Haber-Yorum

Pakistan’ın Nükleer Caydırıcılığı Aşılması Gereken Bir Sonraki Kırmızı Çizgi midir?

Haber:

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin bu hafta Pakistan’a yaptığı ve dışişleri bakanı da dahil olmak üzere ülke liderleriyle bir araya geldiği iki günlük ziyaretinin, ülke çapında birçok nükleer tesisi ziyaret etmesinin ve bazılarının da açılışının yapmasının sonucunda Pakistan ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, ülkenin ve komşularının yararına özellikle tarım ve tıp olmak üzere nükleer bilim ve teknolojinin barışçıl uygulamalarındaki işbirliğini artırmak için çalışacaklar.(UAEA web sitesi)

Yorum:

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı’nın Şubat 2023’te Pakistan’a yaptığı ziyaretin güzergâhı ve yoğun beklentileri endişe verici olup sanki Pakistan’ın yöneticileri nükleer programımız için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın onayını elde etmeye çalışıyorlarmış gibi görünmektedir. Zira Yöneticilerimizin, nükleer teknolojinin barışçıl kullanımlarını caydırıcılık mesajlarıyla değiştirerek Hindistan’a güvenlik duygusu veren Bajwa politikasına bağlı oldukları gayet açıktır. Zira o, Pervez Müşerref’in kırmızı çizgileri aşma yöntemini takip etmekte olup şayet yakında Hilafet Devleti kurulmazsa, caydırıcılık anlatısından geri çekilmeyi nükleer silahsızlanma takip edebilir.

Şimdi aşılan kırmızı çizgilere bir göz atalım; 11 Eylül'den sonra General Pervez Müşerref, Afganistan konusunda kırmızı çizgiyi aştığında o zaman nükleer varlıkların, Keşmir’in ve ekonominin kurtarılacağı bahanesiyle ihanetinin üzerini örtmüş, ardından nükleer varlıkların ve ekonominin kurtarılmasını talep etmek için Keşmir’deki mücahitleri bastırarak başka bir kırmızı çizgiyi aşmıştı.

Kırmızı çizgiler aşılmaya devam ediyor; zira sömürgeciler, Pakistan’ı dönüştürme ve kara listeye alma tehdidiyle birlikte Malî Eylem Görev Gücü onu gri listeye aldığında endişeler artmıştı. Nitekim baskılara boyun eğen Pakistan yöneticileri, Pakistan işgali altında bulunan Keşmir’deki Müslümanlara her türlü desteği vermeyi reddettiler. Bunu da Modi’nin Ağustos 2019’da zorla ilhak ettiği Keşmir’i Hindu devletine teslim etme pahasına yaptılar. İşte bu gerçek, iktidar çevreleri tarafından da kabul edildi. Yöneticiler bu kırmızı çizgiyi aşmalarının ardından ekonominin güvende olacağını söylediler!

Şimdi sıra, para biriminin devalüasyonu, tefeci borç hizmetleri, yüksek yakıt ve enerji fiyatları ve artan vergiler de dahil olmak üzere yöneticilerin sömürgeci ekonominin diktelerine teslim olması nedeniyle çökmekte olan Pakistan ekonomisinde. Nitekim bu kırmızı çizgiyi de aştıktan sonra, şimdi insanlar bir sonraki kırmızı çizgi olan nükleer varlıklardan bahsediyorlar.

İşte bu atmosferde Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Pakistan’ı ziyaret etti; ama Pakistan halkı, ziyaretin boyutu ve zamanlamasından rahatsız oldu. Zira bu ziyaret, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ekim 2022’de Kongre’de yaptığı konuşmada Pakistan hakkında şöyle demesinin ardından gerçekleşti; “Üzerlerinde herhangi bir kontrol olmaksızın nükleer silahlara” sahip olduğu için “dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri olabilir.”

Güç ehli, bir sonraki kırmızı çizginin aşılmasını önlemek için derhal harekete geçmelidir. Bu ise ancak Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetin kurulmasıyla engellenebilir. Zira Hilafet, asgari caydırıcılık doktrininin yerini tam bir tahakküm politikasıyla değiştirecek, Nükleer programımızın uluslararası meşruiyeti için Batılı dünya düzenine yalvarmayacak, bilakis bunun yerine onların kalplerine korku salacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazdı
Şeyh Şahzad - Pakistan