Çarşamba, 16 Safer 1446 | 2024/08/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yahudi Yahudidir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Yahudi Yahudidir!

Haber:

Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki Siyasi Bürosu üyesi Gazi Hamad, Yahudi varlığının Doha müzakerelerini ve arabulucuların çabalarını başarısız kıldığını ve hiçbir ilerleme kaydedilmediğini vurgulayarak “Doha müzakerelerinde ihtilaflı konuların hiçbiri çözüme kavuşturulmadığı” eklemesinde bulundu. (Rayul Yevm)

Yorum:

Birincisi: Allah’ın Kitabı’nı tedebbür eden biri, onun Yahudilerden bahsettiğini, bize onların karakterlerini açıkladığını ve bu karakter ve davranışları konusunda herkesin hemfikir olduğunu ve aralarında hiçbir anlaşmazlık olmadığını görecektir; örneğin ayetler onların şu karakterlerinden bahsetmektedir:

Allah’a karşı edepsizdirler, O’nun peygamberlerini öldürdüler, hakkı inkar ederler, kendileri dışındakilerin iyiliğinden nefret ederler, Allahu Teala’nın haramlarını helal kılarlar, Allah’ın Kitabı’nı kaldırıp atarlar, sihre ve Şeytan’ın vehimlerine uyarlar, kelimelerin yerlerini değiştirirler, dünya hayatına düşkündürler, zelil bile olsalar dünya hayatını severler, korkaktırlar, ölümü kerih görürler; nitekim gözlerinin önündeki ayetleri ve mucizeleri gördükten sonra bile peygamberleri Musa’dan kendileri için bir tanrı yapmasını istediler, buzağıya tapmakta ısrar ettiler, din konusunda kibirlidirler, herhangi bir meselede ısrar ederler, boyun eğmezler ve razı olmazlar…

Bunlar ayetlerde bahsedilen özelliklerden bazılarıdır.

İkincisi: Araştırmamızın konusu ve bu yorumun odak noktası olan Allah Azze ve Celle’nin Kitabı’nın bahsettiği en belirgin özelliklerden biri de antlaşmaları ve sözleşmeleri bozmalarıdır:

Şöyle buyuran Allahu Teala, onların antlaşmalarının ve sözleşmelerinin hakikatini ortaya çıkarmıştır: الَّذِينَ عَاهَدْتَ مِنْهُمْ ثُمَّ يَنْقُضُونَ عَهْدَهُمْ فِي كُلِّ مَرَّةٍ وَهُمْ لاَ يَتَّقُونَKendileriyle antlaşma yapıldığı halde, her defasında Allah’tan korkmadan yaptıkları antlaşmayı bozanlardır.” [Enfal 56] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: أَوَكُلَّمَا عَاهَدُوا عَهْداً نَبَذَهُ فَرِيقٌ مِنْهُمْ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ Ne zaman onlar bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez.” [Bakara 100] Allah’ın şehadetinden sonra bir şehadet mi var?!

Beni Kaynuka Yahudileri, Bedir Savaşı’ndan ve Müslümanların müşriklere karşı elde ettiği zaferinden sonra ihanet ettiler ve anlaşmanın üzerinden sadece bir yıl geçmişti; Beni Nadir Yahudileri Uhud Savaşı’ndan sonra ihanet ettiler ve Uhud Savaşı’nda başlarına gelenlerden sonra Müslümanlara saldırmaya cüret ettiler. Aynı şekilde Beni Kureyza da, Müslümanlar için en zor ve en karanlık şartların olduğu Ahzab günü ahitlerini bozdular... Doğruluğunu bildikleri ve peygamberliğine iman ettikleri kişiye karşı ahlakları böyleyse, onlardan başkalarıyla olan antlaşmalara bağlı kalmaları beklenebilir mi?! Yahudilerin kendilerinden daha aşağı ve konum olarak daha zayıf olan kimselerle yaptıkları anlaşmalara karşı dürüst olmaları beklenebilir mi?!

Yahudilerin antlaşmaları bozdukları bilindiği için onlara hiçbir şekilde güven olmaz, zaten onlardan çoğunun iman etmesi için bir umut da yoktur; çünkü pek azı hariç onların işlerine sapkınlık egemen olmuştur… Antlaşmaları bozduklarında her zaman bir grup tarafından olmasa da diğer grup tarafından gerçekleşmektedir; hiç kimse onların az olduğunu sanmasın, bilakis onlar çokturlar; bunun delili Allahu Teala’nın şu kavlidir: بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَZaten onların çoğu iman etmez.” [Bakara 100]

Biz bunu, Aksa Tufanının üzerinden on aydan fazla bir süre geçmişken ve dünya bazen Doha’daki bazen de Kahire’deki müzakerelerden bahsederken söylüyoruz; zira onlar imkânsız şartlar dayatıyorlar ve onların kana susamışlıklarını ne silah ne de top durdurmadığı gibi onların uçaklarını ve toplarını da sakinleştirmedi; peki Subhanehu ve Teala’nın söylediği hak olduğunda şüphe olmayan kesin bir hakikati terk edip orada ve buradaki serapla mı dikkatimizi dağıtacağız?!

Olaylar hiç şüphesiz bu gerçeği teyit etmiştir; zira Yahudiler savaşı durdurmak istemiyorlar. Bu yüzden hedeflerine ulaşana kadar savaşın durmaması için imkânsız hedefler belirlediler; bu hedefleri belirlerken de çok hilekâr ve kurnazdılar; çünkü savaşın ve durumun gerçekliğini ve bunun bir varoluşsal savaş olduğunu anladılar. Peki Müslümanlar Yahudilerin anladığı şeyi anladılar mı?

Filistin halkı acımasız bir savaş makinesinin önünde terk edildiler ve tüm dünya her araç ve yöntemlerle Yahudilerin yanında yer aldı; bu yöntemlerin en habis olanlarından biri de, Allah ile birlikte olmak yerine Allah’ın sonsuza dek ortadan kaldırılmasına hükmettiği işgalci, katil ve cani düşmanla müzakereler fikridir! Bu görev sadece düşmanı, onunla birlikte olan tüm küfrü, küfrün yardımcılarını ve küfrün araçlarını defetmek için büyük fedakarlıklar gösteren Gazze halkının değil, özellikle kuvvet ehli olmak üzere tüm ümmetin görevidir. Savaşın durdurulması hakkındaki konuşma ise Yahudiler için, varlıklarını pekiştirmeye ve sözde heybet ve bekalarını yeniden tesis etmeye çalışmak için bir savaş molasından başka bir şey değildir. Ancak tüm bunlar Allah’ın izniyle kısa bir süre için olup İslam ordusunun ve devletinin önünde Yahudilere Şeytanın vesveselerini bile unutturmak için asla dönüşü olmayan bir zaman vardır; Allah’ın izniyle tüm bunların gelmesi de çok yakındır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hasan Hamdan – Ürdün

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER