BİRLEŞİK ARAP EMİRLİĞİ HUBEL’İ DESTEKLİYOR

HABER:

BAE hükümeti, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük Hindu tapınağının inşası için Abu Dabi bölgesinin El Vutba mıntıkasında 20 bin metrekarelik bir arazi tahsis etti. Bu tapınak 2017 yılı sonunda ziyaretçi kabul etmeye hazır olacak. Abu Dabi hükümetinin bağışladığı araziye Hintli bir milyarder iş adamının başkanlığında bir komitenin gözetiminde koordinasyonlu bir şekilde özel finansmanla tapınak inşa edilecek.

İş adamı Shetty açıklamasında şöyle dedi: Birleşik Arap Emirlikleri farklı milletlerden olmasına rağmen dini hoşgörüye ve diğerlerini kabule(beraber yaşamaya) iyi bir örnektir.

YORUM:

İslam’dan başka her din küfür ve delalettir ayrıca İslam'a ait olmayan her ibadet mekanı sapıklık ve küfürdür. Halkını hiçe sayarak Allah’a, Resulüne (sas)’e ve Müslümanlara düşman Hindu’ların kültürlerini yaymak talebine (tolerans ve itidal adı altında) olumlu yanıt vermeyi tereddütsüz kabul ettiler. BAE halkının Müslüman olması hasebiyle duyguları bu meseleden dolayı kabardı ve haçlıların varlığı konusu halkın büyük bir bölümünün öfkesini artırdı. Hükümetin (putperest) hoşgörü ve bir arada barış içinde yaşama projesinin, entelektüel ve medya başarısına rağmen, İslam'la savaştığına dair bir proje olduğunu anladılar.

Abu Dabi’deki bu Hindu tapınağı Birleşik Arap Emirliğinde ilk değil. 1958 yılında halkın ezici çoğunluğunun kızgınlığına rağmen, Bur Dubai’de eski Pazar binalarından birinin birinci katına Hindu tapınağı yapılmasına Şeyh Raşid Bin Said el Maktum izin vermişti. Ancak hükümet ısrarla ve kasten putperest Hindu’lara yer vermekle aynı suçu yeniden işlemektedir. Halbuki onlar Hindistan’da Müslümanlara karşı en iğrenç katliamları işliyorlar, Müslümanların ırzlarına geçiyor, camileri tahrip ediyor, bebekleri kesiyor ve Müslümanları diri diri yakıyorlar!! Budistlerin Müslümanlara karşı Myanmar’da en iğrenç insanlık suçu işledikleri gibi, onlar da tıpkı akranları olan Budistler gibi Müslümanların bedenlerini parçalayıp, etlerini fakir müşriklere dağıtıp yediriyorlar!

Evet, Birleşik Arap Emirlikleri topraklarını sefihlere ve İslam düşmanlarına küfür ayinleri ve putlarını yüceltmeleri için veriyor ve müşrikler de o tapınaklarda evleniyorlar, ölülerini yakıyorlar ve Allah'tan başkasına ibadet ediyorlar. Bunları da İslam beldesinde Müslümanların gözü önünde yapıyorlar hatta Beytullaha ve Resul'un (sas) şehrine yakın bir yerden. Bu, Allahu Teala’ya ve Resul'e (sas) meydan okumadır! Bu nasıl bir provokasyondur? Bu, Müslümanların duygularını hiçe saymaktır!!

Beraber yaşamın ve hoşgörünün gerçek anlamı ve çirkin yüzü işte budur! Hakikati ise şöyledir; akidemizde tefrit, Rabbimizin hükümlerinden feragat etme, dinimizde olmayan dünyalık işlere karşı rıza gösterme, düşmanlarımızla el sıkışmak ve kalpleri bizimle diyerek şirk ve küfür ibadetlerini yapabilmeleri için onlara bütün imkanları sunmaktır. Bir arada yaşama ve diğerlerini kabul etme fikri işte budur! Aslında bu, din hürriyeti adına şirki kabul etmedir. Böylece Birleşik Arap Emirlikleri’ni müşriklerin dilediği gibi kullanımına izin verir ve bu şekilde ülkenin nimetleri zevklerine düşkün haçlılara peşkeş çekilir. Abu Dabi’de bazı kilise çanlarının çaldığını ve dualarını da sesli yaptıkları görülmektedir. Fakat aynı zamanda birçok Avrupa ülkesinde ezanın sesli okunması ve camilerin yasaklanması "bir arada yaşama ve hoşgörü" efsanesi yok etti. Ama İslam beldelerinde kazanılmış hak olarak görülmekte ve buna karşı gelenleri de kökten dinci, terörist ve kindar diye itham etmektedirler.

BAE, ne yazık ki özellikle Arap Baharı ülkelerinden gelen Araplara vize vermemek için haksız şartlar öne sürüyor ve onlara ikamet vermekte güçlük çıkartıyor. Hatta Suriye’den gelen mültecilere kapılarını kapattı. Yemen'de zulme ortak olarak Yemen halkını bombaladı. Onların yurtlarından çıkmalarına ve aç kalmalarına sebep oldu. Arap Birliği’nin öncülüğünde kötü komşu Suudi Arabistan'ın müttefiki oldu. Arap yarımadasında bulunan askeri üslerinden füzelerini atarak Müslümanları katlettiler ve kanlarını akıttılar. Yemen Orta doğunun en fakir ülkesidir, komşusu ve kardeşi olan Birleşik Arap Emirlikleri Dünya sıralamasında sekizinci ve körfezde en zengin ikinci ülke.

Yöneticiler, makam ve mevkilerinin olmasından dolayı kibirlidirler. Yüzeysel düşünürler hatta hiç düşünemezler ve dünyaya ifsat ve fesat yayarlar. Onlar halkının kalkınmasının, büyük binalar dikerek ve diktikleri binaları reklam ederek gerçekleşeceğini zannederler. Müslüman topraklarını ve özellikle Arap yarımadasını ineğe, ateşe ve haç’a tapanlara açmak, oralarda küfrü izhar etmek ve yaymak için yer vermek, ayrıca Amerikan ve İngiliz askeri üsleri kurmak ve küresel istihbaratların yuvalandığı ülke olmak... işte böyle yüzeysel düşünen yöneticilerin işidir.

Bu büyük dinin kutsallığını ve şiarını yalnız Nübüvvet Metodu üzeri kurulan Raşidi Hilafet Devleti korur. Kafirler Müslümanları komuta edemez ve yönetemez. Hilafet devleti, gecenin ve gündüzün ulaştığı her yere İslam'ın şiarını ve dini tebliğ etmek için uğraşır ki böylece ya iman eder Müslüman olurlar veya cizye verirler aksi halde onlarla savaşır.

Allah Subhânehu ve Teala şöyle buyurdu: ﴿تَرى كَثِيراً مِنْهُمْ يَتَوَلَّوْنَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَبِئْسَ مَا قَدَّمَتْ لَهُمْ أَنْفُسُهُمْ أَنْ سَخِطَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَفِي الْعَذابِ هُمْ خالِدُونَ﴾Onlardan birçoğunun inkâr edenleri dost edindiklerini görürsün. Andolsun ki kendileri için önceden (ahirete) gönderdikleri şey; Allah’ın onlara gazap etmesi ne kötüdür! Onlar azap içinde ebedî kalıcıdırlar. (Maide 80)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

NESRİN BUZAFRİ