Haber-Yorum

Ey Fransız Yöneticileri! İnsanlara Musibetleri Şikâyet Etmeyin, Onların Sahipleri Sizlersiniz

Haber:

Fransa’daki aşırı sağcı Ulusal Cephe partisinin lideri Jordan Bardella, Fransa’nın çok sayıda göçmen kabul ettiğini ve bunun da tansiyonun tırmanmasına ve güvenlik risklerinin artmasına yol açtığını söyledi. Avrupa Birliği'nden ayrılmayı savunan Fransa'da Halk Cumhuriyeti Birliği partisinin lideri ve siyaset uzmanı François Asselineau ise Sputnik’e verdiği röportajda, Müslüman nüfusun Fransa’ya entegre olma konusundaki isteksizliğinin, mezhepsel farklılaşmanın ve hükümetin banliyö bölgelerini terk etmesinin ülkedeki mevcut huzursuzluğun önemli faktörleri olduğunu açıkladı.

27 Haziran 2023’te Paris’in Nanterre banliyölerinde bir araba denetlemesi sırasında polisin, emirlerine uymadığı iddia edilen 17 yaşındaki bir çocuğu vurarak öldürdüğüne dikkat çekildi. Bu olay, daha sonra Fransa’nın birkaç şehrinde yağma ve polisle çatışmaların eşlik ettiği isyanlara dönüşen bir protesto dalgasına yol açtı. Bunun üzerine Fransa İçişleri Bakanlığı, yüzlerce hükümet binası, dükkân ve banka ofisinin hasar gördüğünü ve aralarında birçok reşit olmayan çocukların da olduğu 3 binden fazla kişinin gözaltına alındığını duyurdu.(Sputnik 07/07/2023)

Yorum:

Geçen hafta Fransa, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin geçen Mayıs ayındaki uyarılarına rağmen “ırka göre orantısız şiddet kullanmaya” ve “aşırı güç kullanımına” devam eden Fransız polisi tarafından Nahel Marzouk adlı bir gencin öldürülmesinin ardından yaygın protestolara tanık oldu. Nitekim isyan eylemleri ülkenin dört bir tarafına yayıldı ve bu olaylar, emeklilik sistemindeki popüler olmayan değişikliklere karşı yapılan yaygın protestolardan birkaç ay sonra gerçekleşti. Nitekim Fransa İçişleri Bakanı’nın Fransa’daki olaylarla ilgili 04 Temmuz 2023’te parlamentodaki bir oturumda yaptığı açıklamalara göre, yağma ve mala zarar verme eylemlerinin Araplardan veya Afrikalılardan kaynaklanmadığı, son olaylarda tutuklanan 4.000 kişinin %90’ının Fransız olduğu, bunların arasından sadece 40 kişinin yani %10’unun belgesiz olup sınır dışı edileceği bilinmelidir. Bu da bize, Martin Luther King Jr.’ın “isyan duyulmayanların dilidir” sözünü hatırlatıyor. Peki Fransa’da kaç tane duyulmayan ve ötekileştirilmiş insan var ve özgürlükler ülkesinde kaç ağız susturuluyor acaba? Fransa’nın içinden geçmekte olduğu ekonomik krizde kaç kişi boğuldu ya da kaybolup gitti acaba? Dahası aşırı sağcı bir hareket mensubunun gencin katilinin ailesi için başlattığı bağış kampanyası şaşırttı; zira (toplanan bağış), “işini yapıyordu ve şimdi bunun bedelini ağır ödüyor” iddiasıyla 05/07/2023 tarihi itibariyle 1,5 milyon Avroyu aştı!

Hafızası kısa olanlar için diyoruz ki: Fransa’daki bu düşmanca iklimi ve ayrımcı söylemi beslemeye ve körüklemeye katkıda bulunan kim? İslamofobinin alevlerini kim körükledi ve Müslümanlara yönelik şiddetli tepkilere kim katkıda bulundu?

2017 yılında kendisini İslam bayrağının taşıyıcısı olarak sunup iktidara getiren Macron’a aldanıp onu seçen tüm Müslümanlara; sizler sırf sayıdan ibaretsiniz. İşte şimdi onun, İslam’a karşı savaşını, giyim, namaz, belli yerlerde helal yemek ve evde eğitim gibi temel ritüelleri yasaklamasını yaşadınız. İşte şimdi bizzat gözlerinizle, Fransız değerlerine entegre olmak için İslami kimliklerinden sıyrılan ancak laikliğin rahatlığı da kendilerini tatmin etmeyen ciğer parelerinizin terk edildiklerine, ayrımcılığa ve zulme maruz kaldıklarına ve böylece de arada sıkışmış gibi kaldıklarına tanık oldunuz.

Parmaklarınızı mum olarak yaksanız da, başörtüsünü çıkarsanız da, çıplak bir şekilde yüzseniz de, tarihlerini koruyup onu savunsanız da, yediklerini yiyip içtiklerini içseniz de ve onların giyindikleri gibi giyinseniz de Fransa sizi asla sevmeyecektir. O halde hidayet ve hak din üzere sebat edin.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

M. Durra El-Bakuş