Haber Yorum

(Tercüme)

Özbekistan Borç Bataklığında Batıyor!

Haber:

27 Mart'ta El-Hürriyet Radyosu şu haberleri yayınladı:

Merkez bankasına göre Özbekistan'ın dış borcu geçen yıla göre %37,4 veya 9,2 milyar dolar arttı ve bu yılın başında bu borç 33,8 milyar dolar’a ulaştı.

Merkez bankası yaptığı açıklamada şunları kaydetti: “2020 yılında, kamu dış borcunun net büyümesi - döviz kurları ve fiyatlardaki değişiklikleri dikkate alırsak - 5.5 milyar dolar oldu. Bunun başlıca nedeni, yeni borçların çekilmesi ve devlet tahvillerinin ihracıdır. Özel borç 3,7 milyar dolar arttı ve bu, temelde bankaların payına düştü.”

S&P Global Ratings, geçen yaz Özbekistan'ın finansal ve dış borcunun beklenenden daha hızlı büyüdüğünü söyledi. Şirket, Özbekistan'ın kredi notunun görünümünü "durağan" dan "negatif" e değiştirmişti.

S&P Global Ratings, Özbek hükümetinin Koronavirüs salgınıyla mücadele bahanesiyle dış ve finansal borçlarını artırdığını ve en azından önümüzdeki on iki ay içinde borç tahsilatının hızla artacağını belirtti.

Yorum:

Şevket Mirziyoyev'in iktidara gelmesiyle birlikte, uluslararası finans kuruluşlarından kredi alma büyük bir şekilde artış gösterdi. Bu ülkede yaşayan genciyle yaşlısıyla bütün halk bunu çok iyi bildiği için fazla delil sunmaya gerek kalmayacak noktaya geldi. Ancak, pek çok kimse bu borcun riskini henüz daha fark etmedi. Aksine, hükümet yetkilileri halkı sakin kalmaya çağırıyor, kredi çekmekten korkmamaları gerektiğini ve bunun tüm ülkeler için normal olduğunu söylüyorlar! Böylece 10 yıldır gece gündüz Özbekistan'daki Müslümanları uyutmak için bunu sürdürüyorlar! Bu hükümetin tek endişesi, başarısız ve kötü liderliğini örtbas etmede başarısız olmalarıdır.

Koronavirüs salgınının ortaya çıkışı da - bir anlamda - birçok şey için bir bahane haline geldi. Hükümet, salgınla mücadele ederek kamu borcundaki artışı açıklamaya çalışıyor. Ancak, borçtaki keskin artış salgından çok daha önce başlamıştı!

Ülkemizdeki Müslümanlar, borçlunun borç verene ağzını açamayacağını çok iyi biliyor. İnsanların “borç yiyen ağız utanır” gibi sözler kullanması elbette boşuna değil! Bu, borcun arkasında alacaklılar için belirli koşullar olacağı anlamına gelir. Ve alacaklılar, yani temelde Amerikan sömürge araçları olan ve bizim maslahatımıza değil de ülkemizdeki Amerikan çıkarlarını koruyan uluslararası finans kurumları. Çünkü bu açgözlü kapitalist devlet kimseye bir hayrı dokunmadı! Kaldı ki bizim için mi hayır sağlayacak!!? Bu borçlar sayesinde kafir sömürgeci devletler, yöneticilerimizin kararlarını ve siyasi iradelerini kendi çıkarlarına tabi kılar ve onları kendilerine hizmet eden hainlere dönüştürürler. Bu hain yöneticiler, gerekirse tüm ülkeyi küçük kırıntılar karşılığında satmaktan bile çekinmezler!! Sonuç olarak, kaybedenler, gaz tedarikinde olduğu gibi yine Özbekistan halkı olacak.

Düşmana düşük fiyata satılan altın, pamuk, petrol ve gaz gibi ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yağmalanmamasını talep etmek gerekir. Ayrıca bu kaynakların Özbekistan halkının gerekli ihtiyaçları için kullanılmasını talep etmek ve bu kaynaklar üzerinde kontrolü ele geçirmek gerekmektedir.

Müslümanlar bunlardan daha fazla felaketle karşı karşıyadır. Bu nedenle borç belası bir ek olmamalıdır ve bu yüzden çok dikkatli olmalılar. Özbek halkı hükümetin yalnızca yoksulluk ve yıkım getiren bu tür borçları almasını önlemelidirler. Ayrıca ülkemizin her alanda kalkınması kredilerle mümkün değildir. Aksine İslam ideolojisine bağlanarak ve hükümlerinin hayata geçirilmesiyle bu ancak mümkün olacaktır. Allah Subhânehû Ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

﴿وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ * أَلا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَكِن لاَّ يَشْعُرُونَ﴾

“Onlara “Yeryüzünde düzeni bozmayın” denildiğinde, “Hayır, biz yalnızca ıslah edenleriz” derler. Biline ki, gerçekten bozanlar onların ta kendileridir, ama farkında olmuyorlar.” (Bakara 11-12)

Hizb-ut Tahrir Merkez Medya Ofisi İçin Yazan

İslam Ebu Halil