Haber-Yorum

“İnsanların Bir Arada Yaşaması İçin Doğu ve Batı” Peki Bu Kurnazlık Niye?!

Haber:

El-Ezher Şeyhliği ve Vatikan, el-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib ve Papa Francis’in, 3 ve 4 Kasım tarihlerinde Müslüman İhtiyarlar Konseyi’nin çalışmalarına katılmak üzere Bahreyn’i ziyaret edeceklerini duyurdu.

Vatikan Basın Bürosu müdürü Matteo Bruni,Vatikan’ın resmi internet sitesine göre Papa’nın ziyaretinin Bahreynli yetkililerin daveti üzerine olduğunu söyledi.

Açıklamada, Papa Francis’in “İnsanların Birlikte Yaşaması İçin Doğu ve Batı” sloganını taşıyan Bahreyn Diyalog Forumu’na katılmak üzere Manama’yı ziyaret edeceği belirtildi. (Sky News Arabia)

Yorum:

Zaman zaman hoşgörü, bir arada yaşama ve insanlık gibi cafcaflı sloganlar atılıyor ve belirli kavramları pazarlamak amacıyla da, susayan kişinin su zannettiği ve nihayet ona vardığında da herhangi bir şey bulamadığı toplantılar ve konferanslar düzenleniyor!

Peki el-Ezher Şeyhi’nin Vatikan Papası ile buluşması ve Doğu ile Batı arasında insanların bir arada yaşama çağrısında bulunulması ne anlama geliyor?!

Batı ve gerçeklerle barış ve bir arada yaşama çağrısı yapan bu vakıadan kaynaklı her türlü çağrı, Batı’nın Filistin, Suriye, Burma ve diğer yerlerdeki Müslümanların katledilmesinde, dahası Müslümanların dinlerinin ve mukaddesatlarının hedef alınması ve hiç kimseye gizli olmayan düşmanlığındaki suç ortaklığını haykırıyor?!

Batı, İslam’ı yok etmeye ve Müslümanları parçalamaya yönelik konferanslar ve toplantılar yapmaktan usanmıyor, gaspçı varlıkla olan ittifaklarını gizlemiyor, gerek mücrim Beşar'ın ve onun halkını öldürmesinin karşısında gerekse Çin’in zayıf Müslümanlara karşı işlediği suçlar karşısında kılını dahi kıpırdatmıyor. Peki aklı başında biri, onun Müslümanları ve İslamlarını korumak ve herkes için rahat bir yaşam sağlamak için Müslümanlarla bir arada yaşamayı arzuladığına inanabilir mi?!

Nitekim Allah Azze ve Celle, kâfirlere meyletme, onlara sevgi besleme ve onların yanında güvende olma hususunda bizleri uyarmıştır. Zira Allahu Teala, Hud suresinde şöyle buyurmuştur: وَلاَ تَرْكَنُواْ إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِنْ أَوْلِيَاء ثُمَّ لاَ تُنصَرُونَ “Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz!” [Hud 113] Ve Mücadele suresinde şöyle buyurmuştur: لَّا تَجِدُ قَوْماً يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun Allah’a ve Rasulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin.” [Mücadele 22] Ve Bakara suresinde şöyle buyurmuştur: وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّىٰ تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ“Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.” [Bakara 120] Aynı şekilde Hilafetin yıkılmasından bu yana kâfirlerin İslam beldelerindeki suçlarından başlayıp Yahudilerin Filistin’deki yerleşimlerinden geçerek Şam, Irak, Burma, Afganistan, Özbekistan ve diğer ülkelerdeki Müslümanların öldürülmesine kadar ulaşması ve İslam’a ve Müslümanlara terörizm ve aşırılık sıfatlarının yamalanmasına kadar gördüğümüz her şeye rağmen aklı başında birinin, insan ve dinler arası diyalog konferanslarına ve Batı’nın kurduğu diğer komplolara inanması mümkün müdür?!

Allah’ın bize yönelik uyarısının rehberliğinde, tarihi süreçten bugüne kadar kâfirlerin Müslümanlara karşı işlemiş oldukları suçları bir gözden geçirirsek, kâfir Batı’nın Müslümanlarla kurduğu diyaloğun anlam ve amaçlarını şüphesiz daha iyi idrak edebiliriz. Dikkat edin bu diyaloğun anlamı, hakkı batılla karıştırmak ve Müslümanları, güç sahibi kuvvet ve izzetli seleflerinin dönemlerine geri döndürecek ciddi yoldan uzaklaştırmaktır.

Aman ha aman Batı’nın cafcaflı sloganlarla, açık yalanlarla ve büyük bir kurnazlıkla yürüttüğü fikri savaşına karşı çok dikkatli olun.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Minnet Tahir – Tunus