Cumartesi, 30 Rebiu’s Sânî 1446 | 2024/11/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hilafet’in Yıkılışının 100. Yıldönümü: Müslümanlar Onun Yıkılmasıyla Neler Kaybetti?

بسم الله الرحمن الرحيم

Hilafet’in Yıkılışının 100. Yıldönümü:
Müslümanlar Onun Yıkılmasıyla Neler Kaybetti?

Müslümanlar, devletlerinin yıkılmasıyla birlikte Allah’ın kitabına bağlılıklarından dolayı kendilerine bahşetmiş olduğu birçok ayrıcalıkları kaybettiler:

1- Birliklerini kaybettiler: Müslümanlar tertemiz İslam akidesinin birleştirdiği tek bir ümmet olmasının ve vücudun herhangi bir uzvu rahatsızlandığı zaman diğer azaların da ateşlenerek ve uykusuzlukla ona icabet ettiği tek bir beden gibi olmasının ardından, korkunç bir parçalanma, garip bir bölünme, savaş ve kaos içerisine girdiler.  Zira bazen Müslümanları, bu Kürt, bu Arap ve bu Farisi diyerek parçaladılar, bazen de Mısırlı, Suriyeli, Suudi ve Yemenli diyerek vatancılık ve benzeri şeylerle parçaladılar…  Dolayısıyla aralarında hiçbir ırk ve renk ayırımı olmadığı gibi takvadan başka hiçbir ayrım yokken İslam kardeşliğinin yerini vatancılık ve akidenin yerini de toprak aldı. Aynen Aleyhissalatu ve’s Selam’ın buyurduğu gibi: يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَلَا إِنَّ رَبَّكُمْ وَاحِدٌ وَإِنَّ أَبَاكُمْ وَاحِدٌ أَلَا لَا فَضْلَ لِعَرَبِيٍّ عَلَى أَعْجَمِيٍّ وَلَا لِعَجَمِيٍّ عَلَى عَرَبِيٍّ وَلَا لِأَحْمَرَ عَلَى أَسْوَدَ وَلَا أَسْوَدَ عَلَى أَحْمَرَ إِلَّا بِالتَّقْوَى“Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Arabın Arap olmayan (acem) üzerine bir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap üzerine bir üstünlüğü yoktur. Beyaz derili olanın siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, siyah derili olanın da beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takva iledir.”

2- Akidelerini ifade eden devletlerini kaybettiler: Müslümanların akidelerinin cinsinden bir devleti olmuştur. Bu devlet, Müslümanları Allah’ın şeriatıyla yönetmekte, onları düşmanlarının gücünden korumakta, işlerini gözetmekte ve İslam’ı onların dışındaki diğer ümmetlere taşımaktaydı. Ancak bugün, açık küfrün, akidelerini ifade etmeyen ithal sistemlerin ve sömürgeci kafirin çıkardığı anayasaların, dahası sömürgeci kafir devletlere bağlı karton rezervlerin olduğu vatancı ve milliyetçi devletçiklerin yönetimi altında egemenliğini kaybetti.

Siyasi sistemler için doğuya ve batıya bakar olduk. Bugün bir dini olmayan şamar oğlanına döndük. Zira bin yıldan fazla bir süredir dünya tahtında oturan devlete sahip değiliz!

3- Kafirlerin elleriyle Filistin başta olmak üzere birçok İslam beldesini kaybettiler: Müslümanların ateşli koruyucusu olan Hilafet’in yıkılmasıyla, birçok İslam beldesi sömürgeci kafirin eline geçti ve gezip dolaştığı bir yer haline geldi. Zira iki kıblenin ilki ve Nebiyyül Emin’in mesrası Filistin düştü, maymun ve domuzların kardeşleri olan gâsıp Yahudilerin eline geçti, sömürgeci kafir devletin sağladığı güçle aramızda onlar için bir varlık kurdular ve ajan yöneticiler de onu korudular. 

Ayrıca Keşmir, Çeçenistan, Bosna-Hersek, Afganistan, Irak ve diğerleri de işgal edildi… Dolayısıyla kafirler, her gün beldelerimizden bir beldeyi işgal etmektedir. Böylece kalplerimizi kanatan ve başkasının üzerine çöreklenen bir trajediyle uyandık. 

4- Servetlerini kaybettiler: Allah’ın nimetler bahşettiği İslam ümmetinin servetlerinin üzerine çöreklendikleri için yoksulluk ve yoksunluk acısı çekmekte, sömürgeci kafirlerin kontrol ettiği yatırımcı şirketler ve sahte sözleşmeler yoluyla servetleri yağmalanmakta ya da halkları servetlerin kırıntılarıyla yetinirken sahte anlaşmalar ve eğri koltuğunu korumak karşılığında veya karşılıksız bir şekilde servetleri ajan yöneticilerine hediye etmektedir. 

5- Kanlarını ve onurlarını kaybettiler: İslam bölgelerinin birçok yerinde, hiçbir suç ve günah işlemedikleri halde her gün kafirlerin eliyle Müslümanların kanları dökülmektedir. Zira Myanmar, Çeçenistan, Keşmir, Filistin, Bosna Hersek, Şam, Irak, Afganistan ve diğer birçok İslam ülkesindeki kardeşlerimizin katliamlarını, yerlerinden edilmelerini ve işkence gördüklerini işittik ve tanık olduk! Batı’daki Müslümanlar da bu katliamdan kurtulamadı. Nitekim Yeni Zelenda katliamı haçlı nefretine tanık olmuştur ve bu şaşılacak bir şey de değildir. Çünkü şimdi bizler, sofrasına üşüşülmüş yetimler gibiyiz.    

6- Dinlerini ve akidelerini kaybettiler: Hilafet’in yıkılmasından beri, İslam topraklarında İslam ile savaşılmış, yönetimden uzaklaştırılmış, İslam cami köşelerine, ahlaka ve bireysel uygulamalara hapsedilmiş ve onun başkalarına geçmesine izin verilmemiştir. Nitekim Batı kültürüyle sırtlanlaşan yöneticilerden oluşan kafirlerin ajanları; din ile, alimler ve davet taşıyıcıları ile savaşmak, onları hapishanelere atmak ve tutuklamak, şu an Suud Krallığında ve diğer ülkelerde olduğu gibi Laikliğin tüm sütunlarını kutsamaya çalışmak ve demokrasi ve sivil devlet gibi Batı’nın değerlerinin ve mefhumlarının propagandasını yapmak için her gün tüm gücüyle savaşmaktadırlar. Kafir ülkelere gelince; İslam düşmanları her gün, İslam’a, İslam’ın peygamberine ve İslam’ın kitaplarına karşı savaşlarını tırmandırmaktadırlar. Zira kaç kez kerim Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e karşı hakaretlerin yapıldığına ve kasıtlı olarak alay edildiğine tanık olduk?! Kaç kez kafirlerin Kur’an’ın nüshalarını yaktığı sahneler gördük?! Kaç kez İslam’a saldırıldığını, terörizmle damgalandığını, onunla savaşmak için ittifaklar oluşturulduğunu, Batı ülkelerindeki birçok cami ve İslami merkezlerin kapatıldığını, Müslümanlara Laik değerlerin dayatıldığını, Müslümanları kafir toplumlara entegre etmek için ciddi girişimlerde bulunulduğunu, son zamanlarda Fransa’nın yaptığı gibi, Çin’in Uygur Müslümanlarına yaptığı gibi ve İslam’a ve Müslümanlara karşı şiddetli bir savaş yürüten diğer kafir devletlerin yaptığı gibi Müslümanların küfür kanunlarına göre yaşamaya zorlandıklarını işittik ve gördük?!  

Son olarak; şimdi Müslümanlar olarak soralım, şayet işlerimizi gözetecek, düşmanlarımızı caydıracak, İslam beldelerini aç gözlülerden koruyacak bir devletimiz ve Halifemiz olsaydı düşmanlarımızdan gelen bu zulmün, katliamın ve düşmanlığın acısını çeker miydik?!

Bir Müslümana saldırmanın, tüm Müslümanlarla savaşmaya mal olacağını bilen biri, bize cüret edebilir veya bir Müslümana saldırmayı düşünebilir miydi?!

Ey Müslümanlar: Sizden her birinizin görevi, dinini hakim kılmak, savunmasız kardeşlerine ve kerim Peygamberi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yardım etmek için çalışmaktır. Bu da ancak İslam Devleti olan Hilafet’i kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmakla olur.  Zira dünya ve ahirette izzetli kılacak, dini tatbik edecek ve onu dünyaya bir hayır ve hidayet mesajı olarak taşıyacak olan Hilafet, insanların efendisinin bir müjdesidir. Kapitalizmin kendi ülkesinde çatlamasının, pis kokusu burunların direklerini sızlatmasının, zorba diktatörün yıldızının sönmesinin ve Allah’ın izniyle sonunun gelmesinin ardından Hilafet’in zamanı geldi de geçiyor bile.

Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا  "Sizden iman edip de salih amel işleyenlere Allah şöyle vaat buyurdu; Andolsun ki, onlardan evvelkileri (kâfirlerin) yerine geçirdiği gibi (güçlü ve iktidar sahibi kıldığı gibi) kendilerini de muhakkak (müşrik ve kâfirlerin) yerine geçirecek (güçlü ve iktidar sahibi kılacak) ve elbetteki kendileri için razı olduğu dinlerini (İslâm'ı) mutlaka yerleşik kılıp sağlamlaştırarak hakim kılacak ve elbette onları (müminleri) korkularının ardından kesinlikle güvenliğe erdirecektir. Onlar, hiçbir şeyi bana ortak koşmaksızın yalnızca bana ibadet ederler." [Nur-5]    

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Tarmûş – Yemen

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#
خلافت_کو_قائم_کرو

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER