Haber:

Batılı Medya Ajansları Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) açıklamalarına dayanarak Türkiye sınır güvenlik güçlerinin dördü çocuk, en az 8 Suriyeliyi Türkiye sınırını geçmek isterken vurduğunu iddia ediyorlar. Küçük çocukların cesetlerini gösteren fotoğraflar ve videolar mevcut. SOHR ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yılın başından bu yana 60 kadar sivili katlettiğini de iddia ediyor. Kaynak: Batı Medya Ajansları (BBC; CNN)

Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen bir açıklamada, TSK'nın kaçak olarak Türkiye'ye geçmek isteyen sivillere "kasten ateş açtığına" dair haberlerin "gerçeği yansıtmamaktadır" deniyor.

Yorum:

Türkiye kendini bir kez daha Batı destekli insan hakları gruplarına dayanan laik medyanın çapraz ateşinde bulmaktadır. Bu ilk defa olmuyor, hatta alışkanlık haline gelmiştir.

Batı'nın işine yarıyorsa, herhangi birisinin sözde 'Müslüman' olan bir ülkeye karşı müphem iddialar ortaya atmasıyla, o ülkenin tüm iyi işleri, niyetleri ve çabaları bir anda yok hükmündedir. Bu ülke isterse Türkiye gibi son derece demokratik ve laik bir ülke olsun. Türkiye bugüne kadar 2.7 milyondan fazla Suriyeliyi misafir etti ve etmeye devam etmektedir. Genel olarak topraklarına sığınan herkese açık kapı politikası uygulamaktadır. 2011 yılından bu yana Türkiye Suriyeli mülteciler için 10 milyar dolar civarında harcama yaptı. Hâlihazırda aylık harcamaları yaklaşık 500 milyon dolar civarında. Buna rağmen Suriyelilerin Avrupa'ya ulaşmasını durdurmak için AB'nin yoğun baskısı altında.

Ancak, Türkiye'nin açıklamaları zayıf ve anlamsız kalmaktadır. Dışişleri Bakanlığının bir sözcüsü, haberler "gerçeği yansıtmamaktadır" dedi. Üst düzey bir Türk yetkili "İddiaları bağımsız olarak doğrulamamız mümkün değil" dedi. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, twitter üzerinden "2011 yılından beri açık kapı politikası izliyoruz. Uluslararası toplumu, mülteciler için daha cömert ve kabul edici olmaya davet ediyoruz" dedi.

Burada asıl mesele şanlı Müslüman ordusunun sürekli olarak bir eşkıya çetesiymiş gibi göründüğü veya böyle gösterildiği durumlara düşmesidir. Bu durum ise hatalı konumlandırılmasından kaynaklanmaktadır. Türk ordusunun görevi kafir rejimlerin ve güçlerin, Ümmetin birliğini ve kalkanını, yani Hilafeti yok ettikten sonra yerleştirmiş olduğu sahte ve zararlı sınırları korumak değildir. İslam ordusunun en önemli parçası olan Türk ordusunun arızalardan kurtulup hakkıyla faal olabilmesi ancak doğru şekilde mevzilendirilip Suriye toprakları üzerindeki gerçek düşmana karşı savaşmasıyla mümkündür. Açıkça fiili bir şekilde, nereden gelirse gelsin nerede olursa olsun İslam Ümmetini koruma hareketine geçerse rezil olmaktan kurtulacaktır. O zaman kendisine karşı Ümmetin içinde oluşan şüpheler, 'acabalar' veya 'olabilirmiler?', 'hiç Müslümanlara ve bilhassa kadın ve çocuklara zarar verebilir mi?' gibi sorular ortadan kalkacaktır. Hem o zaman kâfirlerin kalplerinde ve fikirlerinde bu yüce Ümmeti kandırabileceklerine veya zarar verebileceklerine dair zerre kadar ümit ve niyette kalmayacaktır.

Kısacası; Türkiye devletinin ve ordusunun sürekli zor duruma ve sefalete düşmesi, Allah (st)'ya ve Rasulu (sav)'e itaat etmek yerine kâfir efendilerine itaat etmesinin sonucudur.

الَّذِينَيَتَّخِذُونَالْكَافِرِينَأَوْلِيَاءمِندُونِالْمُؤْمِنِينَأَيَبْتَغُونَعِندَهُمُالْعِزَّةَفَإِنَّالعِزَّةَلِلّهِجَمِيعًا﴿١٣٩﴾

"Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir." [Nisa 139]

يَاأَيُّهَاالَّذِينَآمَنُواإِنتَنصُرُوااللَّهَيَنصُرْكُمْوَيُثَبِّتْأَقْدَامَكُمْ﴿٧﴾

"Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır." [Muhammed 7]

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Zehra Malik