- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İzzet ve Kudret Sahibi Olan Her Şeyden Münezzehtir, O Yerin ve Göğün Rabbidir!
Haber:
03 Ağustos Cumartesi günü Aden Gad Gazetesi ilk sayfasında aşağıdaki haberi yayınladı: “Aden güvenliği, Yusran el-Maktari’nin adını Interpol’ün uluslararası arananlar listesine ekliyor ve diğeri de yanıt veriyor.” Haberde şöyle geçti: “Aden Emniyet Müdürlüğü Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, Güney Geçiş Konseyi’nin sözde terörle mücadele birimi komutanı Yusran el-Maktari’nin güvenlik gerekçesiyle arandığını duyurdu. Aden Emniyet Müdürü Tümgeneral Mutahhar eş-Şuaybi, emniyetin Albay Yusran el-Maktari’yi güvenlik açısından aranan kişi ilan ettiğini ve İçişleri Bakanlığı aracılığıyla Interpol’e iadesini talep eden bir müzekkere gönderdiğini söyledi.” Ve şöyle ekledi: “Yusran el-Maktari, hakkında tutuklama müzekkeresi çıkardığını ilan eden Aden Emniyet Müdürlüğüne yanıt verdi. El-Maktari açıklamayı “yetersiz” olarak nitelendirdi ve suçlamalarını destekleyecek kesin bir kanıt sunulmadığına dikkat çekti.”
Yorum:
Geçiş Konseyi Terörle Mücadele Birimi Komutanı Yusran el Maktari, birimine bağlı unsurların geçen 11 Temmuz günü, Yarbay Ali Aşel el-Cadani’yi, Aden iline bağlı Mansure’nin el-Takniye mahallesinden kaçırıp Aden iline bağlı Bir Ahmed’de zorla gizledikleri ortaya çıkıncaya kadar yeryüzünde hiç kimsenin herhangi bir uzvuna dokunmaya dahi cesaret edemediği güçlü biriydi; zira BAE’nin uzun süredir Aden’deki siyasi muhaliflerini ortadan kaldırmak için kullandığı kötü şöhretli hapishane onun birliğine bağlıydı ve orada bazen ölümle sonuçlanan çeşitli psikolojik ve fiziksel işkenceler uygulanıyordu.
Bu el-Maktari şu anda Yemen dışında kaçak bir hale gelmiş olup Aden ilindeki güvenlik güçleri tarafından takip ediliyor; zira güvenlik güçleri, Ali Aşel’i kaçırmalarından kısa bir süre sonra onları tutuklayıp işledikleri iğrenç suçlarından dolayı yargılamak amacıyla unsurlarıyla birlikte yakalamak için onun peşine düştüler.
Bir gecede Yusran, artık kendisini koruyan ve vahşi eylemler yapmaya kışkırtan BAE’de de saklanamaz bir hale geldi; zira o da, pusuda bekleyip duranların kontrolü lehine Aden üzerindeki kontrolünü gevşetmesi için kendisini bekleyenler tarafından çok yakında takip edilecektir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ “Halbuki asıl izzet, ancak Allah’ın, Rasulü’nün ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.” [Münafikun 8]
Asıl olarak insanların işlerini gözetmek ve onlara hizmet etmek üzere kurulan kurumların, nasıl olup da korsanlık ve suç kategorisine giren eylemler yapan ve insanlara her türlü eziyeti tattıran kurumlara dönüştürler bilmiyoruz! İslam’da polis, güvenliği sağlamak için görevlendirilir; peki insanlar, beşerin kaprislerine alternatif olarak Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde İslam’ın izzetini, adaletini ve hayatlarını korumasını yeniden tesis edebilirler mi? Hatırlatmak ve düşünmek için bir soru!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Şefik Hamis – Yemen