Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)

Soru-Cevap

Kureyş’te, Fetihten Önce Nusret Talebi Şartları Mevcut Değildi

Ğays Ğays’a

Soru:

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh

Şeyhimiz, müsaadenizle bir sorum olacaktır. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kabilelerden nusret talep ettiği bilinmektedir; ancak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in nusret talep ettiği kabileler arasında Kureyş de var mıydı?

Allah sizi tüm hayırla mükafatlandırsın.

Cevap:

Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

Nusret talebi, İslam’a icabet eden ve Müslüman olan kimseden olur… Ayrıca İslam’a ve Allah’ın indirdikleriyle yönetimin ikamesine yardım edebilecek güç ve kuvvet sahiplerinden olur… Kendisinden nusret talep edilen kimsede, bu iki şartın olması gerekir… İslam'a icabet edip Müslüman olmazsa veya kendisi, kabilesi veya başkaları ile birlikte değişime muktedir güç ve kuvvet sahiplerinden olmazsa, nusret ehlinden olmaz… Fetihten önce Kureyş’te bu yoktu, o zaman değişim yapmaya muktedir olan güç ve kuvvet ehli Müslüman olmamıştı, sonra Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlardan nusret talebinde bulunmadı, aksine Mekke’de İslam’a davet ediyordu; nitekim zayıf olanlar ve kabileleri olmayan bazı güçlü kimseler Müslüman oldu; yani bunlar, Ömer ve Hamza gibi değişim yapmaya muktedir değillerdi… Bu nedenle bu iki şart sağlanamadığından dolayı Mekke halkından nusret talebi olmamış, aksine Mekke’de İslam’a davet olmuştur. Dolayısıyla Mekke’de, değişim yapmaya muktedir olan güç ve kuvvet ehlinden İslam’a icabet eden olmamıştır. Dolayısıyla da Mekke’de nusret talebi olmamış, aksine (apaçık ve yakın) bir fetihle fethedilmiştir…

Bu nedenle Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisini, güç ve kuvvet sahibi olan kabilelere arz etmiş, önce onları İslam’a davet etmiş, İslam’a girince de onlardan nusret talebinde bulunmuştur… İşte size, bu konuda sirette geçenlerden bazıları:

Birincisi: İbn Hişam’ın sireti:

1- Sakif’ten nusret talep etti:

[İbn İshak şöyle dedi: Ebu Talib vefat ettiği zaman Kureyş, Ebu Talib hayattayken yapamadıklarını yapmaya başladı. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e eziyet etti. Bunun üzerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Taif’e gitti, Sakif’ten ve onların kavminden nusret ve güç istedi ve onların, Kendisinin Allah Azze ve Celle’den onlara getirdiği şeyleri kabul etmelerini umuyordu; nitekim onlara tek başına gitmişti.

İbn İshak şöyle dedi: Bana Yezid İbn Ziyad, Muhammed İbn Ka’b el-Kurazî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Taif’e varınca, Sakif topluluğunun yanına gitti; o gün onların efendileri ve ileri gelenleri üç kardeşten oluşuyordu: Bunlar, Abd Yalil İbn Amr İbn Umeyr, Musud İbn Amr İbn Umeyr ve Habib İbn Amr İbn Umeyr İbn Avf İbn Ukde İbn Ğiyere İbn Avf İbn Sakif’tir ve onların yanında olanlardan biri de Kureyş’ten Beni Camah’tan bir kadındı. Nitekim Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların yanına oturdu, onları Allah’a davet etti, onlara getirmiş olduğu İslam yolunda kendisine yardım etmelerini ve kavminden kendisine karşı çıkanlara karşı kendi yanında olmalarını konuştu ve onlardan birisi şöyle dedi:Seni eğer gerçekten Allah göndermiş ise (bir isyankâr çıkar) Kâbe’nin örtülerini yırtar. Diğeri şöyle dedi: Allah senden başka peygamber gönderecek kimseyi bulamadı mı? Üçüncüsü de şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki seninle bir kelime dahi konuşmayacağım. Eğer sen gerçekten ileri sürdüğün gibi Allah’ın Resulü isen, sana karşı gelmek bir tehlike olur. Yok, eğer Allah'a yalan söyleyen birisi isen benim seninle konuşmam zaten gerekmez.Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Sakif’ten bir hayır geleceğinden ümidini keserek onların yanından ayrıldı…

Rasul Kendisini Beni Âmir’e arzetti.

İbn İshak şöyle dedi: Bana Zühri şöyle rivayet etti; O, Beni Amir İbn Sa’saa’ya geldi ve onları Allah Azze ve Celle’ye davet etti. Onlara kendini arz etti ve onların içinden -Beyhara İbn Firas denilen bir adam, İbn Hişam’ın: Firas İbn Abdullah İbn Seleme (el-Hayr) İbn Kuşeyr İbn Ka’b İbn Rabia İbn Amir İbn Sa’saa olduğunu söylediği adam- ona şöyle dedi: Vallahi bu genci Kureyş’ten alırsam, onunla Arapları yer bitirirdim. Sonra şöyle dedi: Şayet senin emrin üzere sana biat etsek, sonra Allah seni, sana karşı çıkanlara karşı üstün kılarsa, senden sonra emir bizim olacak mı? Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: الأمر لله يضعه حيث يشاءBu mesele Allah'a aittir. Onu dilediği yere verir.” Bunun üzerine Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e şöyle dedi: Senin dışındaki Araplar için boyunlarımızı feda edeceğiz. Sonra Allah sana yardım edip üstün kılınca emir başkasının olacak öyle mi? Senin getirdiğin şeye ihtiyacımız yoktur. Dolayısıyla O’nu reddettiler…]

İkincisi: İbn Kesir ed-Dımeşkî’ye ait el-Bidâye ve'n-Nihâye kitabından.

[Dedi ki: Sonra sakin ve vakarlı bir şekilde oraya ulaştık. Nitekim onların ileri gelen büyükleri ve heyetleri gelince Ebu Bekir öne çıktı ve selam verdi. Ali şöyle dedi: Ebu Bekir bütün hayırlarda önde idi. Ebu Bekir onlara şöyle dedi: Kimdir bu kavim? Onlar da: “Şeyban İbn Salebe” dediler.

Bunun üzerine (Ebu Bekir), Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yönelerek şöyle dedi: Anam babam sana feda olsun! Bunlar, kavimleri arasında ulu kişilerdir.

Başka bir rivayette şöyle geçmektedir: Kavimlerinin içinde bunların arkasında mazereti olan biri yoktur. Kavimlerinin içinde güçlü olanlar bunlardır ve insanların en güçlü olanları bunlardır.

Bu kabile arasında Mefruk İbn Amr, Hani İbn Kabisa, Masna İbn Harise ve Numan İbn Şerik de vardı. Kabilenin içinden Ebu Bekir’e en yakın olan Mefruk İbn Amr idi, Mefruk İbn Amr açıklaması ve lisanıyla onlara üstün gelmişti ve onun göğsünün üzerine düşmüş iki saç örgüsü bulunuyordu. Ayrıca meclis olarak kavme en yakın olan da Ebu Bekir’in meclisiydi.

Ebu Bekir ona (Mefruk’a) dedi ki: Sizin sayınız nasıldır? O da (Ebu Bekir’e) dedi ki: Biz binin üzerinde olacağız ve bine birkaç kişi galip gelemeyecektir. Bunun üzerine ona (Mefruk’a) şöyle dedi: Sizin gücünüz nasıldır?

(Mefruk) şöyle dedi: Biz çaba göstermeliyiz ve her kavmin bir atası vardır. Bunun üzerine Ebu Bekir dedi ki: Sizinle düşmanınız arasındaki savaş nasıldır? Mefruk dedi ki: Öfkelendiğimizde karşılaşmada en şiddetli bizler oluyoruz, atları çocuklara ve silahları aşıya tercih ederiz, zafer Allah katındandır, Allah bir kez bize hidayet etti mi bizim üzerimizden bir başkasına da hidayet eder, belki de sen Kureyşli bir kardeşsindir? Bunun üzerine Ebu Bekir şöyle dedi: Şayet size Allah’ın Rasulü olduğu ulaştıysa, işte o burada…

Mefruk şöyle dedi: Böyle anıldığı bize ulaştı. Sonra Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e döndü ve [şöyle dedi: Ey Kureyşli kardeş beni neye davet ediyorsun? Bunun üzerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem öne çıktı, oturdu, Ebu Bekir elbisesiyle onu gölgelemek için ayağa kalktı ve Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle dedi: أَدْعُوكُمْ إِلَى شَهَادَةِ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، وَأَنِّي رَسُولُ اللَّهِ، وَأَنْ تؤوونى وَتَنْصُرُونِي حَتَّى أُؤَدِّيَ عَنِ اللَّهِ الَّذِي أَمَرَنِي بِهِ، فَإِنَّ قُرَيْشًا قَدْ تَظَاهَرَتْ عَلَى أَمْرِ اللَّهِ، وَكَذَّبَتْ رَسُولَهُ، وَاسْتَغْنَتْ بِالْبَاطِلِ عَنِ الْحَقِّ، وَاللَّهُ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ… “Allah´tan başka ilah olmadığına O´nun ortaksız olduğuna benim de Allah'ın elçisi olduğuma şehadet etmeye ve Rabbimin emirlerini yerine getirinceye kadar beni himaye etmeye, bana yardımcı olmaya sizi davet ediyorum. Çünkü Kureyşliler Allah’ın emrine karşı geldiler. Rasulü’nü yalanladılar. Hakkı bırakıp da batıl ile yetindiler. Ama Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve her hususta övülendir. …”

(Mefruk) dedi ki: İşte bu, Masna’dır. Kendisi bizim şeyhimiz ve savaş ehlimizdir. Masna şöyle dedi: Konuşmanı dinledim. Çok güzel konuştun ey Kureyşli kardeş. Konuştuğun şeyler beni etkiledi. Cevap, Hani İbn Kabisa’nın cevabıdır. Dinimizi ve tabilerimizi bırakıp bizimle oturduğun meclis için sana geldik. Ancak bizler, biri Yemame, diğeri semave olan iki yer arasında konuşlandık.

Bunun üzerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ona şöyle dedi: ما هاتان الضرتان“Bu iki yer arası da neresidir?”

O da O’na şöyle dedi: Birisi Arapların suları arasındaki bir yer (İran sınırına yakın bir yer). Diğeri ise Kisra nehirleridir. Biz buraya, Kisra’ya verdiğimiz bir söze sadık kalmak koşuluyla yerleştik. Burada huzursuzluk ve kargaşalık çıkarmayacağız. Senin bizi davet ettiğin şeyden hükümdarlar hoşlanmazlar. Arap ülkesinden olanlara gelince; sahibinin günahı bağışlanır, özrü kabul edilir. Fars ülkesinden olanlara gelince; sahibinin günahı bağışlanmaz, özrü de kabul edilmez. Eğer Araplara karşı seni korumamızı ve himayemiz altına almamızı istiyorsan, biz bunu yaparız.

Bunun üzerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: ما أسأتم في الرد إذ أفصحتم بالصدق، وإن دين الله لن ينصره إلا من أحاطه من جميع جوانبه “Siz bana kötü bir cevap vermediniz. Zira doğruyu söylediniz. Kesinlikle Allah’ın dinine ancak (dinden taviz vermeksizin) bütün yönleriyle kuşatan yardım edebilir.”]

Sonra Birinci ve İkinci Akabe Biatı, sonra hicret oldu ve devlet kuruldu… Sonuç olarak Mekke’deki güç ve kuvvet ehli, Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Mekke’deki ilk yıllarında gerçekleşmediği gibi onlar arasında İslam, ardından Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e yardım etmek için hazırlık da gerçekleşmedi. Bu yüzden Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, nusret yoluyla Mekke’de devleti kurmak için onlardan nusret talebinde bulunmadı. Aksine nusreti, İslam’a icabet edebilecek ve değişim yapmaya muktedir güç ve kuvvet ehlinden olan kimselerden talep etti… Nitekim bu dünya ve ahiretteki bu azim şerefe, Ensar nail oldu. İşte büyük kurtuluş budur. Ardından İslam Devleti, (apaçık ve yakın) bir fetihle Mekke’yi fethetti…

Umarım bu kadarı yeterli olmuştur. Bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır.

Kardeşiniz

Ata İbn Halil Ebu Raşta

H. 06 Safer 1443

M. 13/09/2021

Cevaba, Emir’in (Allah onu korusun) web sitesinden bağlanabilirsiniz:

http://archive.hizb-ut-tahrir.info/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/4166/

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER