- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
El-Burhan ve Mustafa Kemal’in Mozolesi
Haber:
Sudan Haber Ajansı’nın (SUNA) 12/08/2021 tarihli haberine göre, Sudan Geçiş Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyet, Türkiye ziyaretleri sırasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’in mozolesini ziyaret ettiler.
Egemenlik Konseyi Başkanı ve beraberindeki heyet için çok sayıdaki Türk yetkilinin huzurunda resmi bir tören düzenlendi ve bu sırada başta şeref holü (kabir yeri) olmak üzere mozolenin dört bölümünü gezdiler. Bu mozole, Mustafa Kemal’in kabrinin de olduğu (Anıtkabir) adını taşıyan büyük bir anıttan ibarettir.
Yorum:
Allah’ın düşmanı ve yaratıklarının en alçağı olan ve rezil ve aşağılık bir şekilde efendisi Amerika’nın talimatlarına boyun eğen savaş suçlusu Netanyahu ile oturan Egemenlik Konseyi Başkanı El-Burhan’ın böyle bir davranışta bulunması hiç şaşırtıcı değildir. Şimdi Mustafa Kemal’i tanımak için bazı cürümlerine bir göz atalım; o, Müslümanlara tuzak kurmak için İslamlarını açığa çıkaran ve küfürlerini gizleyen bir grup olan dönme Yahudilerden birisidir. Nitekim onlar, küçük Batı bölgesinde yaşamışlar ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin darbesiyle Osmanlı Devleti’nin altının oyulmasına ve Hilafetin kaldırılmasına katkıda bulunmuşlardır. Yahudi Mustafa Kemal’in işlediği cürümlerin en bariz olanları şunlardır:
- Hilafet Nizamını kaldırmak ve dini devletten ayırmak.
- 1928 yılında Arapça harfleri kaldırmak ve bunun yerine Türkçe dilinin yazılmasında Latin harflerini kullanmak.
- Kur’an’ı Kerim’in okunmasını zorlaştırmak için Arapça dilinin öğretildiği okulları kapatmak ve Türk halkının İslam’ın kökleriyle olan bağlarını koparmak.
- İslam şeriatını yasama kurumundan kaldırmak ve Vakıflar Bakanlığı ile Şeriat Mahkemelerini kaldırmak.
- Avrupa yasalarını tanımak ve İsviçre Medenî Kanunu, İtalyan Ceza Kanunu ve Alman Ticaret Kanunu ile çalışmak.
- Birçok camiyi kapatmak ve aslen kilise olan meşhur Ayasofya Camisi’ni müzeye dönüştürmek.
- Camilerin sayısını sınırlandırmak ve her 500 metre uzaklıktaki bir alana cami yapılmasına izin vermek.
- 1925 yılında Hicri takvimi kaldırmak ve Batı takvimini kullanmak.
- 1928 yılında anayasadan Türkiye’nin İslam Devleti olduğu ibaresini çıkarmak.
- Dini eğitimi ihmal etmek ve ardından 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Şeriat Fakültesini kapatmak.
- Kadınların başörtüsünü kaldırmak, açılmalarını emretmek ve erkeklerin İslam’ın emrettiği şekildeki velayetini kaldırmak.
Bu, sadece Müslümanların başındaki kiralık ajanları, benzerlerini ve bu zamandaki Laik bir grubu yücelten helak olmuş Mustafa Kemal’in karanlık ve kara tarihidir. Bu Müslüman ajanın destekçileri çok iyi bilsinler ki; Mustafa Kemal’in İngiliz efendilerinin emirlerini yerine getirmek için yıktığı Hilafet tekrar geri dönecektir. Bu, herhangi bir Hilafet olmayacaktır. Bilakis o, Allah’ın izniyle Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet olacaktır. Dolayısıyla ümmetin Hilafet için var gücüyle çalışması gerekir. Böylece boynumuzdaki günah halkasını kalkacak ve Mevlamız Azze ve Celle de bizden razı olacaktır.
İmam Ahmed, Numan Bin Beşîr Radıyallahu Anhu’dan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا عَاضًّا فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ “Nübüvvet aranızda Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah onu kaldırmayı dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra nübüvvet üzere Hilafet olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah dilediği zaman onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı melikler olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra zalim yöneticiler gelecek ve onlar da Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Bunların ardından ise yine Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.” Evet, yeryüzünü adaletsizliğin doldurmasının ardından Hilafet, adaletle dolduracaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulhalık Abdun Ali - Sudan