Haber:

Dünyanın en büyük 20 ekonomisini oluşturan G-20 üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı yıllık olağan toplantılarının onuncusu 1 Aralık 2014'te dönem başkanlığını üstlenen Türkiye'nin ev sahipliğinde, 15-16 Kasım tarihlerinde Antalya’da gerçekleşti. (Haberler)

Yorum:

Türkiye ilk defa dünya ticaretinin yüzde 80'ini, dünya ekonomisinin yüzde 90'ını ve dünya nüfusunun 3'te 2'sini temsil eden G20'nin liderliğini yaptı. 1999 yılında G20'ye dönüşen topluluğun asıl amacı, dünyadaki ekonomik büyümenin önündeki engelleri konuşmak, küresel ekonomideki problemlere dikkat çekmek ve tavsiye niteliğinde çözüm politikaları geliştirmek. Ancak bu sene zirvenin gündeminde Suriye, Avrupa mülteci krizi ve IŞID gibi konular da dâhil edildi.

G20 üye ülkelerinin gündemleri farklı farklıydı. Avrupa Birliği’nin önceliği göçmenler konusuydu. Komisyon Başkanı J.C. Junker ve Konsey Başkanı D. Tusk sundukları metinde göçmenlere finansal destek, istihdam, büyüme ve yatırımlardan bahsediliyor. Avrupa; parasını verelim göçmenleri bize göndermeyin diyor. Çin ve Japonya’nın öncelikleri ekonomik sıkışıklığın giderilmesi ve ekonomik büyüme. Rusya Ukrayna konusundan dolayı Batılı ülkelerin ambargosuna karşı koymaya çalışıyor. Bu nedenle askerî güç gösterisini öne çıkartıyor. Amerika ve Türkiye ise terör konularını öne çıkardı. G20 üye ülkelerinin sorunları farklı olunca bu zirvelerde tartışılan hiçbir konu karara bağlanamıyor ve çözüme kavuşturulamıyor.

G20 Antalya zirvesinin sonuç bildirgesi ise her zaman ki gibi tam bir aldatma. Tüm sorunların kaynağı, terörün kaynağı ve asıl terörist ülkelerden oluşan G20 Antalya zirvesinin sonuç bildirgesi ise şöyle; “G20 liderleri, terörizmin herhangi bir din, milliyet ve etnik grupla bağdaştırılamayacağını; terörle mücadelede ortak davranılacağını kabul ederler. Liderler, sığınmacı kriziyle ilgili tüm ülkelerin üzerlerine düşeni yapması gerektiği konusunda uzlaştılar. Liderler, ülkelerindeki sınır kontrolü ve uçuş güvenliği konusunda tüm önlemleri işbirliği içerisinde almaya karar verdi..." Beşar Esed'i destekleyen, Suriye halkı ve mücahit gruplarla IŞID bahanesi ile savaşan ABD, Rusya, Çin, Avrupa ülkelerinin tek bir derdi var İslami Hilafet Suriye'de kurulmasın. 

Aslında zirvenin en önemli konusu şüphesiz ki Suriye meselesidir. Fransa'da meydana gelen patlamalarında etkisi ve oluşturduğu gündem ile liderler tekrar bu konu hakkında toplumlarını ikna için gerekçeler oluşturdular. G20 zirvesinin hemen öncesinde Suriye konusu ile ilgili şer planlarını görüşmek için Türkiye, ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanları ikinci kez Viyana’da toplandılar. Toplantı sonrası John Kerry, "Suriye'de ateşkes, rejim güçleri ve muhalifler Birleşmiş Milletler öncülüğündeki 18 aylık geçiş sürecine yönelik ilk adımlarını attıkları zaman başlayacak. Esed sadece geçiş sürecinin bir parçası olarak bu ülkenin kurtarılmasına yardımcı olabilir" demişti. Kâfirler Suriye konusunda Esed'li bir geçiş ve o süreçte de kendilerinin istediği bir muhalefete Suriye'yi teslim etmek istiyorlar. Bundan önceki planları gibi bu planda Allah'ın izni ile tutmayacaktır. G20 bu konuda ikili görüşmelerin yapıldığı bir zirve olmuştur.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Musa Bayoğlu