- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ajanlar Toplantısı!
Haber:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumartesi günü İstanbul’da Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas ile bir araya geldi ve iki cumhurbaşkanı Filistin’deki insani durum hakkında son gelişmeleri ele alarak iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmenin yollarını tartıştılar. Basına kapalı ikili görüşmenin ardından iki ülke heyetleri arasında genişletilmiş bir görüşme gerçekleştirildi ve Türk heyetinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve İstihbarat Başkanı Hakan Fidan yer aldı. Filistin tarafından ise, Filistin'in Ankara Büyükelçisi Fayed Mustafa, Filistin Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Riyad El-Maliki, Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin el-Şeyh ve Filistin İstihbarat Başkanı Majid Faraj katıldı. (el-cezire.net)
Yorum:
Ajanların İstanbul’daki toplantısı, zamanlama ve belirtilen hedef açısından şaşırtıcı değil midir? Erdoğan her zamanki gibi, yirmi yıldan fazla bir süredir ülkeyi işgal eden Amerikalıların yerine Kabil Uluslararası Havalimanı’nı koruyup himaye ederek kendisini Beyaz Saray’daki efendilerine sadık bir ajan olarak takdim etmesinin ve efendilerinin emriyle Amerikan ajanı Sisi ile ilişkilerini güçlendirip Türkiye’de Mısır’daki rejime muhalefet edenlerin boynundaki ilmeği sıkılaştırmasının ve rejiminin sonuna kadar bitmeyen hizmetleriyle Amerika’nın Ortadoğu’daki gözde ajanı haline gelmesinin ardından, iç gerilimle boğuşan aşağılık ajan Abbas’ın ziyareti gerçekleşmiştir. Peki bu ziyaret sadece bir tesadüf müdür yoksa bu bir bağlılık yemini ve onu elinde tutması ve sona eren rolünde ustalaştığından dolayı bir başkasıyla değiştirilmemesi için onunla Washington arasında bir arabuluculuk talebi midir? Bu ve benzeri sorular önümüzdeki gün ve aylarda ortaya çıkacaktır.
Burada dikkat çekici olan kimin kiminle bir araya geldiğidir. Nitekim Türkiye tarafı; Amerika’ya sadık bir başkan ve onun dışişleri ve istihbarat bakanı tarafından temsil edilmektedir ki bunlar gerçekte rejimi temsil edenlerdir. Filistin tarafı ise; otoritenin başı ve iç temel direkleri olan istihbarat müdürü ve Filistin-Yahudi ilişkileri koordinatörü tarafından temsil edilmektedir. Onların bu toplantıları hiç kimseye bir hayır getirmeyeceği gibi kesinlikle ondan hiçbir hayır da beklenmez.
Burada önemli bir nokta var ki o da; iç gerilim, otoritenin tüm siyasi ve güvenlik alanlarındaki zayıflığı ve hatta otoritenin son zamanlarda mübarek Filistin topraklarının halkına karşı yaptıklarına karşılık yükselen kamuoyu bağlamında Filistin meselesinin zamanlamasıdır. İşte Abbas, belki kendimi kurtarabilirim ve Amerika ile onun üvey çocuğu Yahudileri hoşnut etmek için yaptıklarını ona gösterebilirim diye Amerika’nın güvenini kazananlara teklifte bulunmak ve onlarla istişare etmek için kendisini Amerika’nın sadık ajanının kollarına atıyor.
Tüm bunlara rağmen ajanlarına bilgi vermeyen ya da onların unutmaya çalıştıkları Amerika adeti olduğu üzere rolleri sona erdiğinde onları bir paçavra gibi çöplüğe atmakta ve artık işe yaramaz hale gelmektedirler. Dolayısıyla ne yaparlarsa yapsınlar bir karar çıktığında asla onlara merhamet etmeyecek, onu uygulamak zorunda kalacaklar ve akıbetleri ise zillet üzerine zillet olacaktır. Bu yüzden Allah’ın vaadi gelip sihir sihirbazın aleyhine ve işler normale dönünceye ve ümmet yüz küsur yıldır gasp edilen otoritesini teslim alıncaya kadar işler İslam’ın ve Müslümanların düşmanlarının ve ümmete komplo kuranların elinde olduğu sürece bu şekilde kalmaya devam edecektir. Bu bir vaat ve bir hakikattir ve Allah asla vaadinden dönmez.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Mahir Salih - Amerika