Cuma, 29 Rebiu’s Sânî 1446 | 2024/11/01
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu

No: AVLu2013BAu20132011u2013MBu2013TRu20130007 H. 7 Raceb 1432
M. Çarşamba, 08 Haziran 2011

-Basın Açıklaması- Russell Trude ve Julie Bishop, Hizb-ut Tahrir Hakkında Yalan Propaganda Yapıyorlar

Avustralya Federal Konseyi'nin geçen haftaki anayasal ve yasal işler hakkındaki oturumu sırasında Senatör Russell Trude, Hizb-ut Tahrir'in siyasî hedeflerini gerçekleştirmenin meşru bir aracı olarak şiddeti desteklemeye çağırdığını iddia etti. Zira Hizb-ut Tahrir'in görüşlerini, çirkin ve iğrenç olarak nitelendirerek hizbin, Keşmir'deki Hinduların, Çeçenistan'daki Rusların ve "İsrail'deki" Yahudilerin yok olmasına çağırdığını ve toplumun belirli çevrelerine karşı şiddete teşvik ettiğini iddia etti.

Federal Muhalefet Lideri Yardımcısı Juile Bishop'a gelince; bu hafta içerisindeki iddiaları takip ederek Hizb-ut Tahrir'i, Yahudilerin katledilmesine çağıran antisemitizm bir kitle olmakla suçladı.

 

Hizb-ut Tahrir / Avustralya, bu iddialara cevap olarak insanlara hakikati açıklamak amacıyla aşağıdaki noktaları açıklar:

 

Birincisi: Tamamen bilindiği üzere Hizb-ut Tahrir, siyasî bir hizb olup İslam dünyasında Hilafeti geri getirmek için çalışan aktivistlerini, kültürel ve siyasî araçlarla sınırlandırmaktadır.

 

İkincisi: Hizb-ut Tahrir'in, Yahudilerin katledilmesine çağırdığıyla ilgili sahnelenen iddialar açık bir yalandır. Karalama iftiraları sadece bununla da kalmayıp daha önce Federal Muhalefet Lideri Tony Abbott da geçen mart ayında buna benzer bir iftiraya kalkışmıştır. Nitekim biz, bugüne kadar işe yaramayan iddialarını kanıtlaması için kendisine meydan okumuştuk. Aha şimdi de onun yardımcısı, hiçbir kanıt getirmeksizin aynı iddiaları gevelemektedir.

 

Üçüncüsü: Hizb-ut Tahrir'in, yerel ve küresel düzlemdeki eleştirileri sadece ve özellikle "İsrail" varlığına karşı olup tüm Yahudilere yönelik değildir. Zira bizler, "İsrail'in", Filistin halkını katledip yerinden etmek üzerine kurulmuş meşru olmayan bir varlık olduğuna inanıyoruz. İslam'ın ve dünya Müslümanlarının "İsrailliler" ile çatışma içerisinde olmaları onların Yahudi olmalarından dolayı değildir. Bilakis işgalci ve saldırgan olmaları vasfıyladır. İftiralar ne kadar çoğalırsa çoğalsın, siyasi yıldırmalar ne kadar şiddetlenirse şiddetlensin, bizi ve tüm Müslümanları bu yaklaşımdan geri döndüremeyecektir.

 

Dördüncüsü: Antisemitizm suçlaması, "İsrail'i" eleştirmekten uzak tutmaya dönük miadı dolmuş eski bir iftiradır. Aslında utanç verici hakikat, antisemitizm duygularının Avrupa'da doğup büyümesidir. Dolayısıyla Senatör Trude ve Julie Bishop, tarih bilgilerini tekrar gözden geçirmelidirler. Zira tarih kitaplarında geçtiği üzere Avrupa'nın Yahudilere yönelik muamelesi, İspanyol Engizisyon Mahkemeleri ile Nazi Almanya'sında Yahudileri attıkları ölüm fırınlarında ortaya çıkmaktadır. Bu net olayın aksine Yahudiler, Müslüman İspanya ve Osmanlı Hilafeti'nin gölgesinde hoş ve güzel bir muamele ile karşılaşmışlardır.

 

Beşincisi: Senatör Trude'nin, -özellikle Federal Senato'nun karşı karşıya kaldığı- müptezel basını ve soytarı gazeteleri destekleyeceğine başkalarına yönelik ciddi suçlamaları kanıtlamak için daha bilinçli hareket etmesi gerekir. Binaenaleyh aynı şekilde Keşmir, Çeçenistan ve Filistin'in durumlarına yönelik ortak paydanın, yabancı saldırganlar tarafından zalimce işgal edilmiş olması olduğunu anlamalıdır. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir, hiç çekinmeden bu zalim işgallerin durdurulmasına çağırdığı gibi çağırmaya da devam edecektir. Zira o, askerî işgalle muamele etme yönteminin şiddetli mukavemet olduğuna inanmaktadır.

 

Altıncısı: Ülkelerini işgal edenlere karşı direniş hakkı olanlar ile şiddete siyasî bir araç olarak itimat etme hakkı olanlar arasındaki ayırım, Senatör Trude ile Julie Bishop tarafından yapılan ucuz bir fırsatçılıktır. Ayrıca Afganistan'da aşırı şiddetle karakterize olmuş Avustralya'nın müdahalesini ve Irak'taki vahşi müdahaleyi desteklediklerinin ve 2009 yılında Gazze'ye yönelik vahşi saldırı sırasında meydana geldiği üzere "İsrail'in" şiddetini haklı çıkarmayı bir alışkanlık haline getirdiklerinin yayıldığı bir sırada bu ikisinin, başkalarını siyasi bir araç olarak şiddete teşvik etmekle suçlamaları çirkin bir husus sayılır.

 

Yedincisi: Senatör Trude'nin, Avustralya İstihbarat Başkanı ile olan çalışmaları sırasında, İngiltere'deki Hizb-ut Tahrir üyelerinin, 2010 temmuz ayında Sidney şehrinde düzenlenen Hizb-ut Tahrir'in konferansına katılmak için Avustralya'ya girmelerine izin verilmesinin nedenleriyle ilgili mülahazaları olmuştur. Bu tür bir davranış, son zamanlarda yükselen Avustralya politika üreticilerinin seviyesinin ne kadar da düştüğünün bir göstergesi sayılır. Dolayısıyla övündükleri ifade özgürlüğü ve demokrasiyle ilgili samimiyetin boyutu, kendi arzularıyla örtüşmeyen görüş sahiplerinin görüşlerini bastırmak isteyen eylemler ışında ölçülemez.

Bizler özenle, Senatör Trude ile gelecek ay düzenlenecek olup tüm bireylerin, politikacıların ve medya organlarının katılabileceği 2011 yılındaki büyük konferansımızın fikirlerini suçlayan herkese sesleniyoruz. Gerçek bir devler adamı, kendilerinden farklı olan kimselerin fikirleriyle ilgilenir. Şeytanlaştırma ve korkutmaya dayanmak ise fikren iflas etmiş olan kimselerin durumudur.

 

Sekizincisi: Dikkatle mülahaza edilmelidir ki Avustralya politikacılarının Hizb-ut Tahrir'e yönelik saldırıları, başbakan David Kameron gibi İngiltere'nin yönetim cihazının en yüksek makamlarının idare ettiği İngiltere'de hizbe karşı yapılan medyasal kampanyanın akabinde gelmiştir. Avustralya politika üreticilerinin bu yaptıkları, ana sömürgeci ülkenin siyasî bakışıyla yönlendirilmeyi sürdürmek olmuyor mu? Yada bundan daha kötüsü, İngiltere'deki muhataplarından emirler almak anlamına gelmiyor mu? Yada David Irvine'nin İngiliz İstihbarat Kurumları'nı işaret ederek, "Bizler, müttefik organlarıyla sıkı işbirliği içerisindeyiz" şeklideki sözleri ne anlama gelmektedir?

Dokuzuncusu: Hizbin fikirlerinin iğrenç olarak nitelendirilmesine gelince; öncelikle bu nitelendirmeyi hak eden, ülkelerin işgalini ve "İsrail'in" yaptığı gibi masum sakinlerin toplu olarak yerinden edilmesini haklı çıkaran fikirlerdir. İğrenç fikirler, Irak'ta meydana geldiği üzere bir ümmete, yalanlara dayalı olarak açılmış bir savaşı -ki bu savaş, yüz binlerce masum canın kaybına yol açmıştır- haklı çıkaran fikirlerdir. İğrenç fikirler, Afganistan'a karşı açılan savaş halinde olduğu gibi Amerika'nın ekonomik ve siyasî çıkarlarını destekleyerek Avustralyalı askerlerin ve Afgan sivillerin canlarının kurban verilmesini haklı çıkaran fikirlerdir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: (+61) 438 000 465
www.hizb-australia.org
E-Mail: media@hizb-australia.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER