- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Türkiye'nin Eğitim Sistemi - Kaş Yapayım Derken Göz Çıkartıyor
Haber:
"Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum." - Erdoğan dedi ve oldu... Ertesi gün TEOG kaldırıldı.
Yorum:
Gazetecilerin nasıl olacak sorusuna, "Uygulamaya girmesi konusunda herhangi bir mani yok. Çok basit bir konu" dedi ve ansızın hem başbakanın, hem eğitim bakanının ve aşırı hükumet yanlısı entelektüellerin jetonu düşü verdi: TEOG kaldırılmalı, geç bile kalındı... İşte Türkiye'de eğitim bu şekilde tasarlanıyor: Yukardan emir gelir, hizmetliler atlar. Geçen son 20 yılda 11 eğitim bakanı değişti. Sadece AKP döneminde 6 bakan değişti. Özellikle 2004 yılından bu yana müfredat ve eğitim programları beş kez yenilendi! Her bir değişiklik ve özellikle TEOG yürürlüğe girerken "Üzerinde çok çalıştık, herkese danıştık, sistemi kökten değiştirecek..." gibi methiyeler düzüldü.
Dört yıl boyunca Türkiye'nin her yerinde, her sene neredeyse 1,3 milyon çocuk sınava hazırlandı, en iyi liselerde en iyi eğitimi alabilmek için yarışa girdi. Bu sınavda çok ter ve gözyaşı döküldü. Çocuklarda ve ailelerinde psikolojik baskıya ilaveten hazırlık kitapları ve dershaneler de maddi baskı oluşturdu. Okul tatilinin üç ayını akrabalarıyla ve arkadaşlarıyla geçirmek veya yeni hobiler keşfedip yeni beceriler geliştirmek yerine özel dershanelerde geçirdi çocuklar. Fakat ansızın ailelerin tüm bu yatırımları buharlaşıverdi, yerini ise yeni belirsizlikler aldı. Bunun yerine ne tür sınavlar gelecek? Kaliteli okullara erişim nasıl düzenlenecek? Eğitim Bakanlığı'nın önerileri arasında, her okulun kendi sınavını yapması veya bir başka seçenek olarak adrese dayalı yerleştirme olabilir dendi - ki bu çocukların ve velilerin hiçbir zaman istemedikleri okula kayıt yaptırma zorunda kalması anlamına gelmektedir. Tabi ki bu esnada TEOG'un kaldırılmasını bazı elit okullar da; nihayet ve eskiden olduğu gibi "kendi öğrencilerini seçerek, böylece her okulun kendi kültürü, hedefi, kimliği ve tarzı ortaya çıkacaktır" (Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları) düşüncesiyle, olumlu karşıladı. – bu sistemle okul; kendi modern laik gayri İslami ideolojisine uygun ailelerin çocuklarını seçecek.
Hâlihazırda eşit olmayan ve düşük kaliteli eğitim, yetersiz sayıda derslik, eksik sayıda, kalitesiz ve başarısız öğretmen ve eğitim malzemeleri, ezbercilik sistemi, ailelerin İslami beklentilerini karşılamayan defolu ve laik müfredat mevcutken, TEOG'u kaldırma kararı sadece eğitimin daha fazla ticarileşmesine katkıda bulunmaktadır.
Bunun neticesinde yüksek kaliteli eğitim yüksek gelirli ailelere mahsus kılınırken, İstanbul'un 536 yıllık Galatasaray Lisesine veya Bahçeşehir gibi daha yeni liselere sadece bu okulların "kültürüne uygun" ailelerin erişebilmesi sağlanmaktadır. Öğrencilerin büyük çoğunluğu 12 yıllık zorunlu eğitimini tamamlamaya mahkûm edilirken, yeni nesil ümitsiz ve değiştirilebilir ucuz işgücü kitlesi oluşturuluyor.
Lakin eğitim dediğin öncelikle ideolojik bir değişime muhtaçtır! Türkiye'nin birincil amacı gençliğe laikliği aşılamak olduğu müddetçe, siyasetçiler de eğitimciler de eğitim sisteminin kalitesini artırmaya odaklanamayacaktır. Türkiye'deki eğitimin birincil hedefinin gençliğe laikliği aşılamak olduğu hiç şüphe götürmediği gibi, yeni müfredattan da belli oluyor. Müfredattan evrim teorisi çıkartıldı ama yerine her kademeye demokrasi dersleri, din dersinde laiklik ve dinlerarası diyalog; sosyoloji dersinde cinsiyet eşitliği, hatta müzik dersinde "Müzik tanrısı" gibi başka tanrıları anlatan hikâyeler zorunlu kılındı... İşte bu eğitim sistemi "dindar gençlik" vaadini bu şekilde yerine getiriyor... Dindarlığı laiklik ve dinsizlik kavramlarıyla ölçen, bir yandan gençliğine dünyalık da olsa kaliteli eğitime erişimi çok gören bir eğitim sistemi her zaman göz yapayım derken kaş çıkartmaya mahkûmdur.
Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Zehra Malik
Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Üyesi