DOĞU GUTA NEDEN ATEŞKES KAPSAMINDAN İSTİSNA EDİLDİ!?

(Tercüme)

HABER:

El Cezire muhabiri özel kaynaklardan aldığı haberlere dayanarak şöyle dedi; ‘’Cuma ve Cumartesi günü Suriyeli Muhalifler ve Türkiye arasında bir ön toplantı düzenlendi ve bu ön toplantının ardından Rus askerî temsilcileri ve Suriyeli grupların temsilcilerinin katıldığı ve Türkiye’nin gözetiminde yapılan ateşkes anlaşmasında bir sonuca varılamadı. Kaynakların verdiği bilgiye göre; Rus tarafının Doğu Guta bölgesinin ateşkesten istisna edilmesini istemesinden dolayı anlaşma başarısız oldu ve bunun yanı sıra Suriyeli Muhalif grupların Fetih-Şam cephesinin tanınmasını talep etmeleri muhalefet tarafından reddedildi.

 Özel kaynaklardan edilen bilgiye göre toplantıya katılan Suriyeli gruplar Ahrar-üş şam, Ceyşü el-islam, Cephetü-eşşamiye, Felik-eşşamiye, Felik er-rahman, Ceyşü el-idlip-el hür, Ecnadü eş-şam, Halep operasyon bölümü, Kıyı bölük grubu ve Sultan Murad taburu. (Kaynak: El-Cezire Net)

YORUM:

Hilafetin yıkılmasından sonra kâfirler ve onların uşakları; Türkiye’de alınan kararların İslam'ı siyasi hayatın gerçekliğinden uzaklaştırmayı ve İslam’ın yönetim biçimi olan nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafet devletinin geri dönmesini engellemek için bir sıçrama tahtası olduğunu düşünüyorlar.

Allah’u Teâlâ’nın indirdiği akide bağını ümmetten koparmak için yapılan komplolar serisi değişik renkte elbiseler giyilerek devam ediyor.

İttihat ve Terakki Cemiyeti (Genç Türkler) tarafından temsil edilen Turan Milliyetçilik bağı, Arap’la Arap olmayanı (Ümmeti) birbirinden ayırdı. Büyük Arap devrimini temsil eden Arap Milliyetçiliği de Arap’ı Arap olmayandan ayırdı. Vatancılık bağı da vatanı düşmana teslim etti ve düşman ise İslam akidesine aykırı olan ideoloji ile, inançla ve fikirlerle vatanı işgal etti.

Dini devletten ayıran (laik) kapitalist akide ve bu akideyi temsil eden demokrasi fikri; halkı ve insanlığı şahsi hürriyet, fikri hürriyet, mülk hürriyetleri ve insan hakları sloganlarıyla dernek ve kuruluşlarla yama yaparak pisliğini gizlemektedir. Hürriyetlerin savunuculuğunu yapan bu batıl sistemlerde halkına karşı herhangi bir haksızlık ortaya çıktığında veya ideolojilerinde haksızlık olduğunda bile, insanın herhangi bir değeri yoktur. Hatta hayatta kalma hakkına bile sahip değildir. Zira insan hayatının bu noktada hiç kıymeti bulunmamaktadır. Ancak entrikaları ve komploları doğrultusunda şahsi çıkar ve menfaatleri varsa işte o zaman yaşam hakları vardır.

Ayrıca son zamanlarda İslami referanslarla sivil devlet formülünü yerleştirmek için yapılan plan ve projeler de batıldır. Bu planlar, Müslümanların birbirlerini öldürmesi için birer tuzaktır. Halbuki Müslüman kanı Müslümana haramdır. Böylesi planlar sonucu yapılan mücadeleden kim kârlı çıkar?

ARTIK ÜMMET’İN İSLAM AKİDESİNİN FARKINA VARMASI, DAVRANIŞLARINI VE EYLEMLERİNİ ŞER-İ HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE KAYITLI KILARAK DÜZENLEMESİNİN VAKTİ GELMEDİ Mİ!?

Küfür milleti okuyor, hâlbuki onlar "oku" (اقرأ) emrine muhatap İslam ümmetinden değildirler. Peki "oku" emrine muhatap olan ümmete ne oluyor da okumuyor. Guta’da ne olduğunun farkına varmak ve Rasulullah ﷺ’in Guta hakkında ne dediğini bilmek zor değildir, zira bunu anlamamak ancak acizlerin işidir.  Bilakis, Rasulullah ﷺümmetine şöyle demişti;“Yapılacak olan savaş gününde Müslümanların sığınağı, Şam şehirlerinin en hayırlısından biri olan ve kendisine Dimeşk denilen şehrin yanındaki el-Ğuta olacaktır.’’ (Dimeşk: Suriye’nin başkenti Şam şehridir.)

Basiret ve uyanıklık, başarısızlığa yol açan bu vurdumduymazlıkta ısrarın ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunun farkına varmaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Abdullah Abdurrahman