- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Moskova, Orta Asya’daki Nüfuzunu Güçlendirmeye Çalışıyor!
Haber:
31 Mayıs 2024’te Kommersant Gazetesi şu haberi yayınladı: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Daimi Ulusal Konsey temsilcileriyle terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi konusunu görüştü.
Yorum:
Sözde terörizme karşı uluslararası işbirliği, Rusya'nın diğer ülkelerle paylaştığı az sayıdaki konulardan biri haline geldi.Bu nedenle Moskova uzun zamandır bu konuyu dünyadaki nüfuzunu genişletmek için kullanmaya çalışıyor. Ancak Ukrayna'daki savaşın ve Batı ile çatışmanın başlamasından bu yana, bu nüfuz Orta Asya ülkelerinde bile azalmıştır.
Putin’in iki günlük Özbekistan ziyaretinin ardından, Rusya Güvenlik Konseyi'nin bu konuyla ilgili toplantı yapması bir tesadüf değildir.Bundan bir süre önce Bişkek’te İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinin güvenlik teşkilatlarının başkanlarıyla aynı konuyu tartıştıkları bir toplantı yapıldı.Böylece Rusya, eski birlik ülkelerindeki rejimleri, terörizme karşı savaş olarak adlandırdıkları İslam’a karşı korkutarak kendine bağlama girişiminde bulunmaya devam ediyor; bu aynı zamanda Moskava’nın, Batılı ülkelerin kendi nüfuzları için onunla rekabet etmelerini engellemesine de imkan tanımakta olup bu ülkeler, bölgede herhangi bir siyasi boşluğun oluşmasına fırsat vermiyorlar.
Orta Asya'da teröre karşı yürütülen ortak savaşın, Putin’in Özbekistan ziyareti öncesinde döndüğü Çin’in çıkarlarıyla uyumlu olduğunun altını da çizmek gerekir.Tıpkı Putin gibi Şi Cinping’in de, sınırlarda istikrarın olması, ardından mallarının Kuşak ve Yol projesi kapsamında Orta Asya bölgeleri üzerinden taşınması gibi çıkarları söz konusudur.Bu nedenle Çin, uzun yıllardır Moskova’yı Orta Asya ülkelerindeki İslam karşıtı politikasına katılmaya teşvik ediyor.
Terörle mücadelede bu tür bir uluslararası işbirliği, bölgede İslam’a karşı savaşa destek sağlamak için Müslümanlara karşı kışkırtıcı adımlara yol açabilir.Ancak küresel etkileri sınırlı kalıyor; çünkü bir fikir taşımadıkları gibi Sovyet yönetimi nedeniyle yıllarca bocalamasının ardından Müslümanların kültür yoluyla doğal bir şekilde kalkınmasını da durduramamışlardır. Nitekim Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet kurulduğunda, Orta Asya ülkeleri onun kurulduğu ilk andan itibaren, İslam ümmetinin 100 yıldır ihtiyaç duyduğu Hilafet Devleti’nin siyaseti dışında hiçbir siyasetten etkilenmeyeceklerdir.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُواْ نُورَ اللهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” [Saff8]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ali Ebu Eyyub