- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Müslümanları Daima Sırtından Hançerleyen ABD’yi Siz Nasıl Yanınızda Görmek İstersiniz?
Haber:
Nükleer Enerji Zirvesi ve üst düzey görüşmeler için ABD'ye giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Musevi düşünce kuruluşu temsilcileri ve akademisyenlerle bir araya geldi. ABD ile Türkiye'nin sahip olduğu ittifak ve ortaklığın önemini vurgulayan Erdoğan, “Türkiye açısından geçmişte olduğu gibi bugün de ABD ile ilişkilerimiz vazgeçilmez niteliktedir. Karşı karşıya bulunduğumuz sorunların çözümünde Türkiye-ABD ittifakının bir alternatifi olmadığı ortadadır. Burada esas mesele, bu işbirliğinin gerek stratejik gerek taktik düzlemde gerçek anlamda verimli kılınabilmesidir" dedi.
Erdoğan, “Yönetilemeyen siyasi alanlarla dolu bir coğrafyada Türkiye olarak gelişmeleri bölgesel ve küresel barışa hizmet edecek şekilde yönlendirmeye çabalıyoruz. Bu çabamızda zaman zaman yalnız kaldığımızı hissetsek de ABD'nin bizi anladığını ve yanımızda olduğunu düşünmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
http://www.yenisafak.com/gundem/abdyi-yanimizda-gormek-istiyoruz-2443050
Yorum:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklaması ve ABD ziyareti sürecinde yaptığı daha pek çok açıklama O’nun Türkiye ve İslam dünyası için kendine ait bağımsız hiçbir siyasetinin olmadığını gösteriyor. %52 oy oranı ile Müslümanların desteğini alan, aynı zamanda Müslüman bir lider olması, İslami söylemleri kullanması sebebiyle de diğer İslami beldelerin halkı tarafından sevilen bir liderin, İslam ve Müslümanların ezeli ve ebedi düşmanı ABD’yi yanında görmek istiyor olması zillettir ve düşüklüktür.
Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sürecinde yaptığı açıklamaların kısa analizlerini yapalım.
“ABD’yi yanımızda olduğunu düşünmek istiyoruz” açıklaması aslında bölgesel siyasi gelişmeler ile ilgili değildir. Zira Türkiye, hem Suriye hem de Irak meselesinde ABD’nin siyasetinin peşinden adeta koşar adımlarla yürümektedir. Diğer bir ifade ile ABD Türkiye’nin arkasında durarak ona iş buyurarak kirli ve sinsi siyasetini Suriye’ye hâkim kılmak için çalışıyor. Türkiye’nin kendine ait herhangi bir Suriye ve Irak siyaseti hiç olmadı. Bu durum aslında çok açık ama ben yine de iki örnek vererek izah ve ispat getirmek istiyorum.
Erdoğan ABD’de Musevi temsilcilerle yaptığı görüşme sonrasında CNN’den Christiane Amanpour'a verdiği röportajda Suriye ile ilgili sorulara cevap verdi ve açıkça Suriye meselesinde “ABD’nin işin başını çeken ülke olduğunu” söyledi ve sonra da “Türkiye olarak koalisyon güçlerinin aktif parçası olmak istediklerini” ifade etti. Bu durum ABD’nin Türkiye’yi gerektiğinde ve gerektiği kadar kirli emelleri için kullandığını gösterir niteliktedir. Üzücü ve kahredici durum ise Cumhurbaşkanı tarafından, Türkiye olarak ABD’nin menfaatleri doğrultusunda daha fazla çalışma isteğini ifade etmesidir.
Peki, Türkiye ile ABD arasında son dönemde PYD’nin terör örgütü kabul edilip edilmemesi konusunda herhangi bir anlaşmazlık ve ihtilaf var mı? Yani PYD meselesi Türkiye ile ABD işbirliğini olumsuz yönde etkileyecek düzeyde mi ki Erdoğan ABD’yi yanımızda görmek istiyoruz açıklamasını yapıyor? Hayır!
Türkiye bu konuda tamamen kendi iç kamuoyunu susturmak ve teskin etmek için uluslararası arenada PYD’yi terör örgütü olarak dile getirmeye çalıştı. Çünkü bir tarafta Türkiye’nin doğu bölgesinde PKK ile silahlı mücadele yaparken diğer taraftan PKK’nin Suriye kolu olan PYD ile işbirliği yapıyor görüntüsü veremezdi. Yani Türkiye’nin PYD’yi terör örgütü olarak gösterme gayreti tamamen suni ve iç kamuoyuna yönelik bir gayrettir. Suriye’de ABD’nin menfaati için çalışan PYD aslında Türkiye’nin de desteklediği Amerikancı Suriye siyasetinin bir aktörüdür. İşi bittiğinde ABD onu da satmaktan asla geri durmayacaktır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu konuda yaptığı “ABD, PYD’ye terör örgütü demiyor diye küsecek değiliz” açıklaması bunu teyit eder niteliktedir. CNN muhabiri Amanpour’un “ABD ve Obama ile Türkiye arasındaki ilişkiler sekteye uğradı mı acaba?” sorusuna, Erdoğan’ın cevabı da bunu destekliyor. Erdoğan’ın cevabı şöyle: “Türkiye-Amerikan ilişkilerinde böyle bir şey var diye araya bir fitne sokmanın hiçbir anlamı yok. Bunu bozmaya çalışanlara fırsat vermeyiz ve Amerika’nın da buna fırsat vermeyeceğine inanan bir liderim.”
Özetle, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti, tarihin en zelil ve düşük siyasi hüsranlarından biridir. Türkiye’de kendi siyasi menfaat ve gelecekleri için halkın desteğini kazanmak uğruna her fırsatta ABD ve İsrail ile çatışmacı söylem üslubunu kullanan Erdoğan real siyasette adeta ABD’den icazet alıyor sanki. Suriye’de siyasi çözümün mimarı olan ABD’nin bu kirli planını bildiği halde halkına ve Suriye halkına yalan söyleyip onları kandırıyor. ABD büyük devlet olarak kendisine tehdit gördüğü Raşid-i Hilafet Devletinin kurulmasını engellemek için tüm dünya ülkelerini Suriye halkının üzerine adeta aç çakallar misali saldırtırken, Erdoğan Türkiye Suriye sınırında imar edilecek bir kentin inşaat müteahhitlik işlerini üstlenebileceğini söylüyor ve bununla övünüyor.
Ne diyelim…
Yazık; sadece yazıklar olsun...
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Mahmut KAR