- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Özbekistan Orta Asya'da Kötü Bir Örneklik Teşkil Ediyor!
Haber:
Kırgızistan Devlet Ulusal Güvenlik Komitesi görevlileri, Kırgızistan'da faaliyetleri yasaklanmış olan aşırı dinci “Hizb-ut Tahrir” örgütünün mevcut ve eski liderleri, finans yetkilileri ve yardımcıları (sorumlu yardımcıları ve belirli bir alandan sorumlu olanlar) da dahil olmak üzere liderlerini ve üyelerini tutukladı.(24.kg, 07/02/2025)
Yorum:
Son zamanlarda Orta Asya'daki tiran rejimlerin İslami siyasi parti Hizb-ut Tahrir'e karşı yürüttüğü kampanya bir kez daha tırmanışa geçti.Bu durumun arkasında Rusya gibi kafir sömürgeci bir devletin olduğu noktasında şüphe yoktur.Ancak böyle bir savaşın sadece belirli bir gruba karşı değil, aksine İslam'ı arzulamaları nedeniyle bölgedeki tüm Müslümanlara karşı olduğu uzun zamandır kanıtlanmıştır ve ne yazık ki Özbekistan bu savaşın ön saflarında yer almaktadır; çünkü Özbekistan rejimi din ile ilgili hususta hangi yöne giderse gitsin, komşu ülkeler bir şekilde bundan etkilenmektedir.Örneğin Eylül 2023'te Özbekistan, kadınların peçe ve çarşaf giymelerini yasaklamıştır.Kadının zinetini/süsünü örten cilbab'a karşı hoşgörüsüzlük de uzun zamandan beri farklı derecelerde ortaya çıkmaktadır.Bunun ardından Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan'da benzer yasaklar meselesi daha ciddi bir şekilde gündeme gelmeye başlamıştır. Zira Haziran 2024'te Tacikistan, ulusal kimliği koruma bahanesiyle cilbab giyilmesini tamamen yasaklamıştır.Kazakistan'daki rejim de aynı şekilde yüzü kapatan peçeleri yasaklamaya çalışmaktadır.Kırgızistan'da da birçok tartışmalara ve muhalefete rağmen, Ocak 2025'te peçe giymeyi yasaklayan bir yasa kabul edilmiştir. Nitekim bu yasanın kabul edilmesi sırasında bazı milletvekilleri, Özbekistan'da da benzer bir yasağın uygulandığını ima etmiştir. Orta Asya’da İslami kadın kıyafetinin giyilmesine müdahale kampanyasına baktığımızda, bu çirkin girişimin ilk olarak Özbek rejimi tarafından başlatıldığı ortaya çıkmaktadır.
Son zamanlarda Kırgızistan'daki kolluk kuvvetlerinin, ceza sürelerini çeken tutuklulara fiziksel işkence uyguladıklarına dair haberler yayılmıştır. Dikkat çekici olan ise bu tutukluların, Özbekistan güvenlik güçlerinin kullandığı işkence yöntemlerine çok benzer şekilde işkenceye maruz kalmalarıdır. Bu nedenle Özbekistan’ın da bu işe karışmış olmasıyla ilgili şüpheler kaçınılmazdır.
Kırgızistan'da Hizb-ut Tahrir sorumlularının tutuklanmasıyla ilgili haberlere gelince; bu haberde de aynı şekilde Özbekistan rejiminin son zamanlarda partiye yönelik mücadelesini tırmandırmasının bir dereceye kadar etkisi olduğu görülmektedir. Bilindiği üzere Özbekistan’da 2024 yılı içerisinde 50'den fazla eski siyasi mahkum tutuklanmış olup bunlardan bir grup uzun süreli hapis cezalarına çarptırılmış ve bir diğer grubun ise yargılanması sürmektedir.Kırgızistan’da ise Hizb-ut Tahrir’e yönelik baskılar son zamanlarda tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır. Zira Aralık 2024'te 22 Müslüman partiye mensup oldukları suçlamasıyla tutuklanmıştır. Hakeza yukarıdaki raporda da geçtiği gibi giderek daha fazla sayıda Müslüman genç baskıcı rejimin hedefi haline gelmektedir.
Bu ve benzeri vakalar incelendiğinde, Özbekistan’ın, İslam'a karşı mücadele eden ve bölge genelinde Müslümanların eziyet çekmesine neden olan politikalar uygulayan ülkelerin başında geldiği sonucuna varıyoruz.Bu baskıların arkasında Rusya ve Amerika gibi sömürgeci kâfir ülkeleri hoşnut etme çabasının olduğu şüphesizdir. Bugün Özbekistan rejiminin halkımızın İslam'a olan isteğine karşı önlemler aldığını, bu konuda kanunlar ve kararlar çıkardığını ve komşu ülkelerin de bunu hemen istismar ettiğini görüyoruz. Bu da bölgedeki iki ana rakip Amerika ve Rusya’nın, Özbekistan rejiminin bölgedeki diğer ülkeler üzerinde büyük bir etkiye sahibi olduğunu gördükleri ve bu nedenle de tavsiyelerini ona daha fazla dayatmaya çalıştıkları anlamına gelmektedir.Aynı şekilde Amerika'nın, kadın ve çocuk hakları, cinsiyet eşitliği, düşünce özgürlüğü gibi kokuşmuş demokrasisinden kaynaklanan yozlaşmış projelerini önce Özbekistan'da, sonra da onun üzerinden tüm bölgede uygulamak yoluyla kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye çalıştığı bir sır değildir.Örneğin Özbekistan, cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda Orta Asya'da açık bir lider haline gelmiş olup bu ise komşu ülkelerden ve diğerlerinden bazı yetkililer tarafından bile kabul edilmektedir.Ayrıca onlar, bu bağlamda bizim Özbekistan'ı örnek almamız gerekir diyorlar.
Ancak demokratik reformları uygulamak ve İslam ve Müslümanlara karşı mücadelede öncü bir rol oynamak gurur duyulacak bir şey değildir, aksine aşağılık ve utanç verici bir şeydir. Aslında Özbekistan bölgede lider bir devlet olma potansiyeline sahiptir. Ancak böyle bir avantaj fesadı ve kötülüğü yaymak için kullanılırsa, kendisine ve bölgedeki Müslüman halklara sadece büyük bir utanç ve felaketler getirecektir.İktidardakiler kendilerini Müslüman olarak gördüklerine ve halkımız da Müslüman olduğuna göre, takip edilen politikanın da buna uygun olması gerekmektedir.Buna göre onun nüfuzunu etkin bir şekilde kullanmalı ve bölgede hayrı yayan bir merkez haline gelmelidir.Bu yüzden Müslüman halkımız, Buhari ve Tirmizi’yi doğuran tertemiz ülkemizin, bu kafir ülkelerin fitne ve fesat dolu alçakça planlarını uygulamalarına ve her tarafa şer ve fesat yayan bir şer yuvası haline gelmesine şiddetle karşı çıkmaları gerekir. Ülkemize ve tüm bölgeye karşı sorumluluğumuzun büyük bir kısmının bizim omuzlarımızda olduğunu asla unutmamalıyız ve bugün yaşadığımız zulüm, zillet ve sefaletin devam etmesinden dolayı Allah'ın azabına maruz kalmaktan korkmalıyız ki bundan Allah’a sığınırız. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: والَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ، لَتَأْمُرُنَّ بالْمَعْرُوفِ، ولَتَنْهَوُنَّ عَنِ المُنْكَرِ، أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللَّه أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَاباً مِنْهُ، ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلا يُسْتَجابُ لَكُمْ “Nefsim elinde olana yemin ederim ki, ya marufu (iyiliği) emreder ve münkerden nehyedersiniz. Yahut Allah sizin üzerinize katından bir ceza gönderiverir de sonra O'na dua edersiniz, ama size icabet edilmez.” [Tirmizi rivayet etti ve Hasen hadis dedi]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İslam Ebu Halil - Özbekistan