Haber-Yorum

Hristiyanlara: Biz, Allahu Teala’nın Bize Hidayet Ettiği Hayrı Severiz, O Halde Dinleyin!

Haber:

Mesih Aleyhisselam’ın doğum günü…

Yorum:

Allah’ın kulu ve Rasulü efendimiz Mesih İsa İbn Meryem Aleyhisselam’ın doğum zamanının tartışılması bir yana, tarih boyunca Noel’in zamanlaması da bizzat Hıristiyanlar arasında tartışma ve eleştiriye yol açan konulardan biri olmuştur.

Lübnan’daki Hristiyanların özellikle bu vesileyle, özellikle de haç işaretinin yükseltilmesi için özel kutlamalar düzenlemeleri bir yana mantık, onun çarmıha gerildiğini iddia edenlerin Mesih Aleyhisselam’ın acılarına atıfta bulunduğu için bu slogana öfke duymasıdır. 

Ama biz burada, Lübnan’daki, dahası İslam beldelerindeki Hıristiyanlara sesleniyoruz:

- Sizler azınlık değilsiniz. Zira İslam, insanların haklarını korumuş ve onlara güvenlik, adalet ve rahat bir hayat temin etmiştir. Azınlıklar kavramı ise, aynı ülkedeki insanların birbirleriyle savaştıkları ve birbirlerinin kutsallarını çiğnedikleri bir zamanda Kapitalist rejimlerde ortaya çıkmıştır. İslam’da ise azınlık kavramı yoktur. 

- Sizin dininizde yönetim ve insanların işlerinin gözetilmesiyle ilgili özel bir yasama sistemi yoktur. Öte yandan İslam, bir şeriat nizamı olup o, zinanın, çıplaklığın, hırsızlığın, yalan söylemenin, aldatmanın, eşcinselliğin, homoseksüelliğin haram olmasının yanı sıra ateizmin, putperestliğin ve kutsallarla alay etmenin haram olması gibi efendimiz İsa Aleyhisselam’ın şeriatı da dahil geçmişteki semavi dinlerin şeriatlarını tamamlamak için gelmiştir.

- Sizler şu anda Müslümanlarla birlikte, dine karşı savaşan, dini mabet ve bireylerin kalplerine hasreden, dinin siyasete, ekonomiye ve topluma karışmasını yasaklayan, dahası ahlaksızlığa teşvik eden ve onun tanıtımını kolaylaştıran Laik beşeri rejimlerin altında yaşıyorsunuz. Ancak asırlardır atalarınız, inançlarını terk etmeye zorlanmadıkları, temizliğin, iffetin, edebin ve ailenin korunduğu ve mevcut rejimlerin aksine yeryüzündeki bozguncuların cezalandırıldığı güvenli bir toplumda Müslümanlar gibi haklarının ve görevlerinin olduğu İslam Devleti’nin gölgesinde yaşadılar. 

Bugün bu iktidar rejimleri altındaki sayılarınız %5’ten bile azken, İslam’ın yönetiminin altında %20’den fazlaydı. Çünkü İslam sizi korumuş ve Batı’nın tahakkümü ise sizi göç ettirmiştir.

- Sizi destekleyen, sizi İslam’a ve Müslümanlara karşı kışkırtan, Hıristiyanlıkla savaşan ve yeryüzünü ifsat eden büyük devletler, kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için duygularınızı istismar etmekte olup şayet çıkarları sizi yerinden edilip öldürülmenizi gerektirdiğinde, sizin çıkarlarınızı asla kendi çıkarlarının önüne koymayacaklardır. Bu neden asıl olan, Batı ile olan bağlarınızı koparmak ve Kilise’nin egemenliğinin enkazı üzerine kurulmuş olan Kapitalist nizamın, kendi çıkarlarını gerçekleştirmediği sürece size asla önem vermeyeceğinden emin olmanızdır. Bu yüzden işgalin ve sömürgeciliğin karşısında yanımızda olmanızı istiyoruz. Zira bizim için de sizin için de hayırlı olan budur.

- Biz sizler için hayır ümit ettiğimiz gibi bizim gibi Allah’ın tek olduğuna inanan Müslümanlar olmanızı ümit ediyoruz. Zira Mesih Allah’ın kulu ve Rasulü’dür ve İslam da Allah’ın kulları için razı olduğu hak dindir. Ayrıca İslam, devleti olduğu gibi kendisinden insanların sorunlarını çözen ve insanın onurunu, haklarını, güven ve güvenliğini koruyan hayatın tüm işlerine yönelik nizamların çıktığı akidesi olan bir dindir. Ancak bizim bu temennilerimize, Mesih’in ilah ve ilahın oğlu olduğunu iddia ettiğiniz akidenizin özünden uzak bir şekilde sizi tebrik etmeyi reddetmemiz eşlik etmektedir. Aksine bizler, ona iman ediyor ve ona iman edenleri de seviyoruz. Şayet gerçeği sizlerden gizler ve sizlere iman ettiğimizin aksini gösterirsek size karşı münafıklık etmiş oluruz.    

Şayet sizin için Allah’ın azabını gerektiren inandığınız şeylere iman eder, sonra da sizleri tebrik edersek o zaman sizi sevenlerden olmayız! 

Sizleri tebrik etmememiz, sevincinizin sevincimiz olmaması demek değildir. Bilakis inancımız gereği sevincinize seviniyor, üzüntünüze de üzülüyoruz. Size karşı samimiyetimizin en büyük kanıtı budur.   

- Bizler, İslami hayatın yeniden başlayacağı, Müslümanların ülkelerinin vahdetinin geri döneceği ve Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet’in kurulacağı ile ilgili Allah’ın vaadinin gerçekleşeceğine iman ediyor, tüm gücümüzle bunun için çalışıyor ve bunun çok yakın olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla devletimiz ve devletiniz olarak gelmekte olan Hilafet, işlerimizi gözetecek, maslahatlarımızı güvence altına alacak, onurumuzu, güvenliğimizi, mallarımızı, varlığımızı ve tüm haklarımızı koruyacak ve atalarımızda olduğu gibi onun gölgesinde barış içinde yaşayacağız.     

Allahu Teala’dan bize ve sizlere, İslam’ı, yönetimini, adaletini ve 1300 yıldan fazla bir süredir olduğu gibi adaletinin, enginliğinin ve merhametinin bayrağı altındaki birlikteliğimizi göreceğimiz o hayırlı günleri bir an önce nasip etmesini temenni ediyoruz.

Allahu Teala, Meryem suresinde Nebisi İsa Aleyhisselam’ın lisanı üzere şöyle buyurmuştur: قَالَ إِنِّي عَبْدُ اللَّهِ آتَانِيَ الْكِتَابَ وَجَعَلَنِي نَبِيّاً * وَجَعَلَنِي مُبَارَكاً أَيْنَ مَا كُنتُ وَأَوْصَانِي بِالصَّلَاةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيّاً * وَبَرّاً بِوَالِدَتِي وَلَمْ يَجْعَلْنِي جَبَّاراً شَقِيّاً * وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدتُّ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيّاً “Çocuk şöyle dedi: "Ben, Allah’ın kuluyum. O, bana Kitab’ı verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı.Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.” [Meryem 30-33]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed İbrahim - Lübnan