- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Yahudi Ordusunun Batı Şeria'nın Kuzeyine Yönelik Büyük Saldırısı!
Haber:
El Cezire 31/8/2024 günü ve son birkaç gün boyunca, Yahudi ordusunun 2002’den bu yana bu şehirlerde (Cenin, Tulkerim ve Tubas) yeniden filizlenen direnişi ortadan kaldırmaya yönelik en büyük girişiminde, Batı Şeria’nın kuzey şehirlerine (Cenin, Tulkarim ve Tubas) hava kuvvetlerinin yanı sıra büyük askeri birlik boyutunda kara kuvvetlerinin katıldığı saldırı haberlerini aktardı.
Yorum:
Bu bölgelerin Filistin otoritesini temsil eden bir kale olmasının ve üyelerinin birçoğunun otoritenin güvenlik güçlerine mensup olmasının ardından bu Filistin güçleri, Filistin halkını katleden Yahudi işgalinin güvenlik kolu haline gelene kadar gelişmiştir; bu nedenle bu şehirlerde Filistin direnişinin güçlü odaklarının büyümesi, Abbas otoritesi için korkunç bir gerileme olarak kabul edilmektedir; dolayısıyla bu otoritenin, bu şehirler, özellikle de kamplar üzerindeki otoritesini kaybetmeye başlaması, Yahudi ordusunun Batı Şeria’nın kuzeyindeki Abbas’ın güvenlik birimlerine güvenmemesinin ardından (buralara) birçok ve doğrudan müdahalelerini gerektirmiştir.
Yeni nesil Filistinli gençlerin işgale direnmeye karışması, Filistin halkının nesilden nesile kendilerine dayatılan gerçekliği kabul etmeyen canlı bir halk olduğunu açıklayan bir mesaj niteliğindedir; zira ister işgal tarafından olsun, ister Filistinli gençleri Yahudilere direnmekten uzak tutmak için veya saptırmak yoluyla Avrupa’nın mali desteğinin dayattığı unsurlar tarafından olsun, isterse gençlerin kısa süre içinde Yahudilere hizmet etmeye ve onlara karşı silahlanan herkesi takip etmeye başlayan sözde “Filistin” güvenlik servislerinde görevlendirilmesi yoluyla olsun, emri vakiyi dayatmaya yönelik tüm bu girişimler başarısız olmuştur.
Öte yandan FKÖ’nün geleneksel grupları önemli ölçüde gerilerken, tüm İslami gruplar ise ilerleme kaydetmiştir; bu ise, İslami durumun Filistin halkını kararlı bir şekilde sarıp sarmaladığına, artık hiçbir laik örgüte güvenmediklerine, İslam’ın Filistin halkı arasında liderlik merkezine geri döndüğüne ve başka bir yaşam biçimini kabul etmediklerine dair başka bir güçlü mesajdır.
Tüm laik modeller çöktükten, onların ayıpları, yolsuzlukları ve halka karşı düşmanla iş birliği yaptıkları ortaya çıktıktan sonra İslam’ın fikirleri, Allah yolunda şehit olma sevgisi ve Müslümanların ilk kıblesi ve mescitlerinin üçüncüsü olan Mescid-i Aksa'nın savunulması, Filistinli gençlerin çaba gösterip fedakârlık yapmaları için itici bir güç olmuştur.
Bütün bunlarla birlikte iktidardaki sağcı partilerin Batı Şeria’yı devletinin merkezi olarak gören Yahudi varlığı, sahip olduğu yerleri, Yahudilerin Yahudi tarihindeki sembolü olduğunu iddia ediyor; dolayısıyla dini sloganlarını yükselten bu varlık, İslam’ı mücadelesi için bir slogan olarak kullanan gruplarla açık bir çatışma içine girmiştir. İşte bu tutum, tıpkı Haçlı seferlerinde olduğu gibi Müslümanlar ile kâfirler arasındaki çatışma bakımından Filistin meselesini aslına geri geri döndürmüş, Avrupa ve Amerika’nın saptırma ve meseleyi Müslümanlar ve kâfirler arasında değil de iki halk arasındaki bir mesele haline getirme girişimleri ve FKÖ’nün Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu yönündeki Batı düşüncesi çöküşmüş, ardından da Filistin dışındaki Müslümanların Filistin’in kurtuluşunu savunmasını çok kolay bir mesele haline getirmiştir. Bakın işte Filistin halkı, hem Filistin’in özgürlüğü çalışıyor hem de bu yolda evlatlarının canlarını feda ediyor. FKÖ’nün liderleri ise kısır müzakerelerin peşinde soluk soluğa kalmalarının yanı sıra Filistin’in üçte ikisinden fazlasını Yahudilere sattıkları gibi daha fazlasını satmaya hazırlanıyorlar!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Et-Temimi