- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
El-Vakiye Kanalı’nda Türkiye’den Yapılacak Programın İptaline Dair
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları Başkanı Dr. Nazreen Nawaz’ın Açıklaması
Kıymetli kardeşlerim, Bu akşam El-Vakiye Kanalı; Türkiye'den hanım kardeşlerimizin Hilafetsiz yüz yılın tüm dünyadaki kadınların hayatı üzerindeki etkisini konuşacağı bir programa ev sahipliği yapacaktı. Ancak laik Türk rejiminin düzenli ve sürekli olarak Hilafeti isteyen Müslüman kardeşlerimize, bacılarımıza hatta çocuk yaşta gençlerimize yönelik yürüttüğü gözaltı operasyonlarından dolayı programı iptal etmek zorunda kaldık.
Bu Recep ayında Hizb-ut Tahrir, başlatmış olduğu “Yıkılışının Yüzüncü Yılında – Hilafeti Kurun Ey Müslümanlar!" başlıklı uluslararası kampanya ile bu şanlı devletinin 100 yıllık yokluğuna dikkat çekmeyi amaçlamıştır. Bu kampanyanın bir parçası olarak, Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın nizamının, İslam'ın liderliği ve devleti olan Hilafet'in acilen ikame edilmesi için çağrıda bulunmak üzere, Türkiye dâhil, birçok yerde Müslüman kardeşlerimiz çok sayıda tartışma programı ve faaliyet düzenlemiştir.
Erdoğan ve AKP hükumeti ise Allah'ın Nizamına karşı süregelen düşmanlığını açıkça ortaya koymuş, bu çağrıyı susturmak için sürekli Nübüvvet Metodu üzere Hilafetin ikamesine destek verenlere karşı baskı ve gözaltılar ile karşılık vermiştir.
İki hafta önce Ankara'da emniyet güçleri, Müslüman kadınların evlerine baskın düzenleyerek küçük çocukları olan 3 kadını ve 16 yaşında bir genç kızı gözaltına aldı. Aynı gün içinde dört aylık bir bebeği olan bir başka kadını daha gözaltına aldılar ve kadınları sorgulamak üzere evlerinden neredeyse 300 km uzaktaki bir şehre götürüp birkaç gün gözaltında tuttular. Suçları neydi? Afyon'da, eski Amuriyye'de, bir video çekip İslam Ümmetine Halife Mutasım gibi seçkin bir yöneticiye olan ihtiyacı hatırlatmaktı. Halife Mutasım esir alınan ve "Yetiş ey Mutasım!" diye haykıran tek bir kadını kurtarmak için koşturmuştu.
Birkaç hafta önce 15 yaşında bir genci de aynı şekilde Allah'ın Nizamının yeniden ihya edilmesi çağrısı yapan bir videoya dâhil olmasından dolayı gözaltına aldılar. Birkaç gün önce Urfa'da 11 Müslüman kardeşimizi, şehirdeki halkla Hilafet hakkında konuştukları gerekçesiyle gözaltına aldılar. Ve bu sabah Gaziantep'te 7 Müslüman kardeşimizi Hilafeti anlatan bir dergiyi tanıtmalarından dolayı gözaltına aldılar. Buna benzer gözaltı operasyonları geçen haftalarda Bursa ve İstanbul'da da yapıldı.
Soruyorum kardeşlerim... Bu bir suç mudur? Allah'ın hükümleriyle yeryüzünü şereflendirmeyi istemek bir suç mudur? Veya hem beldelerimizi hem insanlığı dünyanın başına bela olan küfrün karanlıklarından kurtarıp İslam'ın nuruna ve adaletine ulaştırmak için Rabbimizin Nizamını istemek suç mudur? Veya Ümmeti, izzetini ve Dinimizi koruyacak ve mazlumlara sığınak olacak Hilafeti istemek suç mudur? Yoksa gerçek suç; samimi Davet taşıyıcılarına, Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın nizamını yeryüzünde inşa etme farziyetini yerine getirmekten başka bir şey yapmadıkları halde zulmetmek midir? Müslümanların kalkanı ve koruyucusu Hilafetin 100 yıllık yokluğunda ölüm, yıkım, zillet ve çaresizlikten kurtarmayı istemek mi suçtur?
Kardeşlerim, Türk rejiminin başka kötü bir politikasını da bilmeniz gerekiyor... Bu rejim, kadın ve erkek kardeşlerimizi sadece birkaç günlüğüne gözaltında tutmakla kalmıyor, onlara dava açmadan serbest bırakmıyor. Yani, birkaç sene sonra, dava karara bağlandıktan sonra, otoritelerce tekrar tutuklanıp 2-5 yıl arası hapisle cezalandırılmaktalar. Rejim, Hilafet davetini taşıyanlara karşı işlediği zulmü Müslümanların dikkatinden gizlemek için bu şekilde sinsice davranmaktadır... Çünkü Türkiye'deki Müslümanların masum din kardeşlerinin gözaltına alınıp hapsedilmesine karşı çıkacağını çok iyi bilmektedir.
İşte demokrasinin ve laikliğin gerçek yüzü budur. Allah'ın kullarına nizamını hatırlatan izzetli Müslüman erkek ve kadınları suçlu ilan etmektedir... Öte yandan toplumda her türlü ahlaksızlığı, hayâsızlığı ve kokuşmuş hayat tarzını meşrulaştırmaktadır! İşte Erdoğan ve AKP hükumetinin gerçek yüzü budur! Batılı efendilerinin emirlerini yerine getirerek beldelerimizde İslam Nizamının kurulmasını isteyenleri susturmaya çalışmaktalar... Aynı anda da hâkimiyeti Allah ve Şeriatından alıp beşere veren bir sistemin savunuculuğunu yapmaktalar!
Bu laik rejimin ve Batılı dostlarının mücrim emirlerini yerine getirenlere ve Allah'ın Nizamının yeniden kurulmasına karşı savaşan hainlere biat eden Türk Ordusu'ndaki güç sahiplerine diyoruz ki... Yaptıklarınızın hesabını Rabbinize nasıl vereceksiniz? Din kardeşlerinize zulmeden bir rejime itaat ve sadakatinizin hesabını nasıl vereceksiniz? Kardeşleriniz Allah'ın emirlerini yerine getirmekten başka bir şey yapmıyor, Dininizin hükmü altında yaşamaktan ve İslam beldelerini ve bu Ümmeti şanlı Hilafetin gölgesinde yeniden şan ve şerefe, emniyete kavuşturmaktan başka bir şey istemiyorlar.
Ve Erdoğan ve AKP rejimine diyoruz ki... Hilafet için çalışan samimi davetçilere karşı sindirme ve tehditleriniz beyhudedir. Zira bu kadın ve erkekler Allah Subhanehu ve Teâlâ'dan başkasından korkmuyor, Allah Subhanehu ve Teâlâ'dan başkasına itaat etmiyorlar. Bu kadın ve erkekler, sonsuz Cennete karşılık dünyalıklarını Âlemlerin Rabbine satmış olanlardır... Onlar, İslam'ın nurunu yeryüzüne yaymak üzere Davetin meşalesini tutmuş, ahirete susamış olanlardır. Allah'ın nizamı beldelerimize yeniden hâkim olana kadar da durmayacaklar... Çünkü onlar Rabblerinin rızasından başka bir şeyden razı değiller. Hakikaten de sizin zulümleriniz ancak baskıcı laik hâkimiyetinizin sonunu hızlandırmaktadır... Yaptıklarınız ancak onların ve bizim hedefe ulaşmak için kararlılığımızı artırmaktadır!
İnsanlık ve İslam tarihinden hiç mi bir şey öğrenmediniz? Rabbine kulluk edenlerin her zaman kendilerine karşı gelenlere karşı muzaffer olduğunu görmediniz mi? Sömürgeci efendileriniz adına Hilafetin geri gelmesini engellemek için Allah'a ve Müminlere karşı yürüttüğünüz bu savaşı asla kazanamayacaksınız... Zira Allah'ın yardımı her zaman İslam'ın sancağını yükseltenlerle olacaktır. Şüphesiz, İkinci Raşidi Hilafetin ikamesi Allah'ın vaadi ve Rasulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem'in müjdesidir... Ve Allah asla vaadinden dönmez! Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُحَآدُّونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ أُو۟لَٰٓئِكَ فِى ٱلْأَذَلِّينَ
كَتَبَ ٱللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا۠ وَرُسُلِىٓ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ قَوِىٌّ عَزِيزٌ
"Allah’a ve peygamberine düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir." (Mücadele 20-21)
Subhane rabbike rabbil izzetti amma yasifûn. Ve selamun alel murselîn. Velhamdulillahi rabbil âlemin.
#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet