleri diliyle doğruladı ve bunları kabul etti.

Nitekim Erdoğan, İslam ümmetine ve bölgede Amerika’nın vaftiz babası yaptığı Türkiye’ye yapmış olduğu şeylerden dolayı Trump’ın pervasızlığına teşekkür ediyor. Zira Amerika’nın Şam devrimini ortadan kaldırma planlarını uygulamak için Müslüman askerleri Şam’a gönderdiği gibi Amerikan çıkarlarını gerçekleştirmek için de onları Libya’ya göndermiştir. Son olarak da yine efendisi Trump’ı hoşnut etmek için Azerbaycan’a asker göndermiştir.

Mesajına gelince; Türk rejiminin çalışmalarında Amerika’nın seçkin bir ortağı ve müttefiki olduğunu ve Yahudi varlığını desteklemek ve Filistin’in mübarek toprakları üzerindeki meşruiyetlerini kabul etmek için bölgede yaptığı desteği kabul etmiştir. Şimdi bu mesele, bir yükseliş veya İslam’ın herhangi bir türü mü yoksa ajanlığının ve efendilerine olan bağlılığının ispatı mıdır?! 

Şöyle söyleyen ne kadar da doğru söylemiştir: “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” Zira o, kafir Amerikan rejiminin sadık ve samimi bir dostu olduğunu kabul ediyor. Ayrıca iyi niyet üzere kalmasını ve bölgedeki bu aşağılık rol için uygun kişinin kendisi olma hususundaki beklentileri temenni ediyor. Bu mektup bu konularla sınırla kalmamış, dahası bunun da ötesine geçmiştir. Zira diğer rolleri dört gözle beklediğini söylemiştir! Yani emredecekleri şeylerle ilgili bir işaret bekliyor! Bu sözlerden sonra bu ikiyüzlülüğü savunan ve onu padişahla kıyaslayan kimse kaldı mı yoksa bu husus, söylendiği gibi “uçsa bile keçidir” sözünden mi ibarettir?!

Ey aklı olan ve muhlis bir şekilde İslam’a ve Müslümanlara sadakat gösterenler: Düşmanınızın kim olduğunu, akıl hocalarınızın kim olduğunu ve ümmetleri için çalışanların kim olduğunu öğrenmenizin zamanı gelmedi mi? Ya da entrikalarınızı durdurmanızın, gözlerinizdeki perdeyi kaldırmanızın, gerçekleri görmenizin ve onu takip etmenizin zamanı gelmedi mi? Nitekim hak ve hakikati gözlerimizin önüne koymaya ve İslam’ı muhlislerin liderlik edeceği vakıaya geri döndürmek için Mustafa Aleyhissalatu ve’s Selam’ın yolunu takip etmeye davet ettik. O halde İslam’ı yayacak, Müslümanları izzetli kılacak ve sömürgeci kafirleri zelil edecek İslam Devleti’ni yeniden kurmak için güçlerimizi birleştirelim…Peki sizleri davet ettiğimiz bu hayra icabet edecek misiniz?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Mahir Salih - Amerika