HABER-YORUM

SOMALİ’DEKİ ÖLÜM KAMPLARINDA MÜSLÜMANLAR
RAMAZANI İLAÇ VE YİYECEKSİZ KARŞILIYOR!

(Tercüme)

HABER:

El-Cezire Net   28-05-2017 tarihinde, Somali’deki mülteci kaplarındaki kardeşlerimizin Ramazanı trajik koşullarda karşıladığı haberini yayınladı.

Mogadişu'nun eteklerinde bulunan kampların, durumu ile ilgi raporda belirtilen kampın yaşam için gerekli malzemelerinden yoksun olması nedeniyle, onların acılarını hafifletmek için acil yardım talep ediliyor.

YORUM

Çok az yağan yağmurlar neticesinde kuraklık Somali’de yiyecek, su ve mahsul kıtlığı nedeniyle köylüleri kendi bulundukları bu ölüm mevsimleri yaşayan bölgelerinden kurtulmak ve yaşama tutunmak umuduyla kaçmaya zorladı. Ama ne yazık ki geldikleri bölgedeki onları karşılayan kamplar aceleyle kurulan harabe kamplarıydı!

Bu kamplar zorunlu olması gereken en basit malzemelerden dahi yoksundu. Açlık, susuzluk ve temel sağlık ürünlerinin eksikliği halkın çoğunun veba salgını nedeniyle ölümüne yol açmaktadır. Onlara ulaşan çok kısıtlı yardımların çare olmayışı ile birlikte bu durumun “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en kötü insani kriz” olarak görülmektedir. Buradaki kriz, Güney Sudan, Yemen ve Nijerya gibi bölgelerdeki açlık ve ölüm riski aynı zamana denk gelmektedir.

Ramazan ayının bu ilk günlerinde yaşanan bu vahim durum, açlıktan yaşam koşullarından etkilenen Somali ve diğer bölgelerde kardeşlerimiz tarafından yaşanmaktadır. Bu feci durumun sebebi yöneticilerin acizliği ve uluslararası toplum ve kurumlarının ikiyüzlülüğüdür.

Müslümanlar olarak bizlerin o bölgelerdeki hayatları kurtarmak için daha fazla çaba harcamalı ve bunu daha da güçlendirerek niyetimizi netleştirmemiz gerekir.

Eğer tutmuş olduğumuz oruç Müslüman kardeşlerimize karşı bizde sorumluluk duygusu uyandırmıyorsa, tutulan orucun ne anlamı kalıyor ki!

Eğer orada oruç tutan bedenler birkaç damla su ve yiyecek bulamadıklarından dolayı ölüyorsa ve bu yaşanan vakıa kemiklerimizi sızlatmıyorsa, o zaman tutmuş olduğumuz orucun bize etkisi nedir?!

Ey Müslümanlar!

Somali'deki kardeşlerimiz büyük acı çekmekte ve onların başından bela hiç eksik olmamaktadır. Yeni doğan çocuklar da bu facia ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Ancak, tebaasına karşı hassasiyet ve endişe duyan bir devlet onları bu belalardan ve acılardan korur. O devlet sadece Müslümanlara karşı rahmetli değil, bilakis tüm âleme rahmetlidir. Onları her türlü musibet ve belalara karşı korur, doğru yola iletir. Bunun için Ey Müslümanlar bu devleti kurmak için harekete geçin!

Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem şöyle buyurdu: «إن أول دينكم نبوة ورحمة وتكون ما شاء الله أن تكون ثم يرفعها الله جل جلاله. ثم تكون خلافة على منهاج النبوة ما شاء الله أن تكون، ثم يرفعها الله جل جلاله. ثم تكون ملكاً عاضاً، فيكون ما شاء الله أن يكون ثم يرفعه الله جل جلاله. ثم يكون ملكاً جبرية فتكون ما شاء الله أن تكون، ثم يرفعها الله جل جلاله. ثم تكون خلافة على منهاج النبوة تعمل في الناس بسنة النبي، ويلقي الإسلام بجرانه في الأرض يرضى عنه ساكن السماء وساكن الأرض، لا تذر السماء من قطر إلا صبته مدراراً. ولا تدع الأرض من نباتها وبركاتها شيئاً إلا أخرجته». - “Allah’ın olmasını dilediği kadar aranızda Nübüvvet olacak, sonra onu kaldırmayı dilediğinde onu kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra Allah onu kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı Hanedanlık olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu da kaldıracaktır. Sonra Zorba Diktatörlük olacaktır. Böylece Allah’ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra onu kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır. Sonra sustu.”

Hâkim, Ebu Said’den tahric etti ve Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem şöyle buyurdu: “O zaman Allah, daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduran Benim soyumdan birisini gönderecektir. O zaman gök hiçbir yağmur damlasını esirgemeyecek ve yer de bereketlenecektir.”

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Hacer El-Yakubi - Tunus