Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslam Beldelerindeki İktidarlar Kendi Elleriyle Müslüman Ülkelerin Düzenini Bozuyor ve Aileyi Laikleştiriyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

İslam Beldelerindeki İktidarlar Kendi Elleriyle Müslüman Ülkelerin Düzenini Bozuyor ve Aileyi Laikleştiriyor!

(Çeviri)

Aile hakkında konuştuğumuzda, toplumu oluşturan çekirdekten bahsediyoruz ve bu nedenle bu çekirdeği etkileyen herhangi bir yozlaşma ya da işlev bozukluğu bir bütün olarak topluma ve tüm devlete yansır. Çekirdeğin sistematik olarak bozulması başlı başına bir sorunken, devletin gözü önünde yapılmasına ne demeli…??? Gel gör ki bu yozlaşma devletin kendi eliyle yapılmaktadır ve şu an tüm İslam beldelerinde hissedilmektedir. İktidardaki rejimler Amerikalı ve Avrupalı efendilerini tatmin etmek için aileyi ve Müslüman toplumu laikleştirmede ve yozlaştırmada ellerinden geleni yaptılar. Başarıya ulaşabilmek için de büyük miktarda paralar harcadılar ve her türlü araç ve yöntemle uygulamaya geçirdiler. Bunlardan bazıları şunlardı:

Mısır ve Suudi Arabistan'da evlilik için alt yaş sınırı belirlenmeye çalışılıyor. Ayrıca Suudi Arabistan'da erkeğin kadın üzerindeki velayeti konusunda değişiklikler yapıldı. Bu bağlamda verilecek örneklerin sayısı çok ama tek tek sayacak kadar yerimiz yok.

Örneğin Suudi Arabistan şu an sistematik bir Batılılaşma ve laikleşme kampanyası yürütüyor. Bunu Amerika'yı tatmin etmek için bizzat devletin kendisi yapıyor. İlan etmiş olduğu Suud Ekonomisinde Değişim Planının temel taşlarından bir tanesi "Kültür ve Eğlence" sektörüne ve turizm sektörüne yatırımların artırılması da yer alıyor. Böylece devletin resmi rakamlarına göre "Milli Vizyon"un hedefi kraliyette kültür ve eğlencede aile harcamalarının %2,9'dan %6'ya çıkartılarak ikiye katlanacak. Bu bağlamda, Muhammed bin Selman Vizyon 2013 planı uyarınca Eğlence Bakanlığı kurarak Suudi Arabistan'da her türlü yozlaşmayı ve çöküşü meşrulaştırmayı ve kanunlaştırmayı hedefliyor. Böylece, Suud Şeyhleri on yıllardır süren baskı ve mahrumiyetten sonra - özellikle kadınlar için - Eğlence bakanlığı aracılığı ve "açılma" sloganı altında haramı helal, münkeri de maruf kıldılar. İşte şimdi gösteriler, festivaller, sanatsal ve müzikal konserler düzenliyorlar, sinemaların açılmasını denetliyorlar, Opera Binası açıyorlar, kadın modası defileleri düzenliyorlar, kadınların futbol maçlarına gitmesine izin veriyor ve kadın erkek karışık konserler yaptırıyorlar.

Bu yozlaşma organizasyon ve programlarının birçoğu başka İslam beldelerinde de bizzat devletin kendisi tarafından düzenlenmese de devletin bizatihi onayıyla düzenleniyor, örneğin yetenek programları (dans, ses, oyunculuk) gibi programlar ve sivil toplum kuruluşlarının ve kurumlarının düzenlediği programlar medyada yayınlanıyor.

Durumu daha da vahim kılan ise en son 2016'da Ürdün ve Filistin'deki müfredat değişikliklerinden sonra aile için kullanılan resimlerde başörtülü annelerin ve büyükannelerin yerini başı açık, Batılı tarzda ve makyajlı kadın resimlerinin kullanılması. Yine yüzü traşlı erkekler yüzü sakallı erkeklerin yerini aldı. Bu şekilde çocukların zihinlerine küçük aile yapısının ideal olduğu ve aileleri içinde uygunsuz davranışların ve avreti açmanın normal olduğu, hatta bunun kentleşme olduğu algısı oluşturulmaktadır!

Çocuk bağlamında ise çocuk hakları ve çocuğun hür iradesine eylem yapılmaktadır. Hatta ebeveynler çocuğunun bir eylemine engel olmak istediğinde veya ebeveynlerinden şiddet gördüğü takdirde, bunu polise veya insan hakları organizasyonlarına şikayet edebilecekleri öğretilmektedir. Böylece açıkça çocuklar ebeveynlerine itaatsizliğe davet ediliyor. Bu doğrudan İslami himaye ve Şer'i açıdan koruyuculuk (kivamet) mefhumuna saldırıdır.

Bunlar İslam beldelerindeki rejimlerin Müslüman aileleri bozmak ve laikleştirmek ve dolayısıyla tüm İslam beldelerini laikleştirmek için kullandığı sadece birkaç metot ve araçlardı. Dolayısıyla samimi ve sağlam her Müslüman dini ve Ümmeti için sağlam bir duruş sergileyip bu düzenleri ve musibetleri bozması elzemdir. Yine her bir Müslümanın samimiyetle ve ciddiyetle bizlere Rabbimizin kitabıyla hükmeden, işlerimizi gözeten ve toplumlarımızı ve ailelerimizi koruyan devleti yeniden ikame etmek için çalışması kaçınılmazdır. Bu devlet Nübüvvet Metodu üzere İkinci Raşidi Hilafettir. Yüce Rabbimizin vaadi ve Peygamberimizin (sav) müjdesidir.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu adına

Baraah Manasrah

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER