- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
NATO ZİRVESİ VE ERDOĞAN BİDEN GÖRÜŞMESİ
HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO zirvesinin ardından yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Dünyanın içinde bulunduğu bu manzara bize NATO'nun da üzerine inşa edildiği ittifak ve dayanışma ruhunun önemini göstermiştir. Küresel istikrarın muhafazasında NATO'nun hem belirleyiciliği hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar artmıştır. Üye devletler kurucu ilkelerine sahip çıkmalı ve ittifakı güçlendirmelidir. Akdeniz'den Karadeniz'e, Avrupa'dan Asya'ya kadar NATO'nun sağladığı güvenlik şemsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde ittifak aktif rol üstlenmelidir. Dönem, sorumluluktan kaçma değil elini taşın altına koyma dönemidir. Bilhassa NATO'nun küresel sınamalar karşısında daha etkin inisiyatifler üstlenmesi gerekmektedir." (Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Resmi Websitesi)
YORUM:
Geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirilen NATO zirvesi ve bu zirve nedeniyle Erdoğan-Biden görüşmesi Türkiye medyasında büyük ölçüde yer aldı. Medya organları özellikle 14 Haziran’da Erdoğan ile Biden arasında gerçekleştirilecek olan görüşmenin önemli olduğunu, hatta Biden’in bu zirve nedeniyle Erdoğan ile de görüşecek olmasını büyük bir başarı gibi anlatıp durdular. Zira Biden göreve geldiği günden bu yana Erdoğan ile yüz yüze hiç görüşmemiş, sadece 23 Nisan tarihinde (Sözde Ermeni soykırım olaylarının yıldönümünden bir gün önce) bir defa telefon görüşmesi yapmış, bu görüşmede de 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlayacağını ve NATO zirvesinde ikili görüşme yapacaklarını söylemiş. (Deutsche Welle Türkçe) Biden’ın Erdoğan ile telefon görüşmesi yaptığı 23 Nisan tarihi dikkate alındığında asıl amacın bir gün sonra basın açıklamasında söyleyeceği Ermeni meselesi ilgili olduğu görülmektedir. 14 Haziran tarihinden Erdoğan-Biden görüşmesi ile ilgili olarak şu hususları belirtmek istiyoruz:
1. Cumhurbaşkanı Erdoğan Biden ile görüşmesi sonrasında yaptığı basın toplantısında, “terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan, iyi terörist, kötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış mevcudiyetini ne yazık ki koruyor” diyerek Amerika’nın YPG/PYD ile olan ilişkilerini eleştirdi(!). Ancak aynı konuşma esnasında “Bugüne kadar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakaladık ve ülkelerine geri gönderdik” diyerek Suriye’nin Kuzeyini DAİŞ teröründen temizlediğini övünerek söyledi. Gerçekte aklı selim bir kimsenin birbiri ile zıt iki cümleyi bir arada kullanması kadar basiretsizlik olamaz. Zira Erdoğan bir taraftan Amerika tarafından desteklenen ve Suriye’nin Kuzeyini tümüyle hakimiyeti altından tutan, Amerika’dan on binlerce tır dolusu silah desteği alan YPG/PYD yapılanmasından şikayet ederken aynı zamanda buraları DAİŞ’ten temizlemek suretiyle YPG/PYD yapılanmasına altın tepsi içerisinde sunduğunu da itiraf ediyor. Aslında Erdoğan bu sözleri ile kendi halkını kandırmaya çalışıyor. Oysa Erdoğan Kobani olayları başladığında Peşmergelerin Türkiye üzerinden Kobani’ye geçmesine izin vererek DAİŞ ile savaşmalarının önünü açmış, Türkiye içerisinde bulunan PKK mensuplarının silahlarının bırakmak suretiyle Türkiye dışına gitmeleri için baskılar yapmış ve bunların önemli bir kısmının Suriye’ye geçerek YPG/PYD yapılanması içerisinde yer almaların sağlamıştır.
2. Medyada yer alan haberlere göre Erdoğan-Biden görüşmesi önemli olduğuna göre acaba, Erdoğan bu görüşmede Amerika ile Türkiye arasında krizlere neden olan herhangi bir meselede Türkiye lehine bir sonuç elde edebildi mi? Bu görüşmede; S400, F35 savaş uçakları, FETÖ’nün iade edilmesi, Halkbank davası, Biden’ın Ermeni soykırım açıklaması gibi konulardan hiçbir tanesi konuşulmadığı gibi bu hususlarda Türkiye lehine herhangi bir sonuç da alınmamıştır. Hatta bundan öte basın toplantısında bir gazetecinin Erdoğan’a, Ermeni meselesini konuştunuz mu diye sorması üzerine, “hamdolsun gündeme gelmedi” şeklinde cevap vermiştir. S400 meselesinde ise Erdoğan-Biden görüşmesi öncesinde Amerika’dan gelen emirlerin yerine getirilmesi çerçevesinde Türkiye’de bulunan Rus S400 askeri uzmanlar Rusya’ya geri gönderilmiştir. Hatta Erdoğan, Türkiye’ye döndükten sonra “Antalya Diplomasi Forumu 2021” toplantısı nedeniyle yaptığı bir konuşmada, Biden ile yaptığı görüşmede, bu hususları Biden’e hatırlattığını Biden’in ise cevap vermediğini söyledi.
3. Diğer taraftan Erdoğan’ın NATO zirvesi nedeniyle yaptığı konuşmalarda yer alan cümlelerde, açık bir şekilde batının çıkarlarını koruduğunu, NATO’nun kuruluş misyonunun ciddiye alınması ve herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söylemektedir. Yani Erdoğan Amerika başta olmak üzere batının çıkarları için elinden gelen her türlü çabayı ortaya koyduğunu, “NATO'yu askeri bakımdan daha muhkem hale getirirken siyasi boyutunu da tahkim edecek adımların atılması yönünde kararlar aldık” sözleriyle icraatlarını NATO devletleri karşısında bir kez daha tekrarlamıştır.
Son söz olarak NATO zirvesinde ve bu zirve vesilesiyle Erdoğan-Biden görüşmesinde Türkiye’nin çıkarları ile ilgili hiçbir husus konuşulmamıştır. Tam tersine Amerika başta olmak üzere sömürgeci ülkelerin çıkarları konuşulmuştur. Amerika’nın istekleri yerine getirilmiştir. Dünyanın güçlü devleti olan Amerika vekâletler savaşının gereği olarak dış politikada Türkiye’yi kullanmaktadır. Afganistan’dan askerlerini çekerken, çıkarlarını korumak üzere yerini Türkiye’ye bırakmaktadır. Erdoğan ve beraberindekilerin söyledikleri gibi Amerika bizim düşmanımız ise neden Afganistan’da, Suriye’de, Libya’da, Ukrayna meselesinde, NATO’da, Afrika’da ve daha birçok alanda Amerika ile iş birliği yapıyorlar? Ancak şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki İslâm ümmeti Erdoğan gibi sürekli olarak halkına yalan söyleyen yöneticilerin gerçek yüzlerini açığa çıkartacak Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için bütün gücüyle çalışmaktadır ve Allah’ın izniyle zafer yakındır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammet Hanefi YAĞMUR