Haber-Yorum

Gazze’ye İhanet Eden AK Parti İktidarı Yerel Seçimlerde Büyük Kayıp Yaşadı!

Haber:

31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin içinde bulunduğu Cumhur İttifakı büyük kayıp yaşadı. Gazze’de katliam ve Türkiye’deki ekonomik krizin gölgesinde yapılan 31 Mart yerel seçimlerinde 14'ü büyükşehir 35 belediye kazanan CHP Türkiye genelinde en çok oyu alan parti oldu. AK Parti ise oy oranında, ilk kez 2. sıraya gerilerken seçime katılım oranındaki düşüş de dikkat çekti. (03.04.2022 Ajanslar)

Yorum:

Niteliği ne olursa olsun sonunda hep Batının demokrasisinin kazandığını bir seçim süreci daha geride kaldı. Türkiye kamuoyu aylardır 31 Mart yerel seçimleri ile yatıp kalktı. Neredeyse 2024 yılının başından beri kamuoyunun tek ana gündemi bu seçimler oldu. Siyasi partilerin açık/gizli yaptıkları seçim ittifakları, pazarlık görüşmeleri, adayların belirlenmesi sürecinde yaşanan tartışma ve kavgalar ve sonrasında propaganda sürecinde ortaya çıkan utanç verici tablolar, menfaat için her yolu mübah gören demokratik seçimlerin çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi.

Geçen yıl Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 6 Şubat depreminin, enkazların, yıkımların, feryatların, göçlerin ve kayıpların üzeri örtüldü. 31 Mart yerel seçimlerinde ise Gazze’yi unutturmaya çalıştılar, ekonomik krizin üzerini örtmeye çalıştılar, enflasyon ve oluşan hayat pahalılığını görmezden geldiler. Özellikle medya kuruluşları, gazeteciler, yazarlar, trol orduları ve hatta bazı ilim ehli hocalar bile Müslümanların maslahatları ile değil; partilerin, liderlerin siyasetçilerin çıkarları ile meşgul oldular. 30 yıllık sözde kazanımlar heba olmasın, yürüyüş durmasın diyerek Müslümanları adeta bir “ibadet şuuru” ile sandığa çağırdılar.

Fakat bu kez hesaplar tutmadı. 2019 yerel seçimlerinde sandığa gitmeyen 8 milyon 886 bin kişiye bu seçimlerde 4 milyon 358 bin kişi daha eklenerek yaklaşık 13 buçuk milyon kişi sandığa gitmedi. İktidarın ve birçok anket şirketinin verilerine göre seçimlere katılmayanların büyük çoğunluğu AK Parti’nin destekçilerinden oluşuyor. Kimse gündeme getirmek istemese de hiç kuşkusuz iktidar tabanındaki bu fikri kopuşunun en önemli sebebi Gazze’nin yüz üstü bırakılması, Filistin’e ihanet pahasına Yahudi varlığı ile ticaretin pişkin ve hayasız bir şekilde devam ettirilmesidir.

Dolayısıyla seçimleri İslam düşmanı Kemalist CHP kazanmadı, 22 yıldır iktidarda olan Ak Parti kaybetti, Türkiye’de ki büyükşehir belediyelerinin neredeyse tamamını 30 yıldır elinde bulunduran siyasi taraf kaybetti. Sandığın içinden iktidara büyük bir öfke ve tepki çıktı. Sadece iktidara değil onun nezdinde Müslümanlara hiçbir hayrı dokunmayan, mazlumu ezip zalimi koruyan, fakirin hakkını gözetmeyen, zengini ve sermayeyi daha çok besleyen kapitalist köhne düzene tepki çıktı sandıktan. Halkı hor ve hakir gören kibir abidesi siyasilere, güç sarhoşluğu yaşayan, lüks ve konforlu alanlarından işçinin, emeklinin ve yoksulun halini görmeyen liderlere, israfı ve şatafatı itibardan sayan yine rantın, menfaatin ve paranın kölesi olan zihniyete sandıktan sarsıcı bir tepki çıktı.

Anadolu insanına rağmen Batılı değerleri önceleyen Müslümanların İslami kimliği yerine laiklerin Kemalist kimliğini el üstünde tutan, laiklerden daha çok Cumhuriyeti kutsayan aşağılık kompleksine girerek onlardan daha çok Kemalist olmaya çalışan muhafazakar partilere ve yöneticilerine önemli bir mesaj verildi. En önemlisi Gazze ölüyorken, Gazze topyekûn yok ediliyorken, Gazze halkı soykırıma uğruyorken miting meydanlarında şarkılı türkülü eğlence programı yapan ruhsuz adaylara tepki gösterildi.

Özetle seçim sonuçlarında ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor; halk iktidara şu mesajı vermiş: “Siz hakkı ve hukuku gözetmezseniz, adaletten yüz çevirirseniz, fakiri değil zengini korursanız, işçiyi emekliyi yüz üstü bırakırsanız, rantın ve menfaatin peşinde koşarsanız ben de gerekeni yaparım. Siz Gazze’ye duyarsız kalırsanız, Gazze için adım atmazsanız üstüne üslük katiller ile ticareti devam ettirirseniz, biz de size hesabını sandıkta sorarız. Siz Gazzeli çocukların hayatını değil, şirketlerin parasını karını düşünürseniz biz de sizi koltuktan düşürürüz.”

Peki iktidar ve yandaşları bu hezimet sonuçlarından ders çıkarıp yüzünü İslam’a ve Müslümanlara dönerler mi?

Görünüşle bakılırsa hayır. Zira onlar yine batıl demokrasinin kazandığını söylüyorlar. Hiç utanıp sıkılmadan Mustafa Kemal’in hedefleri doğrultusunda çalışmaya devam edeceklerini dile getiriyorlar. Onlar Amerika’nın sözünü dinliyorlar, Gazze de ve ümmetin diğer meselelerinde ABD başkanının ağzına bakıyorlar. Çünkü efendileri onlar, çünkü istedikleri zaman koltuğa oturtan istedikleri zaman da indiren onlar. Dolayısıyla ne demokratik düzenden ne de onun seçimlerden Müslümanlara hiçbir fayda gelmedi, gelmeyecektir de.

Her bir Müslüman evladı bu düzenden ve partilerinden beri olup İslam’ın yönetim şekli olan Hilafet’in yeniden kurulması için çalışmalıdır. Zira Hilafet; bireyi, toplumu ve devleti aynı düşünce aynı hedef etrafında birleştirerek, Filistin’i ve tüm mazlum beldelerimizi kurtaracak, insanlar arasında adaletle hükmedecek, İslam ümmetini layık olduğu zirveye taşıyacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Emin Yıldırım