Haber-Yorum

Filistin Halkının, Aldatıcı Ekonomik Kazanımlara Değil Gerçek Bir Kurtarıcıya İhtiyacı Vardır

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan ayından önce Gazze sınırındaki Filistinli protestocuları doğrudan öldürmesi üzerine Yahudi varlığının bazı mallarının ithaline yasak getirebileceğini belirtti. Bu açıklamayı, 57 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısından dönerken uçağa bindiği sırada gazetecilere yapmıştır. Zira Yahudilerin Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasını protesto eden silahsız Filistin halkına saldırmaları, aralarında onlarca çocuğun da olduğu 2000’den fazla Müslümanın yaralanmasına yol açarken Birleşmiş Milletler gözlemcileri, göstericilerin Yahudi varlığının keskin nişancıları tarafından doğrudan hedef alındıklarını açıkladı.

Yorum:

Erdoğan’ın Müslümanların yöneticileriyle yaptığı toplantıda çok rahat ve mutlu bir şekilde oturup mağaza raflarına hangi ürünlerin konulacağını tartışmaları ne kadar utanç vericidir. Zira kardeşlerinin ve bacılarının acımasızca doğranması karşısında Müslümanların ordularının aciz bir şekilde durduğu bir zamanda Gazze’de şehit olan kurbanların ailelerinin sahte ekonomik yaptırımlara ihtiyacı yoktur! Çünkü Müslümanların tüm ajan yöneticileri, Yahudi varlığının mevcudiyetini onaylamışlar ve 70 yıldan fazla sürdürdüğü zulmüne destek olmak için işbirliği yapmışlardır. Hatta onların sahte protestolarının Yahudi varlığı için hiç bir manası olmadığı gibi dünyadaki Müslümanların öfkesini ortadan kaldırmaya da katkı sağlamayacaktır.

(İsrail)-Türkiye gaz boru hatlarıyla ilgili gizli anlaşmalar yapmak yerine Erdoğan’ın yapması gereken Müslümanların Halifesi İkinci Abdulhamid gibi bir ders vermek ve İslami maslahatlara zarar verilmesini gerçek anlamda engellemek için gerçek bir ceza vermek olmalıydı. 

Siyonizm’in ilk yapmış olduğu çalışma, mübarek Filistin topraklarının satılması için Türkiye’yi kullanmak olmuştur. Nitekim (1 Mayıs 1901) yılında Theodor Herzl’in toplantısı reddedilmiş ve ek Philipp Newlinski’ye gönderilmiştir. Zira Siyonistler, Filistin topraklarının Yahudi yerleşimlerine açılması ve hükümetin Yahudi halkına taşınması karşılığında Osmanlıların dış borçlarını ödemeyi ve Avrupa’da Osmanlı Sultanının propagandasını yapmayı teklif etmişlerdir. Ancak Halife hiç tereddüt etmeden şu cevabı vermiştir: “150 milyon İngiliz sterlini, hatta dünyadaki tüm altınları teklif etseniz bile asla kabul etmeyeceğim. İslam dünyasına 30 yılı aşkın hizmet ettim. Asla atalarımı terk etmeyeceğim.” 

Takva sahibi ve Müslümanların işlerine düşkün olan gerçek İslami bir liderin sözleri işte budur. Aynen Allah Subhanehu ve Teala ve Resulünün emrettiği gibi:

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ“O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir.” (Tevbe-33)

Bu ve diğer ayetlere istinaden İslam ümmetine büyük haramların uygulandığı bir zamanda ajan yöneticilerden herhangi birinin boş konuşmalarını haklı çıkarmaları imkansızdır. Dolayısıyla tüm liderler, askeri anlaşmalar ve yıllık gelişmeler sayesinde Arap şirketlerin kasalarını doldurmak için toplanıyorlar. Ve bu güçler, kuşatma altındaki İslam ülkelerinde bulunan Müslümanların öldürülmesi için kullanılıyorlar. Böyle bir ihanetin devam etmesine izin vermek imkansız olduğu gibi Batı ajanlarının kökünden sökülüp atılarak onların sömürgecilerin bugünkü sınırları bölmesinin ardından bu ümmeti birleştirecek Allahu Teala’ya karşı ihlaslı Halifenin olduğu bir liderle değiştirilinceye kadar hesaba çekilmeleri kaçınılmazdır.

İmrana Muhammed

Merkezi Medya Bürosu Üyesi

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazdı