Salı, 21 Recep 1446 | 2025/01/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Juba Olayları Ve Hilafetin Yıkılışının Trajedisi!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Juba Olayları Ve Hilafetin Yıkılışının Trajedisi!

Haber:

16/01/2025 Perşembe günü, Güney Sudan’ın başkenti Juba’da öfkeli protestolar patlak verdi; zira Güney Sudanlılar, Sudanlıları ve dükkanlarını hedef alarak yangınlar çıkardı ve dükkanları kırıp parçaladılar; bu arada Sudanlılar arasında yaralananlar olduğu bildirildi. Yerel kaynaklar et-Tagyir gazetesine, protestoların, Sudan ordusunun bölgeye girmesinin ardından el-Cezira eyaletindeki Kanabi köylerinde güneylilerin öldürülmesiyle bağlantılı olduğunu söyledi.

Yorum:

Sudan halkı, kendileri için hiçbir faydası olmayan ülkelerindeki savaşın alevlerinden kaçarak güvenlik, emniyet ve istikrar umuduyla göç, yerinden edilme ve sığınma gibi zorluklara ve acılara katlandılar... Dolayısıyla hiçbir müdahalelerinin olmadığı bir gerçeklikte bir kez daha ölümle ve işkenceyle karşı karşıya kaldılar.

Bu acı olaylar, Hilafet devletlerinin yıkılmasından sonra Müslümanların göğsüne çöreklenen, tüm kardeşlik bağlarını koparan, kabilecilik, bölgecilik ve ırkçılığın egemen olduğu rejimler yüzünden Müslüman ülkelerin nasıl bir ceza ve işkence zindanına dönüştüğünü teyit etmektedir. İslam, bir mahkeme kararı olmaksızın, beyyine ve şahitlere dayalı açık bir suçlama olmadan veya renk ve ırk nedeniyle El-Cezire Kanabi'de gerçekleşen bu tür öldürme ve can alma eylemlerini haram kılmıştır. İslam’ın hükümlerinde asıl olan beraatı zimmet (kişinin suçsuzluğu) olup mahkeme kararı olmadan hiç kimse cezalandırılamaz.

Ayrıca İslam, askerlerin hakem, hasım ve yargıçlar olmaları için ellerinin serbest bırakılmasını ve bunu haram kılan şerî hükümlere uymadan soğukkanlılıkla insanları öldürme eyleminde bulunmalarını haram kılmıştır. Ayrıca İslam’a göre, insanların renkleri ya da bölgeleri nedeniyle saldırıya uğramaları, öldürülmeleri ya da mallarının tahrip edilmesi gibi Juba’da yaşanan olaylar da caiz değildir.

Öte yandan bu olaylar, Sudan’ın her iki bölgesindeki yetkililerin, insanları koruma ve onların güvenlik ve emniyetini sağlama konusundaki acziyetlerini de ortaya koymaktadır. Güvenlik ve silahlanmaya büyük paralar harcayan bu hükümetlerin, başlarına taş düşünceye kadar insanları hızlı bir şekilde korumaktan ve onları savunmaktan aciz kaldıklarını da ortaya koymaktadır.

Hilafetin yıkılmasıyla birlikte herhangi bir yerde onurlu bir şekilde yaşamın ve güvenlik duygusunun anlamını kaybettik; böylece insanlar artık her bir yerden felaket ve trajedilerin gelmesini bekler hale gelmişlerdir. Oysa bizler, tebaasından her bir ferdine tüm gücüyle karşılık veren bir devlete sahiptik; bakın işte bir kadın Medine pazarında çığlık attığında Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu korumak için bir orduyu harekete geçirmişti; başka bir kadın Amuriye’de yardım çığlığı attığında Müslümanların Halifesi Mutasım icabet etmiş ve onu esaretten kurtarmıştı. Bu olaylar, İslam’ın ve Müslümanların devleti olan Hilafete ne kadar ihtiyacımız olduğunu vurgulamaktadır; zira Hilafet, akıl ve fikri sahibi olan herkes için hayati bir zorunluluk ve şeri bir farz olup onu kurmak için çalışmayan herkes günahkârdır. Nitekim Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةًKim de boynunda halifeye biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Cami (Ebu Eymen) - Sudan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER