Haber-Yorum

İsteyerek Veya İstemeyerek Haindirler!

Haber:

Yahudi varlığının lideri Isaac Herzog, bugün Manama'daki Gudaibiya Sarayı'nı ziyaret ederek Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa El Halife ile görüştü. Herzog, görüşmelerinin başında Hamad’a Arapça olarak şöyle teşekkür etti: “Dostum, Majesteleri Bahreyn Kralı, Bahreyn’i ziyaret eden ilk “İsrail” Cumhurbaşkanı olarak beni saygın Bahreyn Krallığı’nda karşıladığınız için teşekkür ederim.” (Maan Ajansı Pazar, 04/12/2022 Basitçe Uyarlanmıştır).

Başkan Mahmud Abbas, akademisyenlerin ve aydınların Filistin’in hakkını destekleme ve gerçek Filistin anlatısını sahte Siyonist anlatıya karşı korumadaki rolünün önemini vurguladı. Ve şöyle dedi: “Teslim olmayacağız, işgale karşı direnme kararlılığımızı sürdüreceğiz, barışçıl halk direnişimizin kapsamını genişleteceğiz ve “İsrail’in” işgaline ve saldırganlığına son vermeye zorlamak ve işlediği suçlardan ve uluslararası hukuku ihlallerinden sorumlu tutmak için uluslararası düzeyde harekete geçeceğiz.” (Maan Ajansı Pazar, 04/12/2022).

Yorum:

Hizb-ut Tahrir Mübarek Toprak (Filistin) Medya Bürosu, kendi internet sitelerinde yayınladığı basın açıklamasında bu iki haber hakkında şunları söyledi:Batı Şeria’da kurşunlar konuşurken, şerefli ve asilzadelerin tüylerini ürperten suç sahnelerinde Filistin halkının pak kanı gece gündüz akıtılırken, Yahudi güçleri ve yerleşimciler neredeyse her gün mübarek Mescid-i Aksa’ya baskınlar düzenliyor ve sözde Tapınak grupları, bu ayın ortasında kapsamlı baskınlara hazır olduklarını açılıyorlarken, Yahudi uçakları Gazze Şeridi’ne saldırarak direniş güçlerini ve altyapılarını yok ediyorlarken ve Netanyahu, geri kalan toprakları ilhak etmeye ve halkını da buradan sürmeye çağrıda bulunan Tevrat’a dayalı bir hükümet kurmaya hazırlanıyorken; evet tüm bunlar olurken, bu rejimlerin saçmalığının boyutunu, Yahudi varlığının onları hiçe saydığını, ihanetlerine dair güvencesini ve bu rejimlerin Yahudi varlığına halklarından ve ümmetlerinden daha yakın olduklarını gösteren bir sahnede Hamad Bin İsa’nın, barış, sevgi ve dostluk hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak için Yahudi varlığının Cumhurbaşkanını karşıladığını görüyoruz.

Aynı şekilde açıklamaya şu ifadeler de eklendi: Mübarek topraklarda pak kanlar akarken daha dün barışı ve iki devletli çözüm projesini teyit eden Mısır ve Ürdün rejimleri de dahil olmak üzere Müslüman beldelerdeki mevcut tüm rejimlerin durumu işte budur.

Açıklamada şunlar da geçti: Otoritenin adamları birkaç günden beri çıkıp Fetih Devrim Konseyi'nin onuncu oturumunda başkanlarının Yahudi varlığının işlediği suçlara cevaben yaptığı önemli bir konuşmadan bahsederlerken, ihanet olarak Hamad Bin İsa El Halife’nin pozisyonundan daha az olmayan açıklamalarıyla kendi pozisyonunu ifşa etmiştir; zira o barışı dışarıdan talep ederken bu da barışı içeride talep ediyor.

Ve şöyle ekledi: Filistin Otoritesi’nin ve İslam beldelerindeki mevcut rejimlerin barışı, gücün ve pozisyonları dayatmanın barışı değil, boyun eğmenin, aşağılanmanın ve mübarek toprakların terk edilmesinin barışıdır. Bu da barış değil, siyasi olarak teslimiyet anlamına gelmektedir. Oysa gaspçı işgalciyle siyasette barış olmaz. O halde nasıl oluyor da toprakların büyük bir kısmından bahsediliyor?!

Basın açıklaması şu şekilde sonuçlandı: Bu sözde barış, Yahudi varlığının mübarek topraklardaki suç planlarını uygulamak için üzerinden geçtiği bir köprüdür. Bu ise, ümmetin ve ordularının harekete geçmesini ve aşağılık barışın, İslam ümmetine, azim ideolojisine, teslimiyeti reddeden şanlı tarihine ve mevcut durumuna yakışan kurtuluş savaşıyla değiştirilmesini gerektiren büyük bir ihanettir. İşte o zaman ümmet, mübarek toprakların bir karışı için bile Yahudi varlığıyla teslimiyet anlaşması yapmayacaktır. Bilakis onu kökünden söküp atacak ve ardından da sürgün edecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Abdulmelik