- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Libya Yeniden Sıcak Bir Sahan Üzerindedir!
Haber:
Bu ayın 15’inde yapılacak BM Güvenlik Konseyi oturumu öncesinde Libya’da bir beklenti havası egemen oldu; zira ülkede devam eden siyasi çıkmaz ve her an askeri çatışmaların alevlenebileceği uyarılarının ışığında ülkeye yeni bir BM temsilcisi atanması olasılığı hakkındaki konuşmalar tırmanıyor.
BM’nin eski elçisi Senegalli Abdullah Batılı, on yılı aşkın bir süredir güvenlik ve siyasi kaos içinde olan Libya’da siyasi bir çözüm bulmanın imkansızlığına dikkat çekerek geçen yıl Nisan ayında istifa etmişti.
Onun istifa etmesinin ardından yardımcısı Amerikalı Stephanie Khoury, BM misyonunun geçici başkanı olarak görevi devraldı; işte o zamandan beri Libyalı siyasi güçler ve Başkanlık Konseyi, ülkedeki siyasi çıkmazı kırmak amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne defalarca yeni bir BM elçisi ataması çağrısında bulundu. (Erem News)
Yorum:
BM Güvenlik Konseyi toplantısı, her ne kadar dışarıdan siyasi bir kılıf elde etmeye veya içeriden askeri bir çözüme başvurmaya çalışılsa da Birleşmiş Milletler Libya Misyonu'nun görev süresinin Konsey tarafından onaylanan uzatımının sona ermesinin yaklaştığı ve Libyalıların Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki "Ulusal Birlik Hükümetinin" meşruiyetini ve bekası için tüm sebepleri kaybettiği konusunda hemfikir olunduğu bir zamana denk gelmiştir; bu yüzden Dibeybe, Halife Hafter’in son dönemde Libya’nın başkenti Trablus’u çeşitli yönlerden kuşatma girişimlerinin ışığında buradaki nüfuzunu yeniden pekiştirmeye çalışarak Libya’nın batısındaki Zaviye kentinde askeri bir harekata başvurmuştur.
Akile Salih başkanlığındaki Libya parlamentosu ve Halid el-Mişri başkanlığındaki Yüksek Devlet Konseyi, Dibeybe hükümetine paralel yeni bir hükümet kurma yolunda ilerlemeye çalışırken, parlamentonun feshedilmesi ve BM'nin çözüm ve önerileri ışığında yeni Libya için yeniden bir yol haritası çizilmesi çağrıları tırmanmaktadır.
Öte yandan yerel ve uluslararası medya makinesi, Suriye’de Beşar Esad’ın düşmesinin Rusya’nın Afrika’daki projelerini engellediğini ve onu Akdeniz havzasında alternatif bir destek noktası aramaya zorladığını ve bu bağlamda Libya’yı kartlarını yeniden düzenlemesini sağlayacak stratejik bir geri çekilme noktası olarak gördüğünü pazarlıyor; yine aynı medya kuruluşlarının propagandasını yapmaya hırs gösterdiği şeylere göre Rus paralı askerler, uluslararası olarak tanınan ve Türkiye tarafından desteklenen Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne karşı ülkenin doğusunda Mareşal Halife Hafter’i desteklemektedir.
Libya’daki karmaşık siyasi sahnenin sembollerini çözmek ve yeniden askerileşmesinin nedenlerini anlamak için, Suriye’deki tüm müdahil tarafların ritmini kontrol edenin Amerika olduğu gibi Libya'da dizginleri elinde tutanın, oradaki siyasi tabloyu hazırlayanın, ardından da bölgesel ve yerel taraflar arasındaki rolleri dağıtanın da bizzat Amerika olduğunu idrak etmesi gerekir. Şöyle ki hem Rusya hem de Türkiye, yakıtı halkların evlatları ve araçları ise bir avuç ajan ve paralı askerleri olan çatışma ve anlaşmazlıkların içinde yer almakta, Subhanehu’nun şeriatını sırtlarının arkasına atmakta, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası terörizm hukukuna başvurma yoluna girmekte, onların zehirli reçetelerini kabul etmekte, hatta İslam dışındaki bütün çözümleri de kabul etmekte ve Subhanehu’nun şu kavlini unutmaktadırlar:أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? İyi bilen bir toplum için Allah’tan daha iyi hüküm veren kim olabilir?” [Maide 50]
Binaenaleyh biriken krizlerden ve yapay siyasi çıkmaz durumundan kurtulmanın, Libya’yı tüm bölgeye gölge düşürecek yeni bir iç savaştan kurtarmanın tek yolu, yaratıcı Subhanehu’nun emrine uyarak ve tağutlardan kaçınarak Allah’ın şeriatıyla hükmetmek ve Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in metoduna geri dönmek ve ABD ile Güvenlik Konseyi'nin çözümlerini kaldırıp atmaktır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىَ لاَ انفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ“O halde kim tâğutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.” [Bakara 256]
Peki milyonlarca Allah’ın Kitabı'nın hafızının olduğu ülkedeki halkımız, boyunlarındaki ajan ve paralı askerlerin kontrolünü sona erdirmek ve kafirlere ve münafıklara şeytanların fısıltılarını dahi unutturacak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmak için acele edecek mi?
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Visam Atraş – Tunus