Salı, 22 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türkiye'de Orman Yangınları

بسم الله الرحمن الرحيم

Türkiye'de Orman Yangınları

28 Temmuz 2021 tarihinde öğle saatlerinde Antalya Manavgat ilçesinde 4 farklı noktada orman yangını meydana gelmiştir. Yangınlara 960 personel, 1 uçak, 1 İHA, 19 helikopter, 201 arazöz, 30 iş makinası ve 30 su ikmal aracı ile müdahale edilmektedir… Yangından etkilenebilecek alanlarda bulunan evler tahliye edilmiştir. Yangından 320 büyükbaş, 3.000 küçükbaş, 22 muz serası, 15 sebze serası, 360 arı kovanı ve 15.000 dekar tarım alanı zarar görmüştür. (afad.gov.tr)

Acil Yardım ve Koordinasyon Merkezi (AFAD)’ın resmi sitesinde yer alan habere göre, ilk yangın 28 Temmuz 2021 günü Antalya’nın Manavgat bölgesinde dört noktada aynı anda başlamıştır. Konu ile ilgili olarak Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yapılan açıklamalarda, havanın rüzgârlı ve kuru olması nedeniyle yangının ilerleme ortamının mevcut olduğu ifade edilmiştir. Manavgat’ın ardından birçok yerde yangınlar çıkmaya başlamış ve şu ana kadar 144 yerde orman yangını meydana gelmiştir. Bu yangınların bir kısmı söndürülürken, bir kısmı kontrol altına alınmış olup 10-15 bölgede ise yangınlar tüm hızıyla devam etmektedir.

Türkiye'deki bu yangılarda, 8 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı, birçok köy ve mahalledeki evler, hayvanlar yandı, köyler ve mahalleler boşaltıldı. Devlet yangın bölgelerini afet bölgesi ilan etti.

Yangınların başladığı ilk saatlerde AFAD tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre; Yangınlara 960 personel, 1 uçak, 1 İHA, 19 helikopter, 201 arazöz, 30 iş makinası ve 30 su ikmal aracı ile müdahale edilmiştir. 1 Ağustos tarihinde Pakdemirli tarafından yapılan açıklamaya göre ise; 16 uçak, 9 İHA, 45 helikopter, 6 yönetim helikopteri, 1 insansız helikopter, 708 arazöz, 120 iş makinesi, 4 bin 800 personelle orman yangınlarına müdahale edilmiştir. Bu rakamlar yangınların seyrine göre farklılık göstermektedir.

Ancak yetkililer tarafından açıklanan bu rakamlara göre ilk başladığı yer olan Manavgat bölgesinde başlayan orman yangınları söndürülemediği gibi yangın daha başka alanlara sıçramış ve bir anda birçok bölgedeki ormanlar yanmaya başlamış ve halen daha devam etmektedir.

Gerek ormanların yanışı ve gerek bu bölgelerde yaşamakta olan insanların evlerinden, hayvanlarından, bağlarından ve bahçelerinden oluşları insan olarak bizleri ciddi anda üzüntüye sevk etmekle birlikte bu yangınlar hakkında bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyoruz. Ancak biz burada yangınların arkasında kimin bulunduğu veya nasıl çıktığı gibi hususları ele almak istemiyoruz. Bazı iddialarda olduğu gibi PKK tarafından gerçekleştirilmesi mümkün olmakla birlikte, otel yapmak amacıyla kasıtlı olarak da çocuklar tarafından da ya da kendiliğinden de çıkmış olabilir. Zira bu yangınlarda öne çıkan husus yangının çıkış sebebi değil yangın sonrası yaşanan gelişmelerdir. Buna göre:

1-     Yangınların bu kadar hızlı bir şekilde ilerlemesi ve söndürülememesinin en önemli nedeni yöneticilerin ihmalkarlıkları, sadece şahsi çıkarlarını düşünmeleridir. Devlet kurumları arasında yaşanmakta olan çatışma ve çıkarlar nedeniyle Türk Hava Kurumu’nun (THK) elinde çalışabilir vaziyetteki 6 adet 4 bin 900 litre su taşıma kapasiteli uçaklar kullanılmamıştır. Orman Bakanı’na ve Erdoğan’a göre bu uçaklar modası geçmiş uçaklardır (!). Nitekim bu tartışma geçtiğimiz yıl çıkan orman yangınlarında da aynen yaşanmış tartışmalardır. Ancak diğer taraftan THK tarafından şu açıklamalar yapılmıştır: “Şu anda Manavgat dahil ülkemizin çeşitli bölgelerinde 3 adet Beriev BE-200 10 bin litre kapasiteli amfibik yangın söndürme uçağı, 15 adet Mİ-8 2.500 litre kapasiteli genel maksat helikopteri, 2 adet genel maksat yangın söndürme CH-47 Chinook 7,500 litre kapasiteli helikopterler olmak üzere toplam 20 aracımız Manavgat'taki orman yangınları dahil, ülkemizin her bölgesinde devam eden yangınlara ara vermeden müdahale etmektedir. (euronews)

2-     Orman Bakanlığı 29 Ocak 2021 günü 10 bin ve 5 bin litrelik 5 uçak kiralamak için ihale açtı. Bu ihaleye 4 bin 900 LT kapasiteli (100 litre daha az) THK katılamadı. Şartname bilinçli olarak bu şekilde hazırlandı. Bu ihale ile en yüksek teklifi veren firmadan 203 milyon 107 bin lira bedelle 153 gün için üç adet uçak kiralandı. Dolayısıyla şu anda yangınlarda kullanılmakta olan uçakların üç tanesini bunlar oluşturuyor. Bir başka ifade ile Türkiye’nin kendisine ait yangın söndürme uçağı bulunmamaktadır. Türkiye’den çok küçük toprağı bulunan Yunanistan’ın elinde bile 38 adet yangın söndürme uçağı bulunmaktadır.

3-     Pakdemirli tarafından yangınlara müdahalede kullanılan 16 adet uçağın üç tanesi kiralanan bu uçaklar ile 12 tanesi ise Rusya (5), İran (1), Hırvatistan (1), İspanya (2) ve Ukrayna (3)'dan gelen uçaklardan oluşmaktadır. Yine Azerbaycan (1), Rusya (3), İran (2) helikopter gönderdiler.

4-     Şayet Türkiye’deki yöneticiler orman yangınlarının engellenmesi için ciddi olsaydılar, bunun için gerekli hazırlıkları yıllar öncesinden yaparlardı. Zira 2002 yılı itibariyle THK’nın elinde 19 adet yangın söndürme uçağı vardı ve yangınlara bunlarla acil müdahale yapılıyordu. Şu anda ise (THK’nın elindeki uçakları beğenmeyen yöneticiler nedeniyle) Türkiye’nin elinde kendisine ait yangın söndürme uçağı bulunmuyor. Çünkü bu yöneticiler yangınları, sel felaketlerini, depremleri kendi çıkarları için birer fırsat olarak görmektedirler. Her bir felaketi yeni ihale kaynakları, para fırsatları olarak değerlendirmekte ve gözleri parıldamaktadır. Bu tür felaketlerde sadece ve sadece timsah gözyaşları dökmektedirler. Kişisel çıkarlarını gerçekleştirmeyi ümmetin sorunlarını çözmekten daha önemli görmektedirler. Nitekim AKP’li bir belediye başkanı yangınlar nedeniyle yapmış olduğu canlı yayında “yanan evlerin yerine çok düşük faizli ve yirmi yıl geri ödemeli evler yapacağız. Evleri yanmayanlar bile keşke bizim evlerimiz de yansaydı diyecekler” (!) demekten kendisini alamamıştır. Öyle ki ormanlar cayır cayır yanarken Erdoğan Marmaris’te seyir halindeki seçim otobüsünden köpeğe kemik atar gibi insanlara çay paketleri fırlatıyordu.

5-     Ne ilginçtir ki orman yangınlarının başladığı gün, yani 28 Temmuz 2021 tarih ve 7334 sayılı Resmi Gazetede “Turizmi Teşvik Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, yayınlandı. Bu kanunun 1’inci maddesi “d” fıkrasına göre, “Kültür ve Turizm gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile” orman arazileri “kamu yararı” kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek. “Yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan” edilecek bu alanlardaki bütün devlet taşınmazları da turizm kapsamına alınabilecek. Adeta bu kanunla yanan orman alanlarına yeni otellerin yapılması mümkün olacaktı. Fakat görünüşe bakılırsa evdeki hesap çarşıya uymadı, yangını kontrol edemediler, söndüremediler. Yangın bunları da yakacak.

6-     Bütün bunlar bir yana bu yangınların en önemli işaretlerinden birisi ise şudur. Erdoğan ve beraberindekiler turizm gelirlerini artırmak için Kovid salgınına rağmen Rusya’dan turist gelmesi için her türlü kolaylığı gösterdiler, karantina tedbirlerini kaldırdılar. Bundan sadece camileri istisna tuttular! Döviz geliri elde etmek için Allah’ın emir ve yasaklarını ayaklar altına aldılar. Bununla ömürlerini uzatacağını sandılar. Ancak bu yangınlar ve ardından yaşananlar, Erdoğan’ı da beraberindekileri de üzecek gibi görünüyor. Bir yandan turizm bölgeleri yangınlardan ciddi anlamda etkilenirken diğer taraftan beceriksizlikleri, kibirli ve küstah tavırları insanlar tarafından hoş karşılanmadı. Bu olaylar her geçen gün onların ömürlerini kısaltacak gelişmelere zemin teşkil ediyor.

7-     Ancak yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen Erdoğan her zaman olduğu gibi sorumluluğu ve suçu kabullenmeyecek. Tüm emirler kendisinden çıkmış olmasına rağmen faturayı bazı bakanlara kesecek. Onların bir kısmını görevden alacak. Böylelikle suçun kendisinde olmadığı, bakanların işlerini hakkıyla yerine getiremediği, normalde de her işe kendisinin yetişmesinin mümkün olmadığı imajını vermek suretiyle masumiyeti oynayacaktır.

﴿وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ

“Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir.” (Şuarâ 227)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammet Hanefi YAĞMUR

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER