- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)
Soru-Cevap
Kâfirin Kendi Dininden Dönmesi
Said Abu-unus’a
Soru:
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh faziletli Şeyhimiz. Ben Arapça bilmiyorum ama bir sorum olacaktı:
İslam Devleti’nde, örneğin zimmet ehlinden Hıristiyan olan birinin Yahudilerin dinine geçmesinin veya tam tersi olan birinin hükmü nedir? Bu, mürtet olarak adlandırılmıyor ama onun için mürtet hükmü var mıdır yoksa mürtet sadece İslam’da mı kabul ediliyor?
Cevap:
Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.
Sorunuz açıktır. Soruyu Arapça yazmak için çaba gösterdiğinden dolayı Allah seni mübarek kılsın.
Sorunuzun cevabı aşağıdaki şekildedir:
Mesele hakkında daha önce bir cevap yayınlamıştık ve مَنْ بَدَّلَ دِينَهُ فَاقْتُلُوهُ “Her kim dinini değiştirirse onu öldürün” hadisinin, sadece İslam’dan irtidat eden Müslüman için geçerli olduğunu ve dinini terk edip başka bir küfür dinine giren kâfir için geçerli olmadığını söylemiştik… Daha detaylı cevap vermek için başarı Allah’tandır diyorum:
1- Şeriatta mürtet, “İslam dininden dönen kişidir.” Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir.” [Maide 54] Ve Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّى يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا وَمَنْ يَرْتَدِدْ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَيَمُتْ وَهُوَ كَافِرٌ فَأُولَئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَأُولَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ “Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.” [Bakara 217] Dolayısıyla mürtet lafzı, İslam’ı terk ederek bir başka dine giren Müslüman kişiye hâstır.
2- Gayrimüslim birinin dinini terk edip başka bir dine veya dinsizliğe girmesine gelince; bu, fakihler nezdinde “Müntakil” olarak adlandırılmıştır…Mevsûatü’l Fıkhiyye el-Kuveytiyye’de şöyle geçmektedir: (…Müntakil ile mürtet arasındaki ilişki, her ikisinin de dinden çıkmış olmalarıdır. Ancak mürtet, hak dinden çıkıp batıl dine girmiştir; Müntakil ise batıldan çıkıp batıla girmiştir.)
3- Bu anlamda mürtedin hükmü, yani İslam dinini terk edip küfre girenin hükmü, Hâkim’den tövbe almasının ardından öldürülmesidir. Nitekim onun öldürülmesi noktasında çok açık hadisler varit olmuştur ve bunlardan bazıları şunlardır:
- Buhari İkrime’den ve İbn Abbas’tan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu rivayet etmiştir: مَنْ بَدَّلَ دِينَهُ فَاقْتُلُوهُ “Her kim dinini değiştirirse onu öldürün.”
- Buhari, Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle demiştir: لَا يَحِلُّ دَمُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ يَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَّا بِإِحْدَى ثَلَاثٍ النَّفْسُ بِالنَّفْسِ وَالثَّيِّبُ الزَّانِي وَالْمَارِقُ مِنْ الدِّينِ التَّارِكُ لِلْجَمَاعَةِ “Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Allah’ın Rasulü olduğuma şahitlik ederek Müslüman olan kişinin kanı ancak şu üç şeyden biri ile helal olur; 1-Cana karşı can 2- Zina eden evli kimse, 3- Dininden ayrılıp (İslam) cemaatini terk eden kimse.” Hadis Müslim’in rivayetinde şöyle geçmektedir: لَا يَحِلُّ دَمُ امْرِئٍ مُسْلِمٍ يَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَّا بِإِحْدَى ثَلَاثٍ الثَّيِّبُ الزَّانِي وَالنَّفْسُ بِالنَّفْسِ وَالتَّارِكُ لِدِينِهِ الْمُفَارِقُ لِلْجَمَاعَةِ “Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Allah’ın Rasulü olduğuma şahitlik ederek Müslüman olan kişinin kanı ancak şu üç şeyden biri ile helal olur; 1- Zina eden evli kimse, 2- Cana karşı can, 3- Dinini terk edip (İslam) cemaatinden ayrılan kimse.”
4- “3.” Maddede zikredilen hadisler, küfür dininden başka bir küfür dinine veya dinsizliğe intikal eden kimseye uygun düşmez… Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in, مَنْ بَدَّلَ دِينَهُ فَاقْتُلُوهُ “Her kim dinini değiştirirse onu öldürün.” hadisinden kastedilen, herhangi bir dini değiştiren kimse değildir. Bilakis İslam dinini değiştiren ve ondan dönüp başka bir dine giren kimsedir. Bunu destekleyen ise şunlardır:
- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Buhari’de geçen şu kavlidir: وَالْمَارِقُ مِنْ الدِّينِ التَّارِكُ لِلْجَمَاعَةِ “Dininden ayrılıp (İslam) cemaatini terk eden kimse.” Ve Müslim’de geçen şu kavlidir: وَالتَّارِكُ لِدِينِهِ الْمُفَارِقُ لِلْجَمَاعَةِ “Dinini terk edip (İslam) cemaatinden ayrılan kimse.” Cemaati terk etmek, Müslümanların cemaatini terk eden kimsedir, yani İslam dininden irtidat eden Müslümandır.
- Taberani, el-Kebir’de Behz İbn Hakim’den, babasından ve dedesinden şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ بَدَّلَ دِينَهُ فَاقْتُلُوهُ، لا يَقْبَلُ اللَّهُ تَوْبَةَ عَبْدٍ كَفَرَ بَعْدَ إِسْلامِهِ “Her kim dinini değiştirirse onu öldürün. Allah, Müslüman olduktan sonra kafir olan bir kulun tövbesini kabul etmez.” Heysemi bu hadis hakkında şöyle demiştir: Adamları sikadır (güvenilirdir.) Bu rivayette, hadisin sonu başını tefsir etmektedir; yani dinini değiştiren kimse, Müslüman olduktan sonra kafir olan kimse demektir.
- Taberani, el-Kebir’de, Muaz İbn Cebel’den, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini Yemen’e gönderdiğinde ona şöyle dediğini rivayet etmiştir: أَيُّمَا رَجُلٍ ارْتَدَّ عَنِ الإِسْلامِ فَادْعُهُ، فَإِنْ تَابَ، فَاقْبَلْ مِنْهُ، وَإِنْ لَمْ يَتُبْ، فَاضْرِبْ عُنُقَهُ “Herhangi bir adam İslam’dan dönerse, onu (tövbe etmeye) davet et; eğer tövbe ederse ondan kabul et, yok eğer tövbe etmezse boynunu vur.” İbn Hacer Fethu’l Bâri’de Muaz’ın hadisini şöyle diyerek zikretmiştir: (أَيُّمَا رَجُلٍ ارْتَدَّ عَنِ الْإِسْلَامِ فَادْعُهُ فَإِنْ عَادَ وَإِلَّا فَاضْرِبْ عُنُقَهُ وَأَيُّمَا امْرَأَةٍ ارْتَدَّتْ عَنِ الْإِسْلَامِ فَادْعُهَا فَإِنْ عَادَتْ وَإِلَّا فَاضْرِبْ عُنُقَهَا “Herhangi bir adam İslam dininden dönerse, onu (İslam’a) geri davet et, eğer kabul ederse mesele yok, kabul etmezse boynunu vur. Bir kadın da eğer İslam dininden dönerse onu da (İslam’a) geri davet et, eğer kabul ederse mesele yok, kabul etmezse boynunu vur.” Senedi hasendir.) Hadiste geçen sözün, İslam dininden dönen Müslüman hakkında olduğu açıktır.
5- Binaenaleyh İslam’dan dönme hükümleri, küfür dininden başka bir küfür dinine veya dinsizliğe intikal eden kimseye uygun düşmez. Buna göre Yahudilikten Hıristiyanlığa veya başka bir küfür dinine intikal eden biri, bir küfürden başka bir küfre geçmesinden dolayı cezalandırılmaz…Aynı şekilde İslam’ı kabul etmesi için zorlanmaz. Ancak kendi tercihi ile Müslüman olur… Şunu da mülahaza etmek gerekir ki; Yahudi ve Hıristiyan olan ehli kitaptan biri, kendi dininden Mecusiliğe geçmesi veya dinini terk edip dinsizliğe intikal etmesi gibi Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın olmadığı başka bir dine girerse, böyle bir durumda Müslümanların onların kestiklerini yemeleri caiz değildir. Şayet ehli kitabı terk edip ehli kitaptan olmayan başka bir küfür dinine intikal eden kimse bir kadınsa, bir Müslümanın o kadınla evlenmesi caiz değildir… Çünkü Müslümanların dışında kestiklerinin yenilmesi ve kadınlarıyla nikahlanılması caiz olan kimseler, kitap ehlinden olanlardır: Bunlar ise sadece Yahudi ve Hıristiyan’dır. Bu yüzden bir kişi Yahudilik veya Hıristiyanlıktan çıkıp bu ikisi dışındaki küfür dinlerine geçtiği sürece, kestikleri yenilenlerin ve kadınlarıyla evlenilenlerin dairesinden çıkmış olur. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: الْيَوْمَ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَطَعَامُ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ حِلٌّ لَكُمْ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَهُمْ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ إِذَا آتَيْتُمُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ مُحْصِنِينَ غَيْرَ مُسَافِحِينَ وَلَا مُتَّخِذِي أَخْدَانٍ “Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi, Hıristiyan) yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir.” [Maide 5]
6- Müntakil hakkındaki meselede tercih ettiğimiz görüş, yukarıda bahsettiğimiz şekilde belirtilen anlamdır. Ayrıca bu meselede fakihlerin başka görüşleri de vardır ve fıkıh kitaplarında bu görüşlere müracaat edebilirsiniz… Ancak az önce belirttiğim gibi Müntakil hakkında bizim için racih olan, açıkladığımız delillere göre yukarıda bahsetmiş olduğumuz şeydir. Umarım mesele açıklığa kavuşmuştur.
Kardeşiniz H. 15 Ramazan 1440
Ata İbn Halil Ebu Raşta M. 20/05/2019
Cevaba, Emir’in (Allah onu korusun) aşağıdaki web sitesinden bağlanabilirsiniz:
http://archive.hizb-ut-tahrir.info/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/3952