- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Köln İstasyonunda Taciz Skandalı!
Köln istasyonu meydanında yeni yılı karşılamak için gelen binlerce kişi yeni yıla skandalla girdiler. Onlarca kadının taciz ve gasp edildiği meydanda polisin zafiyeti ve yeterli önlemlerin alınmaması Köln Belediyesini güç duruma düşürdü ve akabinde Köln Emniyet Müdürü istifa etmek zorunda kaldı.
Görgü tanıklarının ifadesine göre saldırganlar gruplar halinde ve organize bir şekilde savunmasız kadınları hedef aldılar. Saldırganların Kuzey Afrika veya Arap uyruklu olduğu ifade ediliyor.
Haberin medyada yayılmasıyla birlikte ırkçı gruplar (PEGİDA, Pro-NRW ve HoGeSa'cılar) gösteri düzenlediler.
Olaya müdahil olan Almanya başbakanı A. Merkel meselenin kendisini yakından ilgilendirdiğini ve bu konuda tüm bulguları/delilleri ortaya koymak zorunda olduklarını ve kadınların savunmasız bir şekilde kurban olmaların kabul edilemez bir durum olduğunu ifade etti. Daha önce federal adalet bakanı Heiko Maas (SPD) “Müdahillerin sınır dışı edilmesinin mümkün olduğunu“ ifade etti (Funke-Mediengruppe)
Tepkilerin çoğunluğunun Alman muhalefet partilerinden gelmesi dikkat çekici, şöyle ki daha önceleri mültecileri kabul etmeyen Almanya ani bir çıkışla mültecileri kabul etmenin insanlık namına bir değer olduğunu ve aynı zamanda Almanya icin büyük bir fırsat olduğunu ısrarla vurguladılar. Böylece AB ülkelerinin iltica sürecini düzenleyen ve mültecilerin AB (ve ayrıca Norveç, İzlanda, İsviçre ve Liechtenstein) topraklarına ayak bastıkları ülkede sığınma başvurusu yapmalarını şart koşan Dublin III Sözleşmesi uygulamada yürürlükten kalkmış oldu. 6 Ekim 2015 şansölyelik direktörü Peter Altmaier federal kabine tarafından mülteci politikası için “genel siyasi koordinatör” olarak atandı ve yeni sığınma yasa paketi yürürlüğe girdi. Yeni yasa ile Eyaletler ve belediyelerin üzerindeki mali yük azaltılacak ve Federal Yönetim masrafları üstlenilecek. Ayrıca pakette Arnavutluk, Kosova ve Karadağ güvenli ülkeler statüsüne alındı.
Köln´deki taciz olaylarına bakıldığında onca insanın olduğu yerde saldırı olayının hiçbir kameraya takılmaması ve çoğu ihbar başvuruları ile yayılmasıyla başladığına bakılırsa bu haberin asılsız bir haber olduğu düşüncesini akıllara getirmiş olsa da hükümeti zor duruma düşürmüştür. Tabi ki her eğlence yerlerinde! veya özellikle toplu eğlence yerlerinde böylesi olayların olduğu bilinmekte ama bu son olaya kadar gündemi işgal etmemekteydi.
Mültecileri Almanya için büyük bir fırsat olarak gören Almanya başbakanın söylemine bakıldığında belli ki Almanya Ortadoğu'daki yanan bu ateşten kendisi için bir fırsat görmekte. Almanya çoktan beri dünya siyasetine lider olarak tekrar dönme hayaliyle yanıp tutuşmakta ve kendisinde bu potansiyeli görmekte, öyle ki Yunanistan krizinde ve son olarak mültecilerin kabulünde tüm Avrupa'yı ikna konusunda öncülük/liderlik yapması kendisinin tekrar liderlik koltuğuna oturduğunun altını çizmekte.
A. Merkel´in Rusya ziyaretinde de görüldü ki Suriye için barış görüşmelerinde kendilerinin de müzakere masasında yerlerinin olduğunu izah ederken ülkelerinde bir milyona yakın mültecilerin barındığını bundan dolayı kendilerinin de müzakerelerde bulunmalarının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Almanya´nın önceki başbakanlarından Gerhard Schröder döneminde başlayan güç gösterisi (Almanya, Fransa ile beraber olup ABD´nin Irak savaşına fiili olarak katılmayı kabul etmemişti) hem kendi ülkesinde hem de AB´de taban bulamamış olan Almanya, uzun zamandan sonra tekrar belirgin bir şekilde (A.Merkel´in bu son döneminde) "Lider"liğe gözünü dikmiş durumunda. Hatta Yunanistan krizinde siyasi ağırlığını koyarak liderliğini pekiştirmiş ve eline geçmiş olan bu fırsatı iyi değerlendirmek istemektedir.
Köln´deki skandal, hükümeti zorlasa da gözüken Almanya'nın dünya siyasetine aktif bir şekilde dönme iştahı kabarmış durumda.
Hizb-ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi için Salih Kayadibi tarafından kaleme alınmıştır