Yahudi Varlığı ile 'Normalleşme' – Müslüman Liderlerin Başarması Gereken Bu mu?
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber ve Yorum
Yahudi Varlığı ile 'Normalleşme' – Müslüman Liderlerin Başarması Gereken Bu mu?
Haber:
Türkiye ile Yahudi varlığı anlaşmaya varmış… Normalleşme başlıyormuş… Normalleşmeye ihtiyaç varmış… Böylece Yahudi varlığı ve Türkiye şu beş konuda anlaşmaya varmış. (Türkiye yetkilileri daha tam bir anlaşmaya varılmadı dese de…):
- Mavi Marmara için Tazminat: 10 Türk vatandaşının yaşamını yitirdiği 2010 yılındaki baskınla ilgili olarak Yahudi varlığı, Türkiye'ye 20 milyon dolar ödeyecek. Bu para hayatını kaybeden ya da yaralananların ailelerine verilmesi için özel bir fona devredilecek.
- Büyükelçiler yeniden göreve başlayacak
- Türkiye Davalardan vazgeçecek. Karar, TBMM’den kanun olarak geçirilecek.
- Hamas’ın Türkiye’deki aktiviteleri sınırlandırılacak. Hamas'ın askeri kanadının önemli isimlerinden, Yahudi varlığının ‘bir iki’ askerlerinin kaçırılıp öldürülmesiyle ilgili suçladığı Salih El Aruri Türkiye'den sınır dışı edilecek.
- Türkiye Yahudi varlığından doğalgaz satın alacak ve Avrupa’ya Yahudi varlığı gazının taşınması için boru hattı inşa edecek.
Yorum:
Bu anlaşma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bu normalleşme sürecinin bize de, “İsrail'e” de, Filistin'e de, bölgeye de kazandıracağı çok şey var. Bölgenin buna ihtiyacı var “İsrail” halkının da şu anki durumdan memnun olduğunu düşünmüyorum. Filistin'i söylemeye zaten gerek yok. Burayı kendi kişisel iradelerine mahkûm etmemek gerek. O bölgedeki tüm halkların çıkarını düşünmek ve o bölgeye de bir an önce barışı getirmek gerek.” ifadelerinden iki gün sonra açıklanmıştır.
Bu normalleşme süreci bize ve Filistin’e ne kazandıracak?
Şehit edilen 10 vatandaşımıza toplam 20 milyon dolar kazandıracak! Zaten günümüzde beş para etmez Müslüman kanına 20 milyon dolar, büyük kazançtır herhalde… Maalesef, Filistin’de her gün şehit edilen kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve gençlerden beş kuruş bile kazanılmıyormuş… Üstelik olay kişiselleşmesin diye, para kan sahiplerine değil bir fona aktarılacakmış.
Yahudi varlığı halkı da şu durumdan memnun değilmiş…
Değiller elbette, o yüzden her gün Mescid-i Aksa’yı basıyorlar, kirletiyorlar, ellerine geçirdikleri küçük Müslüman çocuklara işkence ediyorlar; köpeklere ısıttırıyor, kendi çocuklarına dövdürüyorlar. Bazen Müslüman gençlerimizi diri diri yakıyorlar. Bazen okula giden öğrenci kızlarımızı sokak ortasında infaz ediyorlar. Müslümanların evlerini yıkıyorlar. Memnun değiller zavallılar, ama Türkiye Cumhuriyeti memnun edecek: Türkiye’nin Büyük Millet Meclisi, Yahudi varlığına karşı davaları tüm gücüyle iptal etmek için kanun çıkartacak. Aslında iptal etmese de memnun olmaları gerekirdi, çünkü Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri Yahudi varlığından 4 Siyonist yetkili hakkında almış olduğu tutuklama kararlarını yaklaşık iki yıldan beri İnterpol'e dahi bildirmemiştir. Ama Yahudi varlığı böyle ufak tefek şekerlerle memnun olmaz. Adam akıllı bir iş gerekir…
Ortadoğu’da barışı garantileyeceğiz:
Bunu da Hamas’ın Türkiye’de faaliyetlerinin kısıtlanmasıyla başaracağız. Hele şu masum Yahudi varlığı askerlerinin katledilmesine neden olan teröristi teslim ettik mi, tüm Orta Doğu’da barışı da garantilemiş oluruz. Bakın, ne güzel bir kazanç. Dünyanın başaramadığını, bu ‘normalleşme’ ile Türkiye Cumhuriyeti tek başına başaracak.
Doğalgaz anlaşmasından da kazanacağız:
Rusya Avrupa’ya bu kargaşada doğal gaz gönderirse, tükürdüğünü yalamış olur. Dostumuz Rusya’yı da küçük düşürmeyelim. Yahudi varlığının doğalgazını kendi üzerimizden biz Avrupa’ya ulaştıralım. Zaten zavallı Yahudi varlığı, tüm dünyada, bilhassa Türkiye’de Müslüman halk Coca Cola tüketmediği için maddi sıkıntıya girmişti. Birazcık para kazansın. Biz de Coca Cola içmeyen Ümmet olarak, ‘Yahudi varlığı doğalgazı’ ile ısınırız.
Pardon bir şey mi dediniz? Müslümanın kanı 20 milyon dolardan fazla mı dediniz? Mavi Marmara davaları hakkında söz sahipleri ‘KAN SAHİPLERİ’ olması gerekir mi dediniz? Mavi Marmara katilleri ne olursa olsun cezalandırılmalı mı dediniz? Türkiye’ye sığınmış Hamas liderlerinden biri Müslüman bir beldeye sığınmış. Müslüman Müslümanın kardeşidir, onu düşmana teslim etmez mi dediniz? Yahudi varlığının Türkiye’ye satacağı doğalgaz aslında mübarek Filistin beldesindeki Müslümanların malı mı dediniz? Hani Türkiye asla Yahudi varlığı ile dost olmayacak (Davutoğlu) denmişti? – O zaman şu cümleyi de hatırlayalım:
Burayı kendi kişisel iradelerine mahkûm etmemek gerek… Tercümesi:
“Kendi şahsi isteklerimize göre karar vermeyelim.” Doğru bir söz varsa, o da bu son söz!
Ey Ümmet! Bel bağladığınız, oy verdiğiniz, uğruna kefenler giyip sokağa çıktığınız liderlin hâlâ Müslümanların menfaatlerini, sizin kalbinizin derinlerinde arzuladıklarınızı temsil ettiğini düşünmüyorsunuz herhalde!? Kalkınmış ve izzetli olmak için, ibadetlerinizi, dini değerlerinizi güven içinde yaşayabileceğiniz bir ortam hazırlamaya çalıştıklarına hâlâ inanabiliyor musunuz? Gerçekten başta Mescid-i Aksa ve tüm dünyadaki Müslümanlara kol kanat gerecek bir düzen için çalıştıklarına inanabiliyor musunuz hâlâ?? Gizliden gizliye Hilafeti getirecek dediğiniz bu liderler, samimi olsalar böyle bir oyun oynamaya vicdanları el verir miydi? Vallahi onlar sizi aldatıyor! Aldatmak istemedikleri tek kişiler, onlara bu koltukları vermiş olan düzenlerin sahipleridir. Onlar ölçmüş, biçmiş, karar vermişler…
إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ
„Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. Kahrolası nasıl da ölçtü biçti! Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!“ [Muddessir 18-20]
İşte sizleri aldatmayan, her türlü tehdide ve saldırıya rağmen sözünden dönmeyen gerçek liderler… İlk günkü sözüyle, 52 yıl boyunca ve bugün söyledikleriyle arasında zerre kadar fark veya çelişki olmayan liderler… Sizleri hak ettiğiniz konuma, çoktan hak ettiğiniz konuma ulaştırmak için, gece gündüz, her türlü sıkıntıya göğüs gererek, hatta şehadeti göze alarak mücadele eden gerçek liderler; Hizb ut-Tahrir’de mevcuttur!!! Gerçek Hilafeti, Nübüvvet Metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti ikame etmek için açıkça ve açık sözlülükle, Ümmetle el ele çalışan Hizb ut-Tahrir’dir!!!
أَفَلَا تُبْصِرُونَ
“Hala görmeyecek misiniz?” [Zariyat 21]
Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Zehra Malik