- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Soru Cevap
Ankara’daki Rusya Büyükelçisinin Öldürülmesinin Arkasındaki Saik Nedir?
Soru:
19 Aralık 2016’da Türkiye’nin başkenti Ankara’da bir polis memurunun Rusya’nın Türkiye Büyükelçisine kurşun yağdırdı. Saldırı sonrasında büyükelçi öldü. Ankara’daki bir sanat galerisinde konuşma yaparken kameralar önünde saldırıya uğrayan Rus büyükelçisine yönelik saldırı sonrasında Türk hükümeti, saldırının arkasında Gülen grubunun olduğunu söyledi. Bu suçlamanın doğruluk payı nedir? Ve saldırıya iten etken nedir? Allah mükâfatınızı artırsın.
Cevap:
Aşağıdaki hususlara bir göz atıldığında cevap açığa çıkacaktır:
Birincisi: Olayın hakikati:
1- Son günlerde Halep’te yaşananlar, Müslümanlar için büyük bir trajedidir. Bu trajedi, onların duygularını ajite edip hislerini tahrik etmiştir. Onları bu trajediye tepki vermeye itmiştir. İslam’ın ve Müslümanların birincil düşmanı Amerika’nın entrikasını uygulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ihaneti açıkça ortadadır. İran, onun Lübnan partisi ve Şii milislerin ihaneti ve işbirliğiyle Amerikan hizmetkârı Rusya ve zalim Beşşar Esed ve zümresinin işlediği cürümler de gözler önündedir.
2- Rus büyükelçisini öldüren polis memuru, Arapça ve Türkçe İslami sloganlar attı. Arapça olarak “Bizler yaşadıkça daima cihat etmek üzere Muhammed’e biat edip söz vermiş kişileriz.” diye bağırdıktan sonra Türkçe olarak da “Allahu Ekber, Halep’i, unutmayın, Suriye’yi unutmayın.” dedi. Bunu bir kaç kez tekrarlayan polis memurunun, son günlerde Halep’te ve Müslüman Suriye halkının yaşadıklarının etkisi altında kaldığını gösterir. Ayrıca polis memuru “... Beldelerimiz güvende olmadıkça, sizler güvenliği tadamayacaksınız... Bu zulümde payı olan kim varsa, hepsi tek tek hesabını verecek…” diye de bağırdı.[19.12.2016 Ajanslar] Öyle görünüyor ki bu sözleriyle Amerika, Rusya ve müttefikleri ile yandaş ve Şii milislere işaret etmektedir... Bunlara, Suriye’yi yerle bir ettiniz, Müslümanların topraklarına saldırdınız, işlediğiniz cürümler ümmetin zihninden asla silinmeyecek ve vaat edilen o gün Allah’ın izniyle elbette bir gün gelecektir diye açık bir mesaj vermiştir...
3- İlginç olanı ise yetkililerce gözaltına alınmayan o polis memurunun bilinçli bir şekilde öldürülmesidir. Bunun kasıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Zorbalar, polis memurunu tutuklayıp mahkemeye çıkardıkları takdirde yöneticilerin özellikle Erdoğan’ın Halep ve Suriye ihaneti ile ilgili olarak slogan atmaya devam edeceğinden korktular. Bu, Halep’e ihanet edip kaderine terk eden Erdoğan için bir sıkıntı yaratabilirdi. Bu yüzden bu sıkıntı ve yansımalarından kurtulmak için polis memurunu öldürme emrini bizzat Erdoğan’ın vermiş olması yabana atılacak bir iddia değildir! Silahlı olan polis memuru, “Beni buradan ancak ölüm alır”diye bağırsa da, çok sayıda güvenlik güçlerinin sanat galerisine düzenlediği baskın sonrası onun kararlı ve korkusuz gözüken tutumuna rağmen kesinlikle canlı yakalanabilirdi. 21 Aralık 2016’da Anadolu ajansı, “Savcılık yetkililerinin, sanat galerisine baskın düzenleyen Özel Harekât polislerinin Mevlüt Altıntaş’ı neden canlı yakalamayıp ölü ele geçirdikleri konusunda soruşturma yürüttüklerini” bildirdi. Neden canlı yakalanmadığı ile ilgili olarak zor duruma düşen Erdoğan da Altıntaş’ın Özel Harekât polislerince ölü ele geçirilmesini şu sözleriyle savundu: “Bazıları spekülasyonlar yapıyor. ‘Niye canlı yakalanmadı da şöyle oldu, böyle oldu’. Canlı yakalamaya çalıştığınız zaman bedel ödendiğinde de İstanbul’da olduğu gibi ne oldu…” Ancak bu olay, Beşiktaş olayına benzemez. Zira polis memuru, Suriye’de gece gündüz Müslümanları katleden, küfür sistemi ve rejimin başı zalim Beşşar’ı korumak için ülkeyi yerle bir eden düşman devlet Rusya büyükelçisine karşı salt İslami saiklerle hareket etmiş bir yalnız kurttur. Çünkü Halep’te yaşanan katliamlar, bütün Müslümanların duygularını ajite etmiştir. Dolayısıyla tekbir getirerek İslami sloganlar atması da buradan kaynaklanmaktadır... Hâlbuki Beşiktaş saldırısı, bölücü laik milliyetçi Kürtçü bir örgütün işidir. Bu örgütün İslam ve İslami hedefler ile hiçbir ilgisi yoktur. Motifleri de İslam’dan çok çok uzaktır. Örgütün, sömürgeci ülkelerle siyasi bağlantıları vardır... Beşiktaş olayını, bu olayla karıştırmak zihinleri bulandırmak içindir. Dolayısıyla kanıt olarak ileri sürülemez. Tabii ki saldırganı ele veren açık kanıt varsa müstesnadır!
İkincisi: Olaya ilişkin tepkiler:
1- Şüphesiz Rus büyükelçinin ölümü, Suriye’de projelerini hayata geçirmek için Rusya’yı bir piyon gibi kullanan Amerika’yı tedirgin etmiştir. Amerika, her konuda Rusya ile mutabıktır ve her şeyi Rusya ile koordine içinde yürütmektedir. Olaya ilişkin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin açıklaması şöyledir: “Amerika Birleşik Devletleri, bugün Ankara’da Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov’a karşı gerçekleştirilen suikastı kınamaktadır...”[19.12.2016 Reuters] Olayı “Alçakça bir saldırı” olarak niteleyen Kerry, “Yürütülen soruşturmada hem Rusya hem de Türkiye’ye yardıma hazır olduklarını”söyledi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby de yaptığı açıklamada, “Kaynağı ne olursa olsun, bu şiddet eylemini kınıyoruz. Düşüncelerimiz ve dualarımız hayatını kaybedenler ve aileleriyle” şeklinde konuştu. Beyaz Saray Sözcüsü, ABD Savunma Bakanlığı ve seçilmiş Başkan Trump’un başkanlık ekibi de Rus büyükelçinin öldürülmesini kınadılar ve “Duygularımız kurbanlar ve aileleriyle”diye konuştular.
2- Amerikan yanlısı ve Rus dostu Erdoğan da, ABD’den aldığı talimat doğrultusunda Rusya ile olan ilişkilerinin etkilenmemesini istiyor. Ruslarla yaşanan uçak krizini çözüme kavuşturmak için nasıl çaba sarf ettiğini hep birlikte gördük. Bundan ötürü Ruslardan özür bile diledi. Erdoğan’ın ihanetinin boyutu apaçık ortadadır. Geçtiğimiz Ağustos ayında Allah düşmanı Putin’le varılan anlaşma kapsamında ABD planını uygulamak için devrimcileri aldatarak Halep’ten ayrılmalarını sağlamıştır. Putin, onun bu ihanetini deşifre ederek dostu Erdoğan’ı ifşa etmiştir ki yalancı kahraman edasıyla meydanlarda dolaşmasın ve sahtekâr antervari konuşmalar yapmasın... Buna karşılık geçtiğimiz Ağustos ayında St. Petersburg’da Putin’le görüşen Erdoğan, Putin’e alçakça yaltanarak onu “aziz dostum” diye nitelemiştir! Rus büyükelçinin öldürülmesinin ertesi günü Erdoğan, Rus büyükelçinin öldürülmesine rağmen Suriye başta olmak üzere işbirliğinin devamı konusunda Rus mevkidaşı Putin ile anlayış birliği içinde olduğunu söyledi: “Suriye başta olmak üzere Rusya ile giderek genişleyen işbirliği alanlarımızın bu saldırıdan etkilenmeyeceği konusunda Sayın Putin ile anlayış birliği içindeyiz”dedi. [20.12.2016 el-Cezire]
Rus mevkidaşı Lavrov ile Moskova’da yaptığı görüşme sonrası bir açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “Türkiye ve Rusya’nın, Suriye ve diğer bölgelerde siyasi bir çözüme ulaşana dek işbirliğine devam edeceğini” belirterek “Rus büyükelçinin öldürülmesini iki ülkenin dostluğunu zedelemeye yönelik bir saldırı olduğunu”ifade etti. Putin de, büyükelçinin öldürülmesinin “Türkiye’yle iyi ilişkileri ve Suriye’deki çözümü bozma yönünde yapılan bir provokasyon olduğunu”belirtti. Kremlin Sözcüsü Peskov yaptığı açıklamada, “İki ülke liderinin saldırıyı araştırmak için ortak bir komisyon kurulması üzerinde anlaştıklarını”söyledi. Görüldüğü gibi olay hakkında anlayış birliği içinde olduklarını açıklayan Türk ve Rus tarafı, barış süreci ve barışçıl çözüm adı altında Suriye devrimine darbe vurmak için ortak çalışma yürütmeye devam edeceklerini vurguladılar. Rus büyükelçinin öldürülmesinin hemen ertesi günü Türkiye, Rusya ve İran Dışişleri Bakanları bir toplantı yaparak, yaptıkları açıklamada da belirtildiği gibi Suriye’de laik rejimin korunması ve ortak çalışmaya vurgu yapıldı.
3- Avrupa da, Suriye devrimi ve Suriye’de İslam’ın yeniden iktidara gelişine karşıdır. Amerika ile birlikte hareket ederek 14 Kasım 2016 günü Viyana’da düzenlenen bir konferansta, Suriye’de laik rejimin korunması ve siyasi çözümün uygulanmasını kabul etmiştir. Aynı zamanda Avrupa, Amerika ve Rusya ile birlikte bu konuda Güvenlik Konseyi kararlarına kabul etmektedir. Avrupa’nın tek istediği, uluslararası izolasyona maruz kalmadan Suriye konusunda ve siyasi süreçte bir rol kapabilmektir. Amerika ve Rusya gibi Avrupa da, İslam ve Müslümanlar düşmanıdır ve İslam’ın iktidara dönüşü ile canhıraş mücadele etmektedir. Bu nedenle Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Federica Mogherini, suikastı kınayarak “Ankara’da bu öğleden sonra gerçekleştirilen akıl almaz saldırıyı duyunca derin sarsıntı yaşadım.”açıklamasında bulunmuştur. [20.12.2016 el-Cezire] Türkiye’de Rus büyükelçisini ölümünden duyduğu derin üzüntüyü dile getiren İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft da “Ülkesinin Suriye içinde ve dışında terörle mücadelede Moskova ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu...”belirtti. [20.12.2016 el-Cezire] Ayrıca İngiliz Dışişleri Bakanı Boris Johnson da Twitter hesabından bir açıklama yaparak “Bu korkakça saldırıyı kınıyorum”sözleriyle tepki gösterdi. [20.12 2016 Russia Today]
Alman hükümeti de Rus büyükelçinin öldürülmesini kınadı. Pazartesi akşamı Twitter hesabından bir açıklama yapan Başbakan Angela Merkel’in Sözcüsü Steffen Seibert, “Rus elçisine yapılan suikastın çok üzücü bir haber olduğunu kaydederek, Alman hükümetinin bu anlamsız eylemi kınadığını”belirtti... [20.12.2016 el-Cezire] Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault ise yazılı açıklamasında “Hiçbir şey şiddet ve terörizme gerekçe gösterilemez. Bu korkunç olay karşısında Rusya ve Türkiye’yle dayanışma içindeyiz”ifadelerini kullandı. [20.12.2016 el-Cezire]
4- Erdoğan’ın, Fethullah Gülen hareketini suçlaması ise doğru değildir. 21 Aralık 2016 günü yaptığı açıklamada Erdoğan, “Bağlantıların öncelikli olanı tamamıyla FETÖ terör örgütüne mensup olduğudur, yani bunu gizlememize filan gerek yok, yani yetiştiği yerden tut iltisaklarına varıncaya kadar onlar bunu gösteriyor...” dedi. [21.12.2016 Reuters] Böyle bir suçlama yeni bir şey değil, çünkü Erdoğan liderliğindeki Türk devleti, gerçekleri örtbas etmek için her eylemde Gülen hareketini suçlamaktadır. 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişimini tezgâhlayan İngiliz ajanlarının tasfiyesini örtbas etmek için de Gülen hareketini suçlamıştır. Gülen’in danışmanlarından Alp Aslandoğan, yaptığı açıklamada, “Bir Türk güvenlik yetkilisi tarafından dile getirilen ve Rus Büyükelçi Karlov’un öldürülmesiyle Gülen cemaati arasında bağ olduğuna dair iddiayı gülünç buluyoruz”dedi. Aslandoğan ayrıca “Sayın Gülen, ayrıca bu haince saldırıyı en güçlü duygularla kınamaktadır”ifadelerini de kullandı. [20.12.2016 Reuters]
Bilindiği üzere bu grubun, başta da lideri Gülen’in, İslam ve Müslümanlara yönelik hiçbir gayreti yoktur. Yahudi varlığının, 10 Türk Müslümanı öldürdüğü acımasız Mavi Marmara saldırısını meşru görmüştür. Bu hareket, Yahudiler ile dosttur ve onları da kendisi gibi mümin kabul etmektedir. Müslümanlar ile dost değildir ve onların sorunlarına da hiçbir şekilde yardımcı olmuyor. Herhangi bir İslami sorunu da desteklemiyor. İslam Hilafeti projesine karşıdır ve Hilafet ile alay ederek Hilafet için çalışanlarla mücadele etmiştir. 2013 yılı sonuna dek Erdoğan’ın müttefikiydi. Sonra Amerika’nın çıkarları için rekabet etmek adına Erdoğan ile anlaşmazlığa düştü. Gülen cemaati, Erdoğan gibi Amerikan ajanıdır ve Amerika hesabına çalışmaktadır. Erdoğan ve AKP gibi demokrasi, laiklik ve Amerikan projelerini benimsemektedir. Bu nedenle bir Müslümanın yardımına koşmaz. Müslümanların çıkarları ve sorunları ile de ilgilenmez. Bu yüzden bu hareket, sömürgeci kâfirlere karşı yapılan bir eylemin arkasında asla olamaz. Rusya, Gülen cemaatini suçlamadı. Gazetecilere bir açıklama yapan Kremlin Sözcüsü Peskov, “Ankara’nın işaret ettiği gibi Rus büyükelçinin öldürülmesinin arkasında Gülen grubunun olduğu tespitinde bulunmak için henüz erken olduğu” değerlendirmesinde bulundu ve suikastın Türkiye’nin prestijine bir darbe olduğunu söyledi.”[21.12.2016 Russia Today] Bu nedenle Erdoğan, polis memuru ve ailesinden intikam alarak, babası, annesi, kız kardeşi ve diğer yakın akrabalarının gözaltına alınması talimatını vermiştir. Gözaltı sayısı 13’e çıkmıştır. Daha sonra da telefonda Rusya Devlet Başkanına taziyelerini sunmuştur...
Üçüncüsü: Saldırının arkasındaki saik:
Saldırı gerçeğine ve farklı kesimlerce verilen tepkilere bakıldığında, polis memurunun yaptığı eylemin yalnız kurt eylemi olduğu ve hiçbir kesimle bağlantılı olmadığı açığa çıkar. İslami duygular saikiyle Rusya’nın Suriye’deki barbarca katliamlarından intikam almak için bu eylemi yapmıştır. Biz, kimseyi Allah adına tezkiye etmeyiz. Allah ona merhamet etsin ve ailesine de sabır versin.
إِنَّ اللَّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ“Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”[Bakara 153] Umarız Aziz ve Hâkim olan Allah Subhânehu ve Teâlâ, Müslümanların sıkıntılarını giderir de Hilafetin kurulmasıyla onlara yardımda bulunur. Hilafet, tüm sömürgeci kâfire, her ceberut zalim ve münafığa hak ettiği en kötü cezayı verecektir. Onları arkalarından yakalayacak, tüm mazlumun yardımına koşacak ve her yarayı saracaktır.
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ“O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]
H.26 Rabiu’l Evvel 1438
M.25 Aralık 2016