مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ فَمِنْهُم مَّن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنْهُم مَّن يَنتَظِرُ وَمَا بَدَّلُوا تَبْدِيلاً

“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı da beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” ^{[Ahzab 23]}

Özbekistan’ın Andican eyaletinin Hoca-Abad ilçesinde yaşayan Abdul Menaf Rüstemov, bugün 26 Ağustos 2022 Cuma günü 80 yaşında Hakkın rahmetine intikal etti.

Rüstemov, (Allah rahmet etsin), Hizb-ut Tahrir ile altmış yaşında tanıştı, fikirlerini öğrendi, samimiyet ve dürüstlükle fikirleri kabul etti. Böylece hayatındaki en büyük dönüşü gerçekleştirdi. 1999 yılında Özbek hükümeti tarafından hapse atıldı, koşulları son derece zor hapishanelerde 20 yıl kaldı, 2018’de serbest bırakıldı. İki oğlu da Hizb-ut Tahrir’deki faaliyetleri nedeniyle uzun yıllar hapis yattı. Bu ay ikinci oğlunu yine hapse attılar! Sadık eşi, kocasını, iki oğlunu ve damadını ziyaret etmek için hapishane hapishane dolaşıyordu ve Kıyamet Günü’nde buluşmak üzere dört yıl önce vefat etti.

Rüstemov, cezaevinden çıktıktan sonra geçirdiği zor ameliyatların ardından ayağa kalkar kalkmaz vefat etti. Sabah namazını kılmak için camiye giderken bir otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. En ufak bir tereddüt etmeden hayatını ve dünyasını Allah yolunda feda eden bu kardeşimize ahirette güzel bir hayat bahşetmesini yüce Allah’tan niyaz ediyoruz. Acılı ailesine ve yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.

Allah rahmet eylesin kardeşimiz, hayatında “Rabbimiz Allah’tır” diyenler için yeterli bir ibrettir. Bu ülke bir yiğit insanını daha kaybetti. İnşallah kıyamet günü Naim cennetlerinde buluşuruz. Sevgili kardeşimizi rahmetiyle kuşatmasını ve onu Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Kevser havuzunda buluşacağını müjdelediği gurup arasında kılmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Kardeşimiz Abdul Menaf’ın ayrılışından dolayı üzgünüz, ancak biz, Rabbimizi hoşnut edecek bir söz dışında bir şey söylemeyiz:

إِنَّا للهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ “Biz şüphesiz Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.” ^{[Bakara 156]}