Haber-Yorum

Tunus’ta Biriken Krizlerin Arkasında Kim Var?

Haber:

Dünya Bankası Başkanı David Malpass, çalışanlara gönderdiği bir muhtırada, Said'in konuşmasının ırkçı saiklerle tacizlere ve hatta şiddet olaylarına yol açtığını ve kurumun, durum değerlendirmesi bitene kadar Tunus ile planlanmış bir toplantıyı ertelediğini söyledi.

Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price 06/03/2023 Pazartesi günü yaptığı açıklamada,ABD’nin Tunus Cumhurbaşkanının göç konusundaki açıklamalarından ve keyfi tutuklama raporlarından derin endişe duyduğunu ve Tunus makamlarını mültecilerin haklarını ve sığınmacı ve göçmenlerin taleplerini koruma yükümlülüklerini yerine getirmeye teşvik ettiğini söyledi.

Tunus Cumhurbaşkanı, Afrika Birliği’nin “ırkçı nefret söylemi” olarak nitelendirip kınadığı bir dil kullanarak yasadışı göçe yönelik baskıyı açıkladıktan 10 gün sonra ırkçılığı kınadı ve failleri için olası yasal sonuçlara işaret etti.

Daha önce de Tunus Cumhurbaşkanı Said, siyasi gündemlere hizmet etmek amacıyla devlet kurumlarının istihdamına, istismar edilmesine ve bu kurumlardaki çalışmaların aksatılmasına karşı uyarıda bulunmuştu. Said Başbakan Naglaa Boden ile yaptığı görüşmede, bazılarının devlet kurumlarına içlerindeki normal işleyişi bozmak amacıyla sızdıklarını, diğer bazılarının siyasi mensubiyetleri nedeniyle gereken tarafsızlıkla çalışmadıklarını söyleyerek bu kurumların her türlü mensubiyetten korunmasının, tarafsızlık ilkesine ve hukuka uygun olarak hareket etmesinin gerekliliği çağrısında bulundu.

Bu ise Tunus Cumhurbaşkanının birçok cephede krizlerle karşı karşıya kaldığı bir sırada geldi. Zira muhalif güçler, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak, hükümete karşı darbe yapmayı planlamak ve mali yolsuzluk davalarına karışmak suçlamalarıyla önde gelen politikacıları, iş adamlarını, yargıçları ve medya profesyonellerini hedef alan son tutuklama kampanyasını kınamak için saha gösterilerine öncülük ediyorlar. (El-Arabiye Net).

Yorum:

İnsanlar özellikle son dönemde sık sık, yüksek fiyat krizi, temel maddelerin kaybolması, bunun öncesinde Safakes’teki atık krizi, Zarzis'te göç mağdurları meselesi ve neredeyse sonu gelmeyen diğer krizler gibi ülkeyi etkileyen tüm krizlerin kaynağı olarak Kays Said’i görmektedir. Nitekim hala bu topallayan yolun şakşakçılığını yapanlar ve tüm başarısızlığını Başkan Said’den önce hüküm süren “kara on yılın” sembollerine nispet edenler varken Cumhurbaşkanının Fransa’ya kaçırılan Cezayirli kadının dosyasına veya Afrikalıların dosyasına benzer şekilde içi boş düşmanlıklarını sergilediği yeni cepheler açmasının ardından bugünlerde içeride ve dışarıda durum daha gergin bir hale geldi.

Üst üste birikmiş bu krizlerin ortasında bizzat ortaya atılması gereken soru şudur; Onların tamamı, krizin esas olarak kendisine hiç dikkat çekilmeyen yozlaşmış rejimden kaynaklandığını ne zaman anlayacaklar?Sömürgeciliğin tankından çıktığı günden bu yana Tunus halkının yaşamış olduğu tüm felaketlerin sebebi laik cumhuriyetçi sistemi ve kapitalist ekonominin tercih edilmesi değil midir? Uluslararası bankalara bağımlılığa, yabancı elçiliklerin açık bir şekilde müdahale etmesine, sermayeye bu kokuşmuş siyasi iklimin oluşmasına neden olan adam kılıklı yöneticilerin tahakküm etmesine neden olan demokrasi değil midir? Dahası Kays Said gibilerini ve ondan öncekileri siyasi bir merkez haline getiren demokrasinin bayağılığı değil midir?

Sonuç olarak dar ve sıkıntılı bir hayat yaşamamıza neden olan Allah’ın şeriatından ve onun adil hükümlerinden yüz çevirmemiz değil midir?

Allah’ım, demokrasiden, kapitalizmden ve yozlaşmış ulusal devletin labirentlerinden Sana sığınıyor ve Senden, tüm Müslümanları beyaz ile siyah, Arap ile Acem arasında takva dışında hiçbir farkın olmadığı (لا إله إلا الله محمد رسول الله) kelimesi altından birleştirecek Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti istiyoruz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Müh. Visam Atraş – Tunus