Haber-Yorum

Blinken, Suudi Arabistan İle İşgal Arasındaki Normalleşme Anlaşmasında İyi Bir İlerlemenin Kaydedildiğinden Bahsetti!

Haber:

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Suudi Arabistan ile işgal arasındaki normalleşme anlaşmasındaki ilerlemenin iyi olduğunu ve anlaşma noktasına yaklaşıldığını söyledi. Basın açıklamalarında, kendi açıklamasına göre bölgesel entegrasyonun bölgede kalıcı barışa ulaşmanın temel direklerinden biri olduğuna dikkat çekti. Ve şöyle ekledi: “Bölgesel entegrasyon ve ilişkilerin normalleşmesi kalıcı barışa ulaşmanın temel direklerinden biridir; geçen dönemde Gazze’deki krizin sona ermesinden sonraki durumla muamele etme seçeneklerini ele aldık ve daha iyi bir gelecek için sabırsızlanıyoruz.” (Arabi21)

Yorum:

Amerikan yönetimi, sağ elinde kılıç, sol elinde ekmek tutuyor, sağ eliyle çocukları, kadınları ve yaşlıları öldürüyor, yıkıyor, yakıyor, yok ediyor, sol eliyle de gözyaşlarını siliyor; bu sadece Filistin’de değil, Irak’ta, Afganistan’da ve daha önce de Vietnam ve Japonya’da da böyleydi ki bu ifşa olanlardır. Onun gizli suçlarına gelince; bunda hiçbir sorun yoktur; zira özellikle Afrika ve Güney Amerika olmak üzere hiçbir ülke onun suçlarından emin olamamıştır.

Amerika, Yahudilere her türlü silahı sağladığı gibi Yahudiler için paralı asker ve para temin eden Amerikalı ve Amerikalı olmayan askeri hizmet şirketleri de sağlamaktadır; gizli olanlar ise çok daha büyüktür.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, bölgeyi Gazze’de kanların akıtılmasını durdurmak ya da ateşkes sağlamak için değil, aksine Yahudilerle ilişkileri normalleştirmeleri için hain Arap yöneticilere baskı yapmak için ziyaret ediyor; bu yüzden Suudi Arabistan, savaş sırasında veya savaş dışında Yahudilere petrol tedarikini hiç durdurmadı, aksine Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğerlerinden Yahudi varlığına petrol akmıştır ve gizli olanlar ise çok daha büyüktür.

Gazze ve Batı Şeria’da hâlâ kan akmaya devam ederken Blinken küstah bir şekilde Suudi Arabistan ile normalleşme anlaşmasında iyi bir ilerlemenin kaydedildiğinden bahsediyor; bu da etse etse tek bir şeye delalet eder ki o da; bölge yöneticilerinin sadece Filistin’e karşı komplo kurmadıkları, aksine Yahudilerin Filistin halkına karşı savaşlarında destekçileri, tedarikçileri ve ortakları olduklarıdır; sanki Yahudilere Filistin halkının bu topraklarda yaşama hakkının olmadığını söylüyorlar; yine sanki bu yöneticiler Yahudilere, sizinle ilişkilerimizi normalleştirmemizi istiyorsanız onları öldürün ve Filistin halkından kimseyi bırakmayın diyorlar; Suudi Arabistan, Ürdün ve Mısır yöneticilerinin durumu bu şekilde olduğu gibi onlar da gözlemlenen de işte budur.

Ürdün Kralı Abdullah, küstahça Ürdün halkının aklıyla dalga geçiyor; zira Ürdün ve Amerikan uçakları ortak bir şekilde Gazze halkına yardımlar indirdiler; Mısır’ın Sisi’si ise Gazze’ye yardım girdirmeye muktedir olduğu halde Gazze halkının boynundaki ilmeği sıkıyor!

Dolayısıyla Amerika’nın planı, ateşkes ya da kanların akıtılmasını durdurmak değil, normalleşmenin bölgedeki barışın temel direklerinden biri olduğunu söylemektir ki Suudi Arabistan yöneticileri Blinken’ı kollarını açarak karşıladılar! Dolayısıyla onlara Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavli intibak etmektedir: خِيَارُ أَئِمَّتِكُمْ الَّذِينَ تُحِبُّونَهُمْ وَيُحِبُّونَكُمْ، وَيُصَلُّونَ عَلَيْكُمْ وَتُصَلُّونَ عَلَيْهِمْ، وَشِرَارُ أَئِمَّتِكُمْ الَّذِينَ تُبْغِضُونَهُمْ وَيُبْغِضُونَكُمْ، وَتَلْعَنُونَهُمْ وَيَلْعَنُونَكُمْ “Sizin imamlarınızın en hayırlıları sizin kendilerini sevdiğiniz ve onlar tarafından sevildiğiniz, kendilerine dua edip dualarını aldığınız imamlarınızdır. Yöneticilerinizin en şerlisi, sizin kendilerinden nefret ettiğiniz ve onların da sizden nefret ettiği, sizin kendilerine lanet ettiğiniz ve onların da size lanet ettiği kimselerdir.” İşte bunlar, bizim kendilerinden nefret ettiğimiz yöneticilerdir.

Son olarak diyoruz ki; günler dönüp durmaktadır: وَتِلْكَ الأيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِ “O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.)” [Âl-i İmran 140] وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ“Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Rasulü’nün ve müminlerindir.” [Münafikun 8] Ayrıca Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Uhud günü şöyle demiştir: قَتْلَانَا فِي الْجَنَّةِ وَقَتْلَاكُمْ فِي النَّارِ “Bizim ölülerimiz cennette, sizin ölüleriniz cehennemdedir.” Sadakallahul Azim: بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَاباً أَلِيماً * الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعاً “Münafıklara, kendileri için acı bir azap olduğunu müjdele! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” [Nisa 138-139]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Selim – Mübarek Toprak (Filistin)