- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Müslüman Orduları Rablerine İsyan Ederek Yöneticilerini ve Onların Arkalarındaki Sömürgecileri Memnun Ediyorlar ve
Allah’a, Dinine ve Gazze’deki Müslümanlara Sırtlarını Dönüyorlar!
Hiç şüphe yok ki bugünkü yöneticilere itaat etmek, Allah’a ve Rasulü’ne itaat etmekle çelişmektedir. Zira bugünkü yöneticiler Halife olmadıkları gibi İslam ile de hükmetmiyorlar; aksine onlar, küfürle yöneten Sykes-Picot yöneticileridir, onlar zorba-diktatör aşamasının yöneticileridir ve onlar, 1924 yılında Osmanlı İslam Devleti’ni yıkmalarının ardından sömürgecilerin inşa ettiği ulusalcı-vatancı varlıkları yönetmeleri için kendilerini ve ailelerini yerleştiren sömürgeci ülkelere tabidirler. Nitekim sömürgeciler bu bölgeselci varlıklardan ayrılmadan önce kendileri için, ulusalcı varlıkların bağımsızlıklarını ilan eden yöneticilerin ve kralların liderliğinde bazı ülkeden kovma tiyatroları oynadılar; bunu da hem bu ulusalcı varlıkları, onların sınırlarını ve anayasalarını pekiştirmek, hem de görünüşte sömürgecileri ülkeden kovan aileleri pekiştirmek için yaptılar.
Tüm yukarıda belirtilenlere rağmen, Allah’a itaat etmenin, İslami ülkelerimizdeki bu yöneticilere, krallara ve başkanlara itaat etmekle tutarlı olduğunu düşünmek imkansızdır; oysa bugünkü yöneticilere itaat etmek, açıkça Allahu Teala’ya isyan etmek olup bu yöneticilerin arkalarında duran ve onların yönetimlerini, varlıklarını, sınırlarını, ümmeti ve onun siyasi birliğini parçalamalarını destekleyen sömürgecilere itaat etmek demektir.
Bugün Gazze’de yaşanalar, az önce yukarıda belirttiklerimizin tezahürlerinden biridir; zira başta Ürdün Kralı İkinci Abdullah, Mısır’da Sisi, Suudi Arabistan’da Selman ve oğlu, Emirliklerin yöneticileri, Türkiye’de Erdoğan ve partisi olmak üzere Müslüman ülkelerdeki yöneticiler ve rejimler, Gazze’yi, çocuklarını, kadınlarını, yaşlılarını ve hastalarını katletmeye ve yakmaya, evlerini ve hastanelerini yıkmaya devam etmeleri için Yahudi varlığını yiyecek, petrol ve askerleri için de önemli malzemelerle destekliyorlar. Dolayısıyla bu yöneticilerin çabaları açıktır; zira onlar sömürgecilerin eli, gözü ve dili ve Yahudilerin de koruyucuları olup hiç tereddüt etmeden ve gecikmeden onlara destek vermektedirler. Ama Gazze ve katliamı, gizli olan her şeyi ifşa ettiği gibi münafıkların ve Erdoğan gibi İslam kılıfına bürünenlerin yüzlerindeki maskeleri düşürmüştür.
Gazze'deki savaş, Müslümanların geleneksel düşmanıyla ve yeryüzünün en şerefli ve en kutsal yerlerini işgal eden peygamberlerin katilleriyle yapılan bir savaştır. Gazze’deki savaş açık ve nettir; zira orada Sünni-Şii gibi mezhep çatışması yoktur, Türk-Kürt ve Arap çatışması yoktur... Dolayısıyla orada görüş netliğini ve dost-düşman ayrımını kirleten ve bozan hiçbir şey yoktur. Zira bir tarafta Müslümanlar, diğer tarafta ise yeryüzün en şerefli yerlerini işgal eden Yahudiler vardır. Dolayısıyla iki grup birbirinden farklıdır; nitekim yöneticiler her zaman olduğu gibi sömürgecilerin ve Yahudilerin yanında yer aldılar ve onları desteklediler ve Gazze’yi, oradaki Müslümanları ve Filistin’deki mukaddesatları, öldürmeleri, işkence etmeleri, yok etmeleri, topraklarda fesat saçmaları ve onları evlerinde katledip yok etmeleri için Yahudilere terk ettiler. Tıpkı şöyle denildiği gibi; Müslümanların başındaki yöneticiler, Amerika, İngiltere, Fransa ve onların dostları tarafından geniş bir zaman ve bol gıda, enerji ve malzeme yardımları vardır. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.” [Maide 51]
Dolayısıyla Müslüman orduların İslam beldelerindeki yöneticilere itaat etmeleri, Allah Azze ve Celle’ye isyan edip Allah’ın, Müslümanların ve Allah’ın dininin düşmanlarına itaat etmek olduğu gibi Yahudilere, Amerika’ya, Arap ve Müslüman hainlere itaat etmek demektir. Ayrıca bu, Allah’ın düşmanlarına sadık olmak ve batılın tarafında yer almaktır. Bu yüzden Müslüman orduların yöneticilerin ve onların arkalarındaki sömürgecilerin yanında yer almaları, Allah Azze ve Celle’ye, dinlerine ve ümmetlerine karşı durmaları demektir. Bu da birçok anlama gelebileceği gibi irtidat ve Allah’a ve O’nun dinine açıkça isyan etmek anlamına da gelebilir. Her iki seçenek de acıdır; çünkü bunlar, zulmün en büyük türlerindendir; zira Müslüman ordular, Allah’a, dinine ve ümmetine yardım etmekten yüz çevirdiler, bununla da yetinmediler yöneticilerin ve onların arkalarındaki Amerika, İngiltere ve Fransa’nın yanında yer aldılar; bunun da ötesinde ordular, Gazze’yi ve içindeki Müslümanları katledip yok etmeleri için Yahudilere destek vermelerine rağmen hâlâ yöneticilerinin yanında olmayı sürdürmektedirler. لَّا تَجِدُ قَوْماً يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun Allah’a ve Rasulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin.” [Mücadele 22]
Sözümüzü tekrarlayıp karışıklık ve belirsizliği ortadan kaldırıyoruz ey Müslüman orduları! Yöneticilere itaat etmek ve onların yanında yer almak, sömürgecilere ve Yahudilere itaat etmek ve Allahu Teala’ya isyan etmek demektir; sömürgecilere ve Yahudilere isyan etmek ise Allah Subhanehu’ya itaat etmek demektir.لِّيَهْلِكَ مَنْ هَلَكَ عَن بَيِّنَةٍ وَيَحْيَى مَنْ حَيَّ عَن بَيِّنَةٍ وَإِنَّ اللهَ لَسَمِيعٌ عَلِيمٌ “(Fakat Allah), helak olanın açık bir delille (gözüyle gördükten sonra) helak olması, yaşayanın da açık bir delille yaşaması için (böyle yaptı). Çünkü Allah hakkıyla işitendir, bilendir.” [Enfal 42]
Ey Müslüman orduları! Aynı anda hem Allah’a hem de bugünkü yöneticilere ve onların arkalarındaki sömürgecilere itaat edilmez. Bu yüzden ya yöneticilere ve onların arkasındaki sömürgecilere isyan edip Allah’a itaat edecek ve O’nun tarafını seçeceksiniz, ya da yöneticilere ve onların arkasındaki sömürgecilere itaat edip Allah’a isyan edeceksiniz ve O’nun düşmanının yanında yer alacaksınız ki Gazze’deki soykırımın başlangıcından itibaren aylardır yaptığınız şey de budur! Şayet yöneticilerin ve Allah düşmanları sömürgecilerin ve Yahudilerin safında kalmayı tercih ederseniz, o zaman ya asiler olursunuz ya da Allah korusun mürted olursunuz; buna, Allah Kıyamet günündeki mahkemesinde karar verecektir. Ama şayet yöneticilere ve sömürgecilere isyan edip Allah’a itaat etmeyi ve O’nun dinine yardım etmeyi tercih ederseniz, o zaman sıddîklarla, şehitlerle ve salihlerle birlikte olacaksınız ki onlar ne güzel arkadaştırlar.اَمْ حَسِبْتُمْ أَن تُتْرَكُوا وَلَمَّا يَعْلَمِ اللهُ الَّذِينَ جَاهَدُوا مِنكُمْ وَلَمْ يَتَّخِذُوا مِن دُونِ اللهِ وَلَا رَسُولِهِ وَلَا الْمُؤْمِنِينَ وَلِيجَةً وَاللهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ “Yoksa, Allah, sizden, cihad edip Allah, peygamber ve müminlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeyenleri ortaya çıkarmadan bırakılacağınızı mı sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” [Tevbe 16]
Ey Müslüman orduları! Allah’ın gazabı, laneti, aşağılaması ve Allah korusun dünya ve ahiretteki şiddetli azabıyla karşılaşmadan önce İslam’ın düşmanlarının safını terk edin ve Allah’ın safına katılın. Vallahi bizler sizin, Allah’ın safında olmanızı, O’na itaat etmenizi ve O’nun düşmanına isyan etmenizi ümit ediyoruz ki böylece hem siz hem de biz her iki dünyanın da ecrini kazanalım Allah’ın izniyle; Allahu Allah nefsiniz için bunu yapın ey Müslüman orduları.
هَـذَا بَلاَغٌ لِّلنَّاسِ وَلِيُنذَرُواْ بِهِ وَلِيَعْلَمُواْ أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُوْلُواْ الأَلْبَابِ
“İşte bu, bütün insanlara, bununla hem uyarılsınlar hem Allah’ın ancak bir tek ilah olduğunu bilsinler hem de akıl sahipleri öğüt alsınlar diye yapılmış bir bildirimdir.” [İbrahim 52]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Memduh Ferec